ŞU EMPERYALİST SİSTEME BAKAR MISINIZ?
ABD ve İsrail’in gerçekleştirdiği vahşetler, hukuksuzluklar, işgaller Gazze ile yeni başlamadı. Gazze’de yaşananlar bir sebep yahut sonuç değil. Gazze, bu emperyalist sistemin işleyişinde sırası geldiği için vahşet muhataplığını yaşıyor. Filistin zaten 75 yıldır adım adım işgal edilmedi mi, Filistin halkı vahşetlere maruz kalmadı mı?
ABD, kendisinin tasmalı köpeği İsrail’e rahat nefes aldırmak ve büyük İsrail’i kurabilmek için yıllardır çok sistemli çalışıyor. Büyük İsrail hedefine ulaşmak adına İsrail’i hamile bırakıyor ve bölgeyi sözde Kürdistan’a da gebe bırakmaya çalışıyor.
Geçen günlerde sosyal medyada Bebek Katili Netanyahu isimli alçağın eski konuşmalarına denk geldim. O konuşmalarından bir kez daha gördüm ve anladım ki, ABD’nin tasmalı köpeği İsrail kendine sıkıntı yaratan yahut sıkıntı olan ülkeleri ABD’ye ihbar ediyor, Amerika’da o ülkeler üzerinde işgal, darbe, iç karışıklık denemeleri yapıyor. Tarihe bakıyoruz kiminde başarılı olmuş, kiminde de kısmi etkili olmuş…
Bebek Katili Netanyahu’nun, 2002 yılındaki bir televizyon programında “Saddam’ı ve rejimini çökertirsek size bölgede müthiş olumlu yankılanma olacağını garanti ediyorum. Rejimlerin değiştiğini görmek isteriz. En azından Irak’ta istediğim kadar, İran’da da değişim olsun istiyorum. Burada esas sorun bunun nasıl olacağı. Yani sorunumuz Irak’ın rejimi değişmeli mi değil. Sorunumuz Irak rejimi ne zaman yıkılacak? İran’da rejim değişikliğini görmek istiyor muyuz demeyeceğiz bunu nasıl yapacağız diyeceğiz.” açıklaması ve yine o tarihlerde bir başka televizyon programında kendisine sorulan “ABD’nin saldırmasını istediğiniz başka ülkeler var mı?” sorusuna verdiği “Cevabım evet. İki ülke kendi aralarında acaba hangimiz daha önce nükleer silah yapabiliriz diye yarışıyor. Bunlar Irak ve İran. Üçüncü ülke olarak da Libya’yı söyleyebiliriz. Libya hızlı bir şekilde atom bombası yapmak için çalışıyor.” şeklindeki konuşmasıyla ABD ile paslaşmalı emperyalizm sistemini uyguladıklarını göstermişti. 2015 yılında ABD meclisinde kurduğu "Şunu biliyorum ki ne olursa olsun hepiniz İsrail’in arkasındasınız!" cümlesi de güvene ve sadakate dayanan bir ilişkiyi işaret ediyor. ABD’nin tasmalı ve kuduz köpeği İsrail, kimi ısırırsa ısırsın ABD’nin arkalarında olduğu tartışılmaz bir gerçek… Bunda zaten hiç şüphe yok. İsrail’in yaptığı her hukuksuzluğu, işgali, vahşeti dünyanın gözü önünde desteklemeleri, silah-asker yardımı yapmaları bunun delilidir.
