Yıkımın sebebi Mimar değil, İmardır
TMMOB Mimarlar Odası Malatya Şubesi
TMMOB Mimarlar Odası Malatya Şubesi, konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Biz mimarlar olarak Malatya'mıza hizmet etmek niyeti ve çabası içerisinde depremin ilk anlarından itibaren mesleki yetkinlik alanımızın her noktasında müdahil olduk ve olmaya da devam edeceğiz.
Ancak, bu süreçte tarafımıza haksızca yüklenecek suçlama, itham ve sorumluluklara da itirazımız var. Depremle birlikte kendi sorumluluk alanlarındaki sorun, kusur ve suçlarından kendilerini aklama ve kurtarma çabası içerisine girmiş kişi ve kurumlar, maalesef günah keçisi olarak sadece mimar ve mühendisleri göstererek, Malatya'mızın bir daha ki depremlerde yine yıkılacağı, yine can kayıplarının olacağı, depreme dayanıksız yapılarla bizleri baş başa bırakmaktadırlar.
Bir daha ki depreme hazırlıklı olmak yerine, var olan büyük sorun ve kusurları örterek, yok sayarak, gündemden çıkarmaya çalışmaktadırlar. Malatya'mızın son depremlerle beraber 11 il içerisindeki diğer kentlerimizden farklı değerlendirilmesi gerektiği çok açık bir gerçektir. Şöyle ki; Malatya'mız dört ayrı büyük ve yıkıcı deprem geçirmiştir. 24 Ocak 2020 tarihli 6,8 şiddetindeki Elâzığ depremi, 6 Şubat 2023 saat 04.17'deki 7,7 şiddetinde Kahramanmaraş Pazarcık depremi, yine aynı gün saat 13.24'te 7,6 şiddetinde Kahramanmaraş Elbistan merkezli deprem ve 27 Şubat 2023 saat 12.04'te 5,6 şiddetindeki Malatya Yeşilyurt merkezli deprem Malatya'nın tüm yapılarını riskli hale sokmuştur.
Bu durumda; Gözlemsel olarak yapılan bu tespitler sonucunda, tespiti yapan kişiler ve kurumlar yaptıkları tespitlerin sonrasında yaşanabilecek risklerin evrak üstündeki sorumluluğunu almamaktadırlar. Hatalı tespit yapılan bir binada yaşanabilecek tehlikelerden tespit yapan kişi değil, mevcut fenni meshul sorumlu tutulmaya devam edilmektedir. Bu haksız bir sorumluluktur ve acilen iptal edilmelidir. Mevcut tespitler vicdani bir konu olarak değerlendiriliyor olsa da hasar tespit çalışmaları yeniden, ivedilikle ve ciddiyetle ele alınmalıdır. Yaşadığımız bu büyük felaket öncelikle rant kapısı olmaktan çıkarılıp, konunun uzmanlarına devredilmesi gerekmektedir.
Malatya'mızın geçirdiği bu dört büyük depremden dolayı diğer illere göre, mevcut binalar ve yeni yapılacak binalar konusunda daha çok hassasiyet gerektirmektedir. Bununla birlikte; Deprem sonrasında can kaybı olan binaların sorumluları sadece mimar ve mühendislermiş gibi bir yaklaşımı kesinlikle reddediyoruz. Yaşanan kayıp ve yıkımın sebebi MİMAR değil İMAR'dır. Uzun yıllardır yanlış imarın karşısında durup itiraz eden yine mimarlar olmuştur. Gerek fenni mesuliyet ve gerekse yapı denetim kanunu ve yönetmeliklerine göre 15 yıl olan fenni sorumluluk süresi bittikten sonra, bina sahipleri veya kullanıcıların binanın taşıyıcı sistemlerinde bilinçsizce yaptıkları risk oluşturan değişiklik ve tadilatlardan mimar fenni meshulün sorumlu tutulması doğru değildir.
Bu durumda dört büyük yıkıcı deprem geçirmesine rağmen hala ayakta duran binaların fenni sorumluklarının devam ettirilmesi de mimarlarımıza haksızlıktır. Yasal olarak, cihazlarla kapsamlı bir test ve performans analizi yapılmayan ve sadece gözlemsel tespit yapılan binalardan fenni sorumlu tutulmayı kabul etmiyoruz. Bilimsel olarak Malatya'daki ağır hasarlı binalar yeni büyük bir depremde ciddi yıkılma riski altındadır. Mevcut tüm binaların uzmanlarınca ve test araçları ile kapsamlı olarak yapılıp, deprem risk analizini ortaya koymaları gerekir. Ve nihai olarak, test sonuçlarını veren uzmanın, binanın bundan sonraki süreçte fenni mesulü olması daha doğru olacaktır. Böylelikle yaşanan bu durum,(yapılacak test işi) rant kapısı olarak görülmekten çıkacak, yapılan test ve tespitleri yapan uzmanların da ciddiyetle ele almasını sağlayacaktır.”