M. Said Yalçın

'Malatya Bir Şehir Değil, Hafızadır'

M. Said Yalçın

Bazı şehirler sevilmez; hatırlanır. Bazıları gezilmez; içinde büyünür. Malatya tam olarak böyledir. Bir adres olmaktan çok, bir kimliktir. Gençliğimiz, çocukluğumuz, ilk sevinçlerimiz ve en ağır suskunluklarımızdır. Bu yüzden aynı duyguları paylaştığımız insanlarla neden farklı şehirlerde yaşadığımızı sorgularız. Çünkü Malatya’da insanlar değil, hatıralar yan yana yaşar.

Bir Şehrin Mizaç Haritası

Battalgazi’nin sabah sessizliğiyle başlar gün. Yeşilyurt’un akşam serinliğiyle yavaşlar zaman. Çavuşoğlu’nda çocuk sesleri yankılanır, Fırat Mahallesi’nde hayat kalabalık akar, Bostanbaşı’nda sokaklar geleceğe doğru büyür. Her ilçe bir mizaç, her mahalle ayrı bir karakterdir. Tecde’nin dinginliği, Yakınca’nın toprağa yaslanan duruşu, İkizce’nin bağları, Gündüzbey’in nefesi, Kiltepe’nin geçmişe açılan kapısı… Malatya, merkezdeki cadde kadar en uzak köy yolunda da tanıdıktır.

Hafızadan Okunan Bir Şehir

Bu şehirde adres tarif edilmezdi; “filancanın evi” denirdi. Çünkü Malatya, haritadan değil hafızadan okunurdu. Bir banka, bir duvar dibine, bir bakkal önüne, bir okul bahçesine sinmiş anılarla yaşardı. Giden herkes bir parçasını burada bırakır, dönen de eksik dönerdi. Bu yüzden Malatya’dan her ayrılış, biraz vedalaşmak, biraz da geride kalanı selamlamaktı.

6 Şubat’tan Önce ve Sonra

6 Şubat’tan önce Malatya’yı böyle bilirdik. Ayakta duran sadece binalar değildi; anıların kolonları vardı. Bugün biliyoruz ki Malatya eskisi gibi olmayacak. Ancak bu bir vazgeçiş cümlesi değil. Bu, gerçeği kabul ederken hafızayı koruma iradesidir. Çünkü bir şehir yalnızca betonla değil; vicdanla, estetikle ve ortak hafızayla yeniden kurulur.

Battalgazi: Şehrin Vicdanı

Battalgazi, Malatya’nın vicdanıdır. Orduzu’dan Hanımınçiftliği’ne, Çöşnük’ten Karabağlar’a uzanan bir hat üzerinde taşlar konuşur, duvarlar hatırlatır. Beydağı’nın eteğinde büyüyen çocuklar için burası geçici bir durak değil, köklü bir aidiyettir. Battalgazi’de insan, kendini misafir hissetmez.

Yeşilyurt ve Boztepe’nin Sessiz Asaleti

Yeşilyurt, Malatya’nın dinlendiği yerdir. Bağların, bahçelerin hâlâ söz sahibi olduğu bu coğrafyada bir mahalle vardır ki şehri Malatya yapan sessiz asaleti taşır: Boztepe. Boztepe, yalnızca doğulan yer değil, karakterin yoğrulduğu yerdir. Burada büyüyen çocuk sokağı bilir, komşuyu tanır, sessizliğin değerini öğrenir. Gösterişsizdir ama gururludur; kalabalığı sevmez ama yalnız da değildir. Boztepe’den Malatya’ya bakmak, şehri yukarıdan izlemek değil, onu sahiplenmektir.

İlçeler: Sessiz Omuzlar

Akçadağ emeğin adıdır. Doğanşehir sabrın ve dayanıklılığın. Darende, Tohma’yla ve Somuncu Baba’yla maneviyatın şehirle konuştuğu yerdir. Arapgir asaletin, Hekimhan direncin, Kuluncak bağlılığın adıdır. Pütürge sert ama onurlu bir hayatı taşır. Kale, Fırat’a yaslanmış bir bekleyiştir. Yazıhan sessiz üretimin, görünmeyen emeğin yeridir. Bu ilçeler Malatya’nın sessiz omuzlarıdır.

Köyler Olmadan Şehir Olmaz

Malatya’nın köyleri az anılır ama yükü ağırdır. Şehri besleyen, hafızayı koruyan onlardır. Köyler olmadan Malatya eksik kalır. Çünkü kök olmadan gövde ayakta durmaz.

Yeniden Kurulurken

Malatya eskisi gibi olmayacak. Ama kimliğimiz, hafızamız, çocukluğumuz olduğu için sahipsiz de kalmayacak. Mahalle mahalle hatırlarsak, Boztepe gibi duruşumuzu korursak, çocuklarımıza yalnızca beton değil bir şehir ahlakı bırakabiliriz.

Malatya sadece bir şehir değildir; bir söz, bir vefa, bir bekleyiştir. Bu yüzden hâlâ aynı yerden sesleniyoruz: “Ölümüne kadar seveceğim seni Malatyam.” Çünkü Malatya tek tek anlatılmaz; toplamıyla sevilir.

Yazarın Diğer Yazıları