Mir Murat Demir

Tavla Ve Satranç

Mir Murat Demir

Birinden birini ekseriyetimiz bilir bu oyunların, bahsettiğim tavla ve satranç oyunları. Bazılarımıza satranç oyunu zor ya da sıkıcı gelse de tavlayı, tavla oynamayı mutlak bilip öğrenmişizdir. Özellikle tavla oyununa dair neden böyle bir saptama yaptım, izah edeyim, oyun oynamaktan hoşlanmasak dahi toplumumuzun ekseriyeti bu oyunları bilir ve elbette baba ya da büyükbabamıza, sevdiğimiz büyüklerimize eşlik etmek gayretiyle mutlak öğrenmişizdir diye düşünüyorum.  Evet, günümüz teknolojisi, bilgisayarlarımızın geliştirilen içeriği ile birçok oyunu dijital ortamda oynar olduk, kabul. Bahsettiğim büyüklerimizin ekseriyeti ise dijital oyunlar bir yana bazıları halen cep telefonunu kullanmakta dahi eksik ve yetersiz. Satranç oyununun beyin jimnastiği, tavla oyununun da biraz şans biraz kabiliyet tarafıyla öğrenmemiş olanlara öneririm. Bu oyunlardan bahsederken, ortaya çıkışı ve çok eskilere dayanan hikayesini aktarayım sizlere, bilmekte fayda var.
..
Pers imparatorunun baş veziri Buzur Mehir tarafından 1400 yıl önce tasarlanan tavla oyunu; dünyanın en popüler oyunlarından biridir. Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun, zamana böylesine direnmesi son derece etkileyicidir.
 Senenin birliği olarak tavla bir tanedir. 4 köşesi 4 mevsimi, tavlanın içindeki karşılıklı 6sar hane 12 ayı, pulların toplamı ayin 30 gününü ,siyah-beyaz pullar gece ve gündüzü, karşılıklı 12ser hane günün 24 saatini simgeler.. 
Eski zamanlarda Hint İmparatoru, satranç oyununu Pers imparatoruna, yanında bir mektup ile hediye olarak göndermiştir. Mektubunda oyunla ilgili hiç bir açıklama yapmazken şöyle bir mesaj yazmıştır. 
Pers imparatoruna; 
Kim daha çok düşünüyor, 
Kim daha iyi biliyor, 
Kim daha ileriyi görüyorsa 
O kazanır. 
İşte hayat budur... 
Pers İmparatoru donemin en alim veziri olan Buzur Mehir ile bu mesajı paylaşarak, ondan oyunu çözmesi ve kendisinin de karşılık olarak Hint İmparatoruna hediye edilmek üzere başka bir oyun icat etmesini ister.
 Vezir haftalarca çalıştıktan sonra gönderilen satrancın her taş hareketini ve oyunu çözer daha sonra da on günde tavlayı icat eder ve imparatora sunar. Hint İmparatoruna tavla oyunuyla birlikte gönderilmek üzere şöyle bir mesaj hazırlanır. 
Hint imparatoruna; 
Evet, 
Kim daha çok düşünüyor, 
Kim daha iyi biliyor, 
Kim daha ileriyi görüyorsa 
O kazanır. 
Ama biraz da şanstır! 
İşte hayat budur...
..
Oyunların hikâyesinde bazı iddialı laflar da edilmiş, aksini savunup yazamam. Ben kendi sevdiğim sözü ek yapayım, Sokrates derki; bildiğim bir şey var, o da hiçbir şey bilmediğimdir.
Mir Murat Demir

Yazarın Diğer Yazıları