Mir Murat Demir

Vurmayıp Vurulacaksın Kadına..!

Mir Murat Demir

Büyük kargaşa, tanımlamalar, kavramlar, kelimeler, deyimler, iç içe, tezatlıklar içermekte, metaforlar var, mecazlar. Niyetlendim bir defa, vurmak, taciz etmek, dövmek, fiziki şiddet uygulamak, neresinden baksan insani değil. Mesele kadın da olmamalı, işin özü insan insana neden fiziki şiddet uygular, neden sözleri ve hareketleriyle taciz eder ki? Yetersiz, eksiklikten kaynaklanan bu eylemler dizisi neden gerçekleşir ki, beşeri kısacık ömrümüzü tamamlayıp gideceğiz, neden bu öfke, hırs, ego, kibir. Kadın, kadınlarımız, insan, insanlığın yarısı, kiminin annesi, kiminin eşi, kiminin ablası, kiminin kardeşi, kiminin kızı, hepimizin arkadaşı. Vurmak ki, insani değil, insanca değil, vurulmalı duruşuna, vurulmalı hal ve hareketlerine, yaşamlarımızda ki tamamlayıcılığına, insanı, insanları sarıp sarmalayıp, kucaklayıcılığına. İnsan halimizle şiddeti neden, ne şekilde çözümsel bir tavır, hareket olarak gördük? Kendi isteklerimiz olsun diye önümüze kocaman kocaman, kalın kalın, kabalık, görgüsüz bilgisiz, birikimsiz, ego, kibir, hırs içeren duvarlar ördük. Yalnız, tek yaşamaya dair desteksiz kaldık, sevgiyi, sarılmayı, paylaşmayı, umutlanıp, hayatı her haliyle yaşamayı beceremedik. 
Erkek kadınla, kadın erkekle birlik oldu, bir oldu da, biz olmayı bir yapamayınca birlik içinden biri yine çıkıp üstünlük kurma hevesiyle çenesiyle bileğiyle hüküm kurma çabasına girişti. Üstünlük kurma çabasına dahi hoşgörüyle bakılabilir de, kavgalar gürültüler çıktı peşi sıra, başarılı olma yolunda kabalık, vurma, yaralama, öldürmeler dahi yerini aldı bu kısır döngüde. Girdap oluştu kadın erkek birlikteliklerinde, sevgi temelli olanlarda, birbirlerini vurma hevesli değil, vurularak yola çıkanlarda dahi, bir şüphe, belirsizlik, enerji düşmeleri oluştu.
Vurulmak, karşı cinsin duruşuna, tarzına, tavrına, meziyetlerine, prensiplerine, hasletlerine, doğrularına vurulmak, paylaşmak ve tamamlanmak, bu değil mi birlikteliği mutluluğa götüren temel değerler, kavramlar. Kadın, kadınlarımız, şu beşeri hayattan ne isteyebilir, ne bekleyebilir, seviyeli ve sevgisini paylaşıp sevmekten öte. Erkek için de farklı bir açıklama zor, insanoğlu, yaratılmış her beşeri, sevip sevilip ölecek, en kısa, kestirme tanım bu, bu kadar.
Evlilikler de birliktelikler de sevgi temelli değilse, bir süre sonra illa ki hükmetme, kontrol etme, hegemonyası altına almak gibi insanlık dışı uygulamaları içine alır. Bu birliktelikte kavga olur, tartışmalar olur, geçimsizlikler olur, en kötü en berbat olanı da bu birliktelikten çocuklar olur. Temelinde sevgi ve anlayış, tamamlayış olmayan bu evlilik ya da birliktelikten üzerine hayaller kurulan daha doğmadan büyük hedefler yapıştırılan bir nesil meydana gelir. Mutlu olmayı beceremeyen çift birlikteliklerinden oluşan çocuklara öylesi hedefler belirlerler ki hedeflerin bir kısmı ya da hepsi dahi gerçek olabilir ama mutluluk yine geride kalır, kendileri içinde çocuklar içinde.
Dünya insanları, adetler, gelenekler, yapılanmalar ne derce farklıdır muamma, ülkem insanı hem bu kısır döngünün mimarı hem de yaşayanı. Girdap oluşunca, gücü elinde bulunduran erkek çoklukla eksik kalan mutluluğun, sahip olunamayan huzurun, yaşanacak günlere dair mutluluk hedefli umudun eksildiğini, yok olduğunu görünce, vurma küstahlığından kendisine çıkar bir yol aramaya başlar ki, çoklukla vurulmadan yola çıkmaların hazin sonucudur ülkemde. 
Mir Murat Demir

Yazarın Diğer Yazıları