Mir Murat Demir

Bilmek ve Umut Etmek

Mir Murat Demir

İnsanız, yaşamamıza en büyük destekleyici olan hava, su, beslenme değil, önümüzü açan, bizi mutlu kılan ve cesaretlendiren bildiklerimiz ve umut etmemizdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çokça sözleri, tespit ve önerileri, tavsiyeleri olsa da, hepsi birbirinden değerli, ziyadesiyle önemsediğim ve Atatürk’ün deha lığını da ortaya koyan "Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin." Demesi ve Türk halkına bilimin önemini ve üstünlük ve önceliğini söylemesi ve aktarmasıdır.
Bilim dünyası ve bilimsel çalışmalar insan hayatını, canlıların hayatını önemser, disipline eder, konforunu artırır, cesaretini yükseltir. Bilimsel çalışmaların en önemli sunduğu ise bildiklerimize daha yeni daha doğru şekliyle yeni bilmemiz gerekenleri sunar ve bizleri sürekli daha iyi, güzel, doğruya dair umutlandırır.
..
1950 'lerde Harvard' da yapılan vahşi bir araştırma sırasında Dr. Kurt Richter ve ekibi suda ne kadar dayanabileceklerini kontrol etmek için fareleri suya bırakıyor.
Araştırmalarında ortalama 15 dakika içinde pes edip ve boğulduklarını tespit ediyor.
Daha sonraları araştırmacılar fareleri yorgunluktan boğulup ölmeden önce, onları sudan çıkarıp birkaç dakika nefeslenip dinlenmelerine izin verip ve ikinci raunt için tekrar suya bıraktılar.
İkinci denemede sizce ne kadar dayandılar?
15 dakika daha mı?
10 dakika mı?
5 dakika mı?
Hayır!
60 saat! Evet.
Bu bir hata değil.
Doğru! 60 saatlik yüzme. 60 saat suyun içinde kalabildiler.
İkinci test raundu farelere sonunda kurtulabileceklerine inandıkları için, vücutlarını daha önce imkânsız sandıkları şeyden uzak tutmaları gerektiği sonucuna inanmalarını ve ona göre davranmalarını sağlamıştır.
..
Fareler üzerine yapılan bir deneyde, bir fare derin bir kabın içine
çıkmayacak bir şekilde yerleştirildi, kabın içi suyla dolduruldu ve zifiri karanlık bir odaya yerleştirildi. Farenin yüzmesi bekleniyordu. Pes edinceye kadar geçecek zaman ölçülecekti. Fare üç dakikadan biraz daha fazla yüzdükten sonra pes etti. Deneyin devamında bu kez aynı kaba başka bir fare kondu. Ancak deney ortamın da bu kez bir farklılık vardı. Odayı aydınlatan ince bir ışık süzmesi verildi. Bu fare ise 36 saatten daha fazla bir süre suda yüzmeyi sürdürdü. Hiçbir ışık
görmeyen fareden 700 kat daha fazla direndi. Fark neydi? Işık
görmeyen farenin umudu yoktu. Etrafına baktığında karanlıktan başka bir şey görmüyordu. Yüzmeye devam etmesi için hiçbir nedeni
yoktu. Umudumuzu yitirdiğimizde bizim de yaptığımız gibi. Oysa bir
umut ışığı her zaman vardır.  İnanmanız için görmeniz gerekmez, inandığınız için görürsünüz.  'Umut, fitili yanan sabırdır. ' 'Ümit taşra yolu gibidir; aslında ortada bir yol yoktur ama üstünden pek çok insan geçtikçe beliriverir.
..
Bilinç sahibi iseniz, öğrenmeye gayretiniz var ise, benim yazdıklarım ikinci planda, asıl odaklanmamız gereken bilim dünyasının fareler üzerinde yaptığı iki farklı deney ve sonuçları. Bilince umut etmeye başlıyor insan, tıpkı deneydeki fare gibi, ışığı görünce umutları artıyor, yaşamak ve mücadele etmek için sebepler oluşturuyor kafasında, düşüncelerinde. Mutlu bir hayat, insanların ve tüm canlıların, doğanın, tamda olması gerektiği gibi yaşamda olmaları, mutlu olmaları, mutluluk hedeflerini artırmaları, halen hazırda insanlığın derdi, sorunu görünen savaşlar, yoksulluklar, afetler, ne varsa bilim sayesinde geride bırakıp uzaklaşması. Yazdıklarım da umut, umut ederek ve bilimi, aklı destekleyerek yaşayıp göreceğiz.
Mir Murat Demir

Yazarın Diğer Yazıları