Mir Murat Demir

YETENEKLİ OLMAK İYİDİR, DOĞRU KULLANILINCA!

Mir Murat Demir

Çok şey vardır ki eğitim ve öğretimle, çaba göstererek ve çok çalışıp mücadele ederek elde eder, kazanımını gerçekleştiririz. Eğitim ve öğretim süreci de bunun için önemlidir ve insan yaşadığı süre boyunca devam etmeli, bilgi ve beceriler yenilenmeli, güncellenmeli, hayatla adapte edilebilecek şekle getirilmelidir. İnsan aklını kullanıp çok beceriyi öğrenebilir ve geliştirebilir, bazı sanat dalları ve yetenekler ise doğuştan vardır, iyileştirmeler yapılması mümkündür ama varsa vardır yoksa da yoktur.
Doğuştan karakterimize özel bir yetenek iliştirilmiş ise kullanarak üretim yapmak, hayat denilen döngüde güzel izler ve eserler bırakma kararı isabetli ve doğrudur. İnsanın sahip olduğu çok özel ve gelişkin yeteneğini kullanıp çıktılar üretmesi doğal bir akıştır, çıktıların nerede ve nelere sebep, etken olabileceğini öngörerek. Öngörü sahibi olmadan, etkileşimlerini bilip analiz etmeden doğru bir sentez çıkartamayız, sonuç zararlı dahi olabilir.
Mizahi kurgu metinimiz meseleyi güzel özetlemiş; 
İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen 
-"çocuklar konu serbest, hayvan resimleri çizin bakayım" dedi. 
10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldırdı. Öğretmen yanına geldi. 
Resim kâğıdının üzerinde bir sinek duruyordu. Çocuğun bu sinekten şikâyetçi olduğunu zanneden Öğretmen eliyle sineği kovaladı ama hayvan hiç hareket etmedi. Biraz daha dikkatli bakınca da sineğin gerçek olmadığını fark etti. Bu bir sinek resmiydi. 
Öğretmen şaşkınlıkla sordu;
-Sen mi yaptın oğlum bu resmi? 
-Evet öğretmenim. 
-Peki, bir de at resmi yap bakayım. 
Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizdi ki, at, sanki kâğıttan fırlayıp çıkacak, o kadar canlı. 
Şaşıran öğretmen: 
-Yavrum beni hemen babana götür. Sen müthiş bir yeteneksin. 
Burada harcanmaman gerekir, derhal güzel sanatlara transfer olman lazım. 
Babanla konuşmalıyım, dedi. 
Son dersten sonra Ahmet le beraber yola koyuldular. Dar bir patikadan bir gecekonduya geldiler. 
İçerde, yatakta, dizlerini karnına çekmiş, her tarafı kıpkızıl bir adam yatıyordu. 
Öğretmen konuşmaya başladı; 
-Geçmiş olsun efendim. 
-Teşekkürler. 
-Ben oğlunuzun... 
-Allah kahretsin oğlumu. 
-Aman böyle söylemeyin, yaptığı resimler... 
-Onun yaptığı resimler yerin dibine batsın. 
-Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocuğun... 
-Yeteneğine başlatmayın şimdi. 
-Peki, ne oldu, niçin böyle kızgınsınız oğlunuza? 
-Neden olacak, dün gece eve biraz çakırkeyif geldim. 
Bu piç sobanın üzerine çıplak kadın resmi çizmiş.
..
Sahip olduğumuz özel ve istisnai yeteneklerimizi insanların lehine, canlılar ve doğanın menfaatine kullanıp kendi tatmin skalamızı da rekora göndermemiz en iyisi, en doğrusudur. Milenyum çağını yaşarken ekonomik bir bedel karşılığı, ücret, maaş, telif, royalite gibi somut gelire ulaşmamız makuldür, miktar ve seviye belirlerken sınırları zorlamamak kaydıyla.
Mir Murat Demir

Yazarın Diğer Yazıları