Bu konuyla ilgili bilgileri Dünya Değişim Akademisi'ndeki Değişim Uzmanlarından aldık. Hayatımıza ışık tutacak bu eşsiz bilgileri sizlerle paylaşıyoruz.
''Varoluş bir akıştır en doğru tutum varoluşsal akışta olmaktır. Varoluşsal akış her şeyin doğru yere varmasını sağlamaktadır. İnsan kendisini varoluşsal akışa bırakmalı ve onu doğru yere götürmesine izin vermelidir.
Birey bencil tercihleri bırakıp varoluşun sunduklarını buyur etmelidir. Güneş doğar ve batar, gece gelir ve gider. Bu konuda tercihler ne işe yarar? Gece iken gündüzü tercih etmek hiçbir işe yaramaz ve hiçbir şeyi değiştiremez.
Bir insan gece iken geceyi, gündüz iken gündüzü kabul etmek zorundadır. İşte bu açıdan bencil tercihler bırakıp tercihsiz olup her durumu olduğu gibi kabul etmelidir. O zaman ne övgü ne de sövgü insanı etkilemez. Şöhret gelse de gelmese de birey dengesini kaybetmez.
Tekâmülsel bilinç tercihsiz olmaktır. Kişi ne şöhrete karşı ne de şöhretten yana olmalıdır. Şöhrete karşı olmak, şöhretsizliğin yanında olmak demektir. Şöhretin tarafında olmak ise şöhretsizliğe karşı olmaktır.
Tercihler hayatı ikiye böler: Tercih edilen ve edilmeyen, sevilen ve sevilmeyen. Bu bir bölünmedir, bir mücadeledir, bir cehennemdir. O yüzden tercih bir cehennem, tercihsizlik ise cennet gibidir.
Bırak, varoluş seni akışına alıp nereye gerekirse oraya götürsün. Sende tekâmül et ve tekâmülün tadını çıkar. Şöhret varsa tadını çıkar yoksa da şöhretsizliğin tadını çıkar. Çünkü şöhretsizlik de hiçbir şöhretin getiremediği bazı hazlar içerir.''
Değişim Uzmanı
Şirvan Yücel
