Mir Murat Demir

DÜŞÜNÜP AKLINI KULLANIRSAN!

Mir Murat Demir

İnsansın, insan olarak yaratılmışsın ve aklın var. Doğrudur, aklın var ama kullanmak ya da kullanmamak, önceliklerin, gayretin de, miskin olmak da kendi elinde, kendi iradende. Başka bir doğru daha var, akıl kapasitemiz farklı farklı ve en yüksek kapasitede akıl sahibi olsak dahi işler hale getirmek, yol ve yöntem belirlemek kendi tercihimiz. Kutsal diye belirleyip önemli ve değerli diye tanımladıklarımıza bakarken en kutsal olan aklımız, farkına varsak, fark etsek ve işler kılıp ziyadesiyle faydalansak. 
Tüm insanların eşit olduğunu, tüm canlıların değerli ve dengenin, döngünün bir parçası olduklarını yine aklımızla bulduk. Aklımız var, doğru ama tembellik de miskinlikte bananecilikte insan için, insan tercihinde. Bazılarımız demokrasi ve sınıfların eşitliğinden, bedenin dokunulmazlığından, mazlum olanın önceliği, korunması ve önemi konulu hassasiyetinden dem tutarken bazısı da sahip olduğu beden gücü ya da ele geçirdiği para, mevkii, yetenek ve becerileriyle daha üstte daha ezici yolunu tercih etmiş kendisine. Doğrudur, insanın toplu halde yaşaması yeni bir konu, karar değil, asırlar öncesinden günümüze devam etmiş, güvenlik ve paylaşımcılıktaki pratiklik içinde doğru bir karar. İnsanoğlunun birlikte yaşama kararı sonrası daha güvenli ve daha mutlu bir yaşamın idamesi için hukuk kuralları var edilmiş ve temelinde tüm insanları bağlayan evrensel insan hakları, kadın hakları, insanın daha sağlıklı ve özgür yaşaması için mutlu olması için bilimsel çalışmalar yapılmış ve hayatlarımıza araç gereçler, hayatımızı kolaylaştıran emtialar katılmış. Malumunuz eskiden beri süregelen araç gereç kullanımını yaşadığımız yüzyıl ve teknoloji ürünlerinin hayatımızdaki yeri çok farklı bir boyuta taşımaktadır. Dünyanın hangi coğrafyasında olursanız olun iletişim imkânı da bilgiye ulaşma imkânı da kıyası yapılmayacak kadar kolay ve rahat haldedir.
Yaşıyoruz, dünyada yaşıyoruz da, uygar mı, uygar hale getirmekte zayıf mı kaldık, teknolojinin gelişim hızıyla birlikte uygarlıktaki kural ve hukuk içeriğini güncel hale getirmekte mi eksik kaldık. Gelişim içerisindeyiz de gelişim hızını mı tutturamıyoruz, dönem dönem yavaş dönem dönem çok hızlı mı? Öyle ya, insanız, aklımız var ama sindirme süresine de ihtiyacımız var. İnsanlar olarak karanlıktan aniden ışığa çıkma ya da ışıktan aniden karanlığa kayma hali, sadece gözlerimizi değil, beyinlerimiz de sindirmekte zorlanıyor, zorlandıkça daha çok saçmalıyor değil mi? İnsanız, insan hakları, laiklik, evrensel hukuk deyip yola çıkmak iyi de henüz haberi olmayan benimsemeyip hayatlarına geçirmeyen dünya insanının toplam nüfusun yarısından fazla olması ne acı değil mi?
İddia edemem ama bu hızlı değişim en çok sanatsal çalışmaları baltalayıp duraklatıyor gibi. Rahatlık ve konfor, kolaylıklar hayatımızı daha keyiflendirirken ne kaoslar eksik oluyor ne de savaşlar. Oh ne güzel ne harika diye bir habere yeni bir bilgiye ulaşmışken ne bir terör ve savaşla devam ediyor hayatlarımız. Savaş ve terör tüm insanlığı tedirgin ederken sağlıklı yaşamak için her yeni gün yeni buluş ve keşif haberleri ile sevinmek istiyoruz, o da olmuyor, nerede nasıl bir salgın hortlayacak, endişeliyiz.
İnsanız, aklımız var deyip sevindik, eksik kalan akıllarımızın ürettiği bilgiler ve hayatlarımızın pozitif gelişmesine katkı veren buluş ve keşifler tüm insanlar tarafından farklı farklı algılanıp yorumlanması halimi tedirginliklerimizin sebebi? Neşelenmek için sebeplerimiz var, mutlu olmak içinde, huzurlu olamıyoruz, asıl büyük sorunumuz da bu sanırım. Dimağlarımız öylesine fazla ezberlerle doldurulmuş ki, bilim ve teknoloji ürünleri hayatlarımızı çok kolay ve rahat kılmasına rağmen ekseriyetle endişeli ve tedirginiz. Endişe ve tedirgin halimizi yine akılla, ortak akılla, kutsalı farklı şeylerde aramadan kutsal ve en değerlimiz aklımızla çözeceğiz, beklentim bu doğrultuda, yaşayıp göreceğiz.
Mir Murat Demir 
 

Yazarın Diğer Yazıları