MUTLULUK MUTLULUK DİYORUZ DA!
Mir Murat Demir
Ekseriyetle olgun yaşlara eriştiğinde insan, dünya meseleleri devam ederken, yaşamanın sonu olduğunu anlar. Yaşamak madem sonu olan bir kavram, yapılanma ise yaşarken de mutlu olmak lazım. Mutlu olmak nedir? Mutlu olmayı sorup dinlediğimizde, kitaplara ve literatürden araştırdığımızda, görüp, okuyup, izleyip süzgeçten geçirdiğimizde kalan nihai sonuç nedir? Sorunsuz, sıkıntısız, dertsiz bir hayatı sürebilmek, istenilen ve arzu edilen her şeye sahip olabilmek mi? Hayır, ayrıntılı ve derinlemesine düşündüğünüz zaman sizlerde aynı kanaatte olup aynı şekilde tanımın böyle olmadığını göreceksiniz, bu nihai kararınızı yaşanmışlıklara bakıp güçlendireceksiniz. Doğrudur, insanlar olarak dünya gezegeninin farklı coğrafyalarında farklı iklimlere tabii olarak yaşamaktayız. O ülkenin yönetim şekli ve uygulama halleri, kanun ve yasaları, gelenek ve görenek, ananeleri, eğitim, öğretim seviyesi, bilinçli insan yüzdesi ve çokça etken mutluluğumuza menfi ya da müspet etkili olur.
Mutluluk en iyilere sahip olmak değil, soyut ve somut sorunsuzluk da değil, sorunlarla başa çıkabilme yeteneği, bu yetenek ve kabiliyeti edinme, kazanma, mücadele demektir. Bahis konusu bu mücadeleyi verirken dahi her adımında sorun ve sıkıntılar karşımıza çıkacak, engel ve engellemelerle baş başa kalacağız, doğrudur. Engel ve çekilen setlere rağmen mücadele edecek enerjiyi üretebiliyorsak, mücadele ederken nihayete erişemesek de bu çabamızdan dolayı haz alıp mutluluk duyabiliyorsak, kanımca mutlu olmak budur. Küçücükten büyüye, devasala kadar mutluluğun her türünde mücadele etme isteğini, çaba gösterme azmini, gayretini gösterip yaşama dâhil olmaktır.
İnsan canlı olarak metabolizmasının sağlıklı olması ve faaliyeti için yer, içer, uyur da, mutluluk mentaldir. İnsanın her istediğini yapması ya da her istediğine sahip olmasının çok dışında isabetli tercihler yapıp isteklerine göre mücadele etmesi, doğru yer doğru metalar, doğru insanlarla yaşaması, anlatabilmesi, dinlemesi, yaşadığı bu süreçler dizisinden mutluluğu üretebilmesidir. Mutluluk membası insanın kendi beynidir. Membanın sürekli üretkenliği, daimi olması hali ise yine kişinin tutarlılığı, bilinç seviyesi, enerjisi, ayırt edebilme yetisidir. Her gülüş, her haz alınan, her lezzet tadı insanı mutlu etmez. İnsan ruhu öylesi muazzam bir donanıma sahiptir ki bazen ağlamak, bazen geride kalmak, bazen ikinci olmak, bazen kaybetmek dahi mutluluğun kapısını aralar. Bazen diye tarif etme sebebim parametre sonucu kişinin vermiş olduğu mücadele ve sonucu analitik olarak fark etme ve mutluluğu görebilme yetisine sahip insandır. İnat etmek, kötü olduğu halde sabır göstermek mutluluğu getirmez, yüksek bir öngörü ile kötü görünenin pozitif bir nihayete ereceğini bilebilmektir mutluluk sebebi. Harika, iyi, muazzam olanı kenara tip derinliğinde ki negatifliği de görmek, algılamak da mutluluk sebebidir. Yapamazsın, başaramazsın, gidemezsin gibi negatif yaklaşımlara rağmen doğru bir fizibilite ile çabalayarak, mücadele ederek girişimde bulunmak ve başarmak ki mutluluk sebebidir. Başarmak dedik ya, başaramasa dahi başarı getirmeyen tüm sebep ve etkileşimleri birebir tespit etmek, belirgin hale getirmek dahi mutluluğudur insanın.
Mutlu olmak; aşırılık ve abartılı hallerden uzak durup mantıklı ve makul bir hayatı kabullenip, bilim, sanat, kültürden yana, paylaşımcı iradeyle, sevip, sevilerek, disiplinli bir hayata sahip olmak, sahip olduğu bu değerleri korumak adına mücadele vermek, ego, kibir, tembelliğe kapıları kapatıp insanca yaşamaya devamdır.