Mir Murat Demir

Ben Sana Ne Yaptım..!

Mir Murat Demir

Algımız, bilgimiz, deneyimlerimiz böyle oluşmuş, birliktelikler, evlilikler, sevgiler, sevdalar bittiğinde, bir tarafı ilk adımı atıp “BİTSİN” dediğinde karşı tarafın ilk sorusu şudur; BEN SANA NE YAPTIM. Dünyamızın tüm coğrafyalarında, farklı iklim ve kültürlerinde nasıl oluyor, nasıl yaşanıyor, bilmiyorum. Yüksek bir öngörüye ya da olup bitenlere bakıp olanları doğru tahmin edebilecek yeterliliğe sahip değilim. Türkiye’m, Anadolu toprakları, her köşesinde yaşayan insanım, ekseriyetle ortak etkileşimleri ve tepki verme şekilleri. İki kişi birbirlerini önemser, hoşlanır, sever ise aşk olur, sevda olur. Aşk ve sevdalı haller genelde evlilikle, el ele ömür boyu yaşamak şiarıyla oluşur. Sabır taraflar için bilinen ve hayata sunulması gereken bir kavram, değer olsa da taraflardan biri bu birlikteliğin sürmemesi gerektiği kanaatine varır ve karşısındakine söyler, ayrılalım. Ayrılalım kararını duyan ise aynı anda karşı atağa, serzenişine başlar “ben sana ne yaptım diyerek”. 
Bizim buralarda, ekseriyetle farklı makam mevkii zenginliklerde de görüş ideoloji eğitim öğretim hallerinde de birliktelik bittiğinde taraflardan birinin suçlu olması beklenir, en iyi ihtimalle her iki tarafta suç bende deyip suçu üstlenir ki, zarif bir yaklaşımdır ama realiteden uzaktır.
Ben sana ne yaptım başlığı altında ayrılık sebeplerini aramak en büyük hatadır. Doğru ve ideal olan negatif manayla doldurulacak dövdüm mü, sövdüm mü, ekmek su getirmedim mi, ekmek su yemek hazırlamadım mı değildir. Her bireyin pozitif mana ve içerikte yaptıklarını, yapması gerekenleri, eksik yapması, zamansız yapması, ilgisiz süreçlerde hayatlarına alma girişimi gibi eksiklik ve kısalıkları görme, algılama, tespit edebilme zorunluluğu vardır, olmalıdır. Bu aşk bitti, ben yeterince sevemedim, sevdiğimi gösteremedim, neşeli bir ortam kuramadım, neşeli hallerine, umutlarına, hayallerine, beklenti ve düşlerine katılamadım. Çoklukla somut olanlar değil ayrılma sebebimiz, soyut olarak değer verdiklerimizi, sevgimizi, hayata dair beklentilerimizi eşleştiremedik, birleştiremedik, yaşayacağımız günler, hayatımıza dair mutlu, mesut yaşanacak sevdamızı, sevgimizi, evimizi, yuvamızı, yaşayacağımız macera ve ütopik düşlerimizi öngöremedik, her ikimizi birden bu düşlerin içine yerleştiremedik. Olmadı mı, kenarından köşesinden oldu da, birimiz çok hayallere saplandı kaldı diğerimiz olabildiğince materyalist, menfi görüşlerine saplandı. Hayatın gerçek ve düşlerden oluşan bir girdap, döngü, denge olduğunu anlayamadık.
Olası aksi, yanlış, hatalı hallerde pay sahibi olmamaya özen gösterdik de, mutlu bir hayatın, taşların teker teker harçla sarmalanıp sağlam binanın oluşabileceği gerçekliğini her ikimiz de anlayamadık. Çaba, mücadele ve sabır temel gerekliliğimizdi bilinçli idik, bildik de, hayatımıza adapte edip birlikte mutluluğa giden yolu yaşayamadık. Sonu ayrılığa geldi, şimdi hangimiz ne hatalar, yanlışlar yaptı karmaşasına dalıyoruz, hangimiz çok sevmedi, çok sarmadı, çok kucaklayıp sarılmadı, gelecek günlerimize, hayatımıza dair iyimser, umutlarımızı artıran sözler etmedi, umutlarımızın gerçek olması için emek verip, mücadele etmediğini konuşuyoruz. Nihai kararımız; biz mutlu hayatımız için çabasızdık, mutsuzluk için kalkanlarımız hazır “ben sana ne yaptım”.
Mir Murat Demir

Yazarın Diğer Yazıları