Dediğimiz gibi İsrail bölgede kimden rahatsız olduysa ve ABD, İsrail’in büyümesini engelleyecek kimi gördüyse o ülke üzerinde her yöntemi denemiştir. Irak “Kimyasal silahı var” suçlamasıyla işgal edilmiş, 2 milyon Müslüman öldürülmüş ve Saddam Hüseyin de idam cezasına çarptırılmıştır. Libya’da ise Arap Baharı çerçevesinde iç karışıklık çıkarılmış ve Libya Devlet Başkanı Kaddafi’de linç edilerek öldürülmüştür. ABD, İran üzerinde de zaman zaman iç karışıklıklar çıkardı. Geçmişte 8 yıl süren Irak ve İran savaşının da Batı’nın bir tezgâhı olduğu anlaşılmıştı. ABD ve emperyalizm kuyruklarının, yıllar sonra Mısır, Tunus, Yemen, Suriye, Sudan, Cezayir, Bahreyn üzerinde yine “Arap Baharı” tezgâhıyla darbeler, iç karışıklıklar, işgaller gerçekleştirmesi de ABD-İsrail eksenli emperyalist sistemin devam ettiğini göstermektedir.
Ortadoğu Bölgesindeki İslam ülkelerinin bugün Filistin’e sahip çıkamamasının sebebi işte yıllardır aralıksız süren bu sistemin devam ettirilmesidir. İslam ülkeleri toprak olarak işgal edilmese de bu ülkelerin yönetimleri zihin olarak ABD ve İsrail’e tepki gösteremeyecek kadar işgal altındadır.
Bu manzara karşısında Saddam Hüseyin’in 23 yıl önceki meşhur o konuşması aklıma geldi.
"Bakın bizim kaç tane Arap liderimiz var, reisimiz var. Vay be göğsüm kabardı" diyerek manzarayı ti’ ye aldığı "Bu kadar Müslüman ülke lideri, zenginlik, petrol, ordular... Peki sonuç ne?" diye soran Saddam Hüseyin cevabını şu sözlerle kendi vermişti:
"Birkaç kendini bilmez, Filistinli kardeşlerimizi katlediyor... Çocuklarımızı katlediyorlar, kadınlarımıza el uzatıyorlar... Yüz kızartıcı olaylar görüyorsunuz. Yazıklar olsun!.. Diğer ülkeleri bekleyelim, yani Amerika'yı bekleyelim!.. Yeter mi?.. Bunu kabullenmemiz mümkün değil... Bu kadar taviz yeter. Artık Siyonizme dur denilmeli... Amaçlarını, hadlerini aştılar..."
Arap dünyasındaki liderlerin korkularına işaret ederek yaşananların "bir onur meselesi" olduğunu söyledikten sonra şu çağrıyı yapmıştı:
"Araplar uyanın... Yeter artık!.. Amerika'nın, siyonizmin ihanet planlarını görün. Yapılan operasyonlar, Filistin'in işgali hepimizin meselesi. Özellikle Araplar sıra size de gelecek... Bunu kabullenmek ihanettir. Yanılgı içinde olan liderlere göre, Amerika belki İsrail'e müdahale eder... Onlara tavsiyem yanılgıya düşmesinler, hata yapmış olurlar... Beyaz Saray ve Siyonizm aynı yerden yönetiliyor... Kendinize gelin, ayılın. Allah size zenginlik vermiş. Sadece satılmamış liderlere ihtiyaç var. Eğer savaşmaktan korkuyorlarsa, İsrail'e yakın olan ülkeler bize sadece bir miktar yer versinler. Bize sadece Arap savaşçıların gelişinde yardımcı olsunlar. Bizim için bu kafidir, gücümüz yeter..."
ABD ve İsrail’e yönelik bu cümleleri kuranı yaşatırlar mı? Yaşatmadılar elbette.
ABD’nin tasmalı köpeği İsrail hedef göstermiş, ABD ise “kimyasal silahı var” diyerek Saddam’ı ortadan kaldırmıştır. ABD ve İsrail arasındaki sistem yıllardır değişmiyor. Ortadoğu Bölgesinde her ülkenin dikkatli olması şarttır. Çünkü kuduz köpek İsrail dalıyor, köpek bakıcısı ABD her konuda ona destek veriyor.
YILDIRAY ÇİÇEK- TÜRKGÜN GAZETESİ