Herkes Kendi Derdine Yanar!

Anadolu da aile içi sohbetler de sıklıkla kullanılan bir sözümüzdür. Bu “Herkes kendi derdine yanar” sözünde ki muhatap bireylerden ziyade aile, aşiret, sülaledir. Yakın geçmişimize kadar tek aile nüfusları dahi kalabalıktı, çift haneli rakamdan aşağı düşmesi için bir farklılık, bir tuhaf sebep gerekiyordu. Aile için de fiziksel ya da ruhsal özürü, eksik için de olan biri var ise tüm bireyler bu bilinçle bakar, hareket ederdi.
Günümüz de aile fert sayısın da azalma olsa da ilke değişmedi. Aile sahip olduğu özürlü, engelli, yatalak bir fert sahibi ise, yaşam şekli ve planlar ona göre yapılır, şekil alır. Aile içi sohbet ve yakınmalar da yeni yetişmekte olan gençler serzenişte bulunsalar da, tatil istekleri, moda ve trende uygun giyim, ev içinde olmasını istedikleri için hep aynı cevabı alırlar “Herkes kendi derdine yanar” diye. Aile için de olan özürlü, engelli, yatalak bireyin sadece ekonomik yükü değil, ruhsal rahatlığı için de özel yaklaşımlar gösterilir, hiçbir şekil de yok gibi davranılmaz. Kişilerden aile, ailelerden de millet oluşur.
Millet hür iradesi ile devletin yöneticilerini seçer, belirler. Görev ve yetki alan yöneticiler sorumluluklarını yerine getirdikleri gibi o milletin hassasiyet ve zafiyetlerini bilir ve o şekil de bir duruş ve çalışma şekli oluşturur. Zurnanın zırt dediği yer burası, ülkem de olan biten, yaşananlar kendi içimizde önemli üzüntüler yaşatıyor olsa da, bizler bu büyük milletin, ailenin bireyleri olarak sağduyulu davranmak zorunluluğundayız. Her yurttaşa düşen bu sorumluluk ziyadesi ile ülkenin dünya ülkelerine dönük yüzü yöneticilerine de düşmektedir. Ankara patlaması çift haneli kayıp ettiğimiz canlar ve üç haneli rakamlar da yaralımız vardır. Aynaya bir kez daha bakma gereğimiz ortaya çıkmıştır ki; hayatını kaybeden canlar ve yaralı olan canlarımızın hiçbir parti ya da ideoloji de yoğunlukları yoktur.
Tüm parti ve görüşteki insanlar bu katliam da, insanlık dışı saldırı da kurban olmuşlardır. Son birkaç ay ve son yıl için de neler olupbitti uzmanlar tekrar tekrar gözden geçirmeliler. Aile kutsiyeti için de dış mihraklara prim vermeden, acımızı içimize gömerek çok ivedi analiz ve tedbirler üretilmelidir. Her görüş ya da parti çıkar meselesini rafa kaldırarak, tüm milletin hassasiyetlerini göz önüne alarak hareket etmelidir. Neler oluyor sorusuna el kadar bebeler dahi birkaç kelime yorum getirebilir. Sorun, Devlet adamlığı, Devlet yönetiminden beklenen neler olacak, neler yapılıyor sorularına net ve şeffaf cevap ve çözümler bulabilmeleridir. Türkiye halkının arap devletleriyle işbirliği içinde olması, kendi yaşadığı kısa ve uzun tarih tecrübelerini yok saymaktır. Türk Milletinin bu maceraya sürüklenmesi intiharı olacaktır, istenen de budur. Aile için de dahi birçok sorun ve sıkıntı yaşanır, çözümler yine aile içinde üretilir ve uygulanır. Birlik ve beraberlikten taviz verilmez, tavizkar yaklaşımlardan uzak durulur. İçi bizleri yaksa da dışarıya karşı görüntü ve mesajlarımız net ve yakıcı olmalıdır.
Mir Murat Demir