Erkan Akan

Aşk Acısı Çeken Müslüman Genç Ne Yapsın?

Erkan Akan

Aşk, insanın kalbinde bir kıvılcım gibi yanar. Bazen ilahi olana götürür, bazen de insanı kendi iç yangınında kavurur. Hele ki bir müslüman genç, kalbini birine kaptırmış, ardından da o kalp kırılmışsa... İşte o zaman yürekte fırtınalar kopar. Peki bu duyguyla nasıl baş edilir? Aşk acısı çeken müslüman genç ne yapmalı?

İlk adım: Kalbin sahibini hatırlamak.
Sevgi, insana Allah’tan bir emanettir. Kalbimiz O’nun mülküdür. Birine karşı duyduğumuz yoğun sevgi, eğer bizi Rabbimizden uzaklaştırıyorsa, bu sevgi değil beladır. Ama eğer bu duygu, bizi daha çok duaya, secdeye, yakarışa götürüyorsa, işte o zaman bu acının içinde bile bir rahmet vardır.

Aşkın da imtihan olduğunu bilmek gerekir.
Kur’an’da Yusuf kıssası vardır. Züleyha’nın aşkı bir kadının nasıl gözünü kör edebileceğini gösterdiği gibi, Yusuf’un iffetli duruşu da nefsin en zor anlarında bile Allah’a sığınılabileceğini öğretir. Demek ki aşk, sadece seveni değil, sevilen kişiyi de imtihan eder.

Acıya sabır göstermek ibadettir.
Resûlullah (s.a.v) buyurur ki: “Müminin başına gelen hiçbir sıkıntı yoktur ki, Allah onunla günahlarını affetmesin.” (Buhari). Kalbindeki yangın ne kadar büyükse, sabrın da mükafatı o kadar büyüktür. Genç kardeşim, gözyaşlarını Allah için akıt. Dertleşeceğin ilk yer sosyal medya değil, seccaden olsun.

Teslimiyetin zirvesi: "Hayırlısıysa ver Allah’ım."
Bazen sevdiğimiz kişi bize yazılmamıştır. Israrla duâ ederiz, olmadıkça daha çok bağlanırız. Oysa en güzeli, kalbimizi Yaradan’a bırakıp “Hakkımda hayırlıysa nasip eyle Ya Rab” demektir. Bu dua, kalbin teslimiyetle sükûna ermesidir.

Kalbi başka bir aşkla doldurmak: İlahi aşk.
İnsanoğlunun kalbi boşluk kaldırmaz. Bir kişi çıkarsa, başka bir şey girer. Eğer bu boşluğu dünya doldurursa, hüsran olur. Ama Allah sevgisiyle doldurursan; ne aşk acısı seni yıkar, ne yalnızlık seni boğar. Çünkü sen artık “Sonsuz Sevgili”ye kalbini açmışsındır.

Risale-i Nur’dan gönle ilâç:
Bediüzzaman der ki:
"Aşk-ı mecazî, aşk-ı hakikîye inkılâp etmezse, o mecazî aşk, ya mecaz olarak kalır söner; veya hakikate inkılâp eder, bâki bir mahbuba döner." (Sözler)
Yani geçici bir aşkla kalbini yakan genç, eğer bu sevgiyi Allah’a çevirirse, o zaman bu ateş güle dönüşür. Unutma ki:
"Kalbin hastalığı olan aşkın ilacı, aşk-ı ilâhîdir."

Biraz da tebessüm edelim:
Aşk acısı çeken genç kardeşim, sakın dertten bunalıp çaya üç şeker atma; hem kilo yapar, hem de hâlâ tatlı olmuyorsa, belli ki acı sende değil, bardakta...
Ve unutma: “Gitti diye üzülme... Belki de senin duan kabul oldu, Allah seni ondan kurtardı!”

Son söz:
Ey aşk acısı çeken kardeşim… Unutma, kalbin en güzel şifası yine kalbin sahibindedir. Secdede ağla, geceye kalbini anlat. Unutma ki seni terk eden değil, seni yaratan değerlidir. Sen O'na döndüğünde, her şey yerini bulacaktır.

"Allah'ım, kalbimize bizi Sana ulaştıracak sevgiler ver. Bizi, bizi Senden uzaklaştıracak her şeyden uzak eyle. Âmin."

Hazırlayan:Erkan Can Akan


Kaynakça:

1. Kur’an-ı Kerim, Yusuf Suresi, 12/23-24.


2. Buhârî, Merdâ, 1; Müslim, Birr, 49.


3. Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat.


4. İmam Gazali, İhya-u Ulûmiddîn, Dârü’l-Fikr.


5. Ahmed er-Rifâî, Bâbü’l-Aşk fi’t-Tasavvuf, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye.


6. Abdülkadir Geylânî, Fütûhu’l-Gayb, Kahire: Mektebetü’l-Medeni.


7. İmam Rabbânî, Mektûbât, Dârü’l-Ma'rife.

Yazarın Diğer Yazıları