Mir Murat Demir

ANLATTIN İYİ DE, ANLAŞILAN NE!

Mir Murat Demir

Olur, çok olur yaşadıklarımız arasında, konuşma, birebir sohbet edip iletişim şansı yakalayamadığımız anlarda işaretlerden alışılmış sembol ve hareketlerden de faydalanarak iletişim kurarız. İletişim kurmak, konuşmak, dertleşmek, iyi kötü ne varsa bildiklerimiz, söyleyip dinlemek, insan olduğumuzu fark etmek. İletişim, konuşma hali insanın diğer bütün canlılardan farklı ve özel hali, kazanımı. Konuşmak, iletişim kurmak elbette fevkaladenin fevkinde bir durumdur da işin kötü yanı bu iletişimi başarıyla ve doğru yapmak için aynı dili, lisanı konuşmak şart. Aynı dili, lisanı bilmeyen insanlar ne yapar? Çağımızın teknoloji imkânları gelişkin ve yardımcı, kabul ediyorum. Her imkânı kullanıyor olsak da aynı lisana hâkim değilsek anlattıklarımızla anladığı nedir, aynımı, mutlak kontrol gerekir.
..
Birkaç yüzyıl önce...
Papa bütün Yahudilerin Roma'yı terk etmeleri gerektiğine karar verir.
Doğal olarak Yahudi toplumundan büyük bir tepki gelir.
Bunun üzerine, Papa ile Yahudi toplumundan önde gelen birisiyle karşılıklı dini bir müzakere yapmaları önerilir.
Yahudiler kazanırsa kalacaklar,
Papa kazanırsa gidecekler.
Yahudiler çaresiz kabul eder ve temsilci olarak Moiz'i seçerler.
Ancak Moiz'in Papa ile aynı dili konuşamaması nedeniyle müzakerede konuşmak yerine sadece işaret dilinin kullanılmasını teklif ederler.
Papa kabul eder. 
Müzakere günü geldiğinde iki taraf karşılıklı yerlerini alırlar ve karşılıklı olarak bir süre bakıştıktan sonra Papa elini kaldırarak 3 parmağını gösterir.
Buna karşılık Moiz tek parmağını kaldırır.
Paba parmaklarını sallayarak başının etrafında çevirir.
Mois ise parmağıyla yeri işaret ederek oturduğu yeri gösterir.
Papa yanındaki çantadan bir parça ekmek ve şarap çıkartınca Moiz de bir elma çıkartır.
Bunun üzerine Papa ayağa kalkarak;  " Ben pes ediyorum , Yahudiler kalabilirler " der.
Müzakere sonrasında Papa'nın etrafına toplanan kardinaller, Papa 'ya ne olduğunu sorduklarında,
Papa ;  " Ben önce 3 parmağımı gösterip Kutsal Üçlüyü işaret ettim.
Buna karşılık o bana tek parmağını gösterip her iki dinin de tek tanrıyı tanıdığını söyledi.
Ben parmaklarımı sallayıp başımın etrafında çevirerek tanrının bizim etrafımızda olduğunu gösterdiğimde o da oturduğu yeri işaret ederek Tanrı’nın onların durduğu yerde de olduğunu işaret etti.
Ben kutsal ekmek ve şarap çıkartıp tanrının bizim günahlarımızı başladığını göstermek istediğim zaman hemen bir elma çıkartıp bana ilk günahı hatırlattı.
Herifin her şeye bir cevabı var.
Ne yapabilirdim ki?! "
Aynı sırada Yahudi cemaati de Moiz' in etrafını sarmış ona nasıl başardığını soruyorlardı.
Moiz; " Önce bana 3 parmağını gösterip 3 gün içerisinde burayı terk etmemizi istedi.
Ben de ona bir tekimizin bile ayrılmayacağını söyledim.
Sonra bütün şehrin Yahudilerden temizleneceğini söyledi.
Ben de, hiçbir yere gitmeyip olduğumuz yerde kalacağımızı söyledim.
Sonra ne oldu? diye kalabalık heyecanla sormuş.
Vallahi, sonrasını ben de pek anlamadım.
Adam biraz hiddetlendi ve öğle yemeğini çıkarttı.
Bunun üzerine ben de benimkini çıkarttım. Hepsi bu..." 
..
Binaenaleyh tüm iletişim şekillerimizde yapmak istediklerimizle sonucu, anlaşılanı, tekrar kontrol edip test etmemiz gerekir. Bu test ve kontrolü yapmaz isek sadece iletişim kuramamanın eksikliği ile kalmaz, yanlış ve hatalı anlaşılmanın ceremesini üstlenmek zorunda kalırız ki, feci, berbat, kötü durum ve sonuçlar mümkün.
Mir Murat Demir

Yazarın Diğer Yazıları