Veysel Fırat

Arap Düşmanlığının Gizli Hedefi: İslam Birliği

Veysel Fırat

Bir zamanın aydın solcuları ve severleri, ülkücüleri ve muhafazakarları faşistlik ve
Yobazlıkla suçlayarak kardeşlik, evrensel dil ve evrensel kültürün çevresinde, tüm insanları
Toplayarak sınırların kaldırıldığı bir dünyada yaşanılması gerektiği yönünde yazıp çiziyorlardı.
Bu evrensel dünyanın kültürü ise tatbiki Avrupa kültür ve medeniyeti idi. Avrupa dillerini
Öğrenmek, Avrupa kültürüyle yaşamak ve dilimize İngilizceden alabildiğince kelime alıp
Dilimizdeki Türkçe kelime sayısını azaltmak ve mümkünse Türkçeyi unutup İngilizce
Konuşmak bunların temel gayesini oluşturmaktaydı.
Türk milletinin büyüklüğünü, Türk kültürünün yaşanması ve yaşatılması gerektiğini
Savunan ülkücüler için faşist, Türk milli bilincinin ve İslam’ın çocukların dimağlarına
Yerleştirilmesi gerektiğini savunan muhafazakârlar için yobaz- gerici diyerek insanları bu
Anlayışlardan uzaklaştırmaya çalışıyorlardı.
Aynı kesim bu gün ellerine kalemlerini almışlar Arap düşmanlığı adı altında İslam
Düşmanlığını topluma dayatmaya çalışıyorlar. Bu kesim batılılar için insancıl olmamızı
Dayatırlarken, Arap adı altında Müslümanlara karşı ise faşist ve yobaz olmamızı dayatıyorlar.
Dün ülkücülere faşist diyenler bu gün Araplara karşı faşistliğin zirvesini yaşıyorlar topluma
Da yaşatmaya çalışıyorlar. Ve bunu da başarıyorlar.
Ülkemizde oluşan şu algıya bakın başarmamışlar mı?
Kurtuluş Savaşı’nda bize en çok yardım eden milletlerin başında gelen Afganlıları
Ülkemizde görmekten rahatsız oluyoruz ama ülkemizi işgal eden, varlığımız tehlikeye düşüren
İngilizlerden rahatsız olmuyoruz. Çanakkale’de Mehmetçikle aynı cephede savaşan Arap’ı
Ülkemizde görmekten rahatsız oluyoruz da İzmir’i işgal eden, bizleri Anadolu’dan atmak
İsteyen ve Kurtuluş savaşında 640 bin civarında sivili katleden Yunanlılardan rahatsız
Olmuyoruz. Milliyeti ne olursa olsun bir Müslümanı ülkemizde görmekten rahatsız oluyoruz
Da Türk milletine karşı Haçlı seferleri düzenleyip bizim soyumuzu kurutmaya çalışan
Hristiyan’dan hiç rahatsız olmuyoruz. Her hangi bir Müslümandan rahatsız oluyoruz ama
Ülkemiz topraklarının bir kısmını kendi topraklarına katmayı devlet politikası haline getirmiş
Bir Yahudi’den rahatsız olmuyoruz.
Rahmatli Ahmet Kaya’nın dediği gibi ‘’Bu ne yaman çelişki anne?’’
Oysaki Araplardan ülkemize karşı Şerif Hüseyin olayından başka bir zarar
Gelmemiştir. Öyle olduğu için zaten Şerif Hüseyin’le yatıp Şerif Hüseyin’le kalkıyorlar.
Hazar Türkleri ile Müslüman Araplar arasında 653 yılında yapılan Belencer savaşından başka
Arap-Türk Savaşı pek yoktur ki bu savaşı da Hazarlar kazanmıştır.
Son bin yıllık tarihimizde ciddi bir Arap Türk savaşı olmadığı halde, Araplardan
Türklere karşı ciddi bir zarar gelmediği halde milletimiz üzerine Arap düşmanlığı işleniyor
Nakış nakış. Bizde Arap düşmanlığı işlendiği gibi Araplar arasında da Türk düşmanlığı
İşleniyor nakış nakış. Her iki millet içinde de karşılıklı düşmanlık oluşturmaya çalışan
Satılmışlar maalesef çok var ve çok güzel işler çıkarıyorlar.
Türkiye’de Şerif Hüseyin üzerinden Arap Düşmanlığı yaygınlaştırılırken Araplar
Arasında da Atatürk üzerinde Türk düşmanlığı yaygınlaştırılıyor. Hangi Arap’la konuştuysam

‘’Atatürk sarhoş, Arap düşmanı, Halifeliği kaldırdı, Osmanlı bizim gelişmemize engel oldu.’’
Gibi cümleleri ortak olarak duyuyorum. Sonuçta iki tarafta da kin, nefret ve husumet peşinde
Koşan ve aynı merkezden beslenen fikirlerin olduğu aşikârdır.
Şerif Hüseyin ihanet etti diye Araplarla ilişkileri koparmak, onlarla askeri, siyasi,
Ekonomik ilişkileri kesmek mi gerekir. Bölgesel barışın bu coğrafyaya zenginlik ve huzur
Getireceğini görmezden gelip körü körüne kuru bir düşmanlığı kafalarda taşıyarak, biz Türkler
Birileri tarafından sömürülürken, Arapların zenginlikleri de aynı birileri tarafından
Sömürülmesini izlemek aczi yetimiz değil de nedir? ABD ve Avrupa devletleri aynı din ve
Kültürden olmamasına rağmen Araplarla en üst düzeyde ticaret yapacak, zenginliklerini kendi
Halklarına sunacak; biz iki komşu millet ise açlıktan nefesimiz kokarken kuru bir lafın
Peşinde koşacağız. Yazık çok yazık.
Arap-Türk düşmanlığının oluşturmalarındaki amaç, Müslüman halklar arsındaki sevgi
Muhabbeti yok ederek birlikte güçlenmememize engel olmaktır. İslam coğrafyasındaki birlik
Kurulmasını engellemektir. Birlik içinde olmayıp da onların köleliğini yaptığımız düzenin
Devam etmesini sağlamaktır.
Müslüman devletler arasında sınırların kalktığı, öğrenci değişimlerinin yapıldığı,
Ticaret hacimlerinin zirveye çıktığı, ortak orduların kurulduğu, savaşların olmadığı Türkiye
Cumhuriyeti hamiliğindeki bir İslam Coğrafyası çok uzak değil yakındır. Bu tüm dünya için
Güneşin doğuşu olacaktır.
Biz Türk milleti olarak tarihin bize yüklediği sorumluluğun bilinciyle devletlere,
Halklara ve olaylara bakmalıyız. Dünya ve insanlığın bizden alacağı çok şey var. Dünyaya ve
İnsanlığa borcumuzu ödemenin zamanı geldi de geçiyor.

Veysel FIRAT
 

Yazarın Diğer Yazıları