Ben mi ;
Yorgunum be usta,
Heybemden cok kelimeler döküldü sokaklara arsızca.
İyi degilim simdilerde.
Bütün kötülükleri örselenmiş taraflarıyla koymuşlar gizlice kitaplarımın arasına.
Yılların yorgunluğunu sırtlandim.
Bilmem kac okkadir sırtımdaki yükün ağırlığı
Iki başlı ejderhaya sıkışmış yüreğim,
Her geceye bir bir yorgunluk sıkıştırdılar, bana sormadılar ki;
Sakalimda kac tel ağ(l)armış kimse bilmez ki,
Yüzümdeki her kı(a)rışıklığa bir hikaye sığar,
Her mısrasına her bir kelimesine bir ömür sıkıştırılmış koskocaman bir hayat.
Hic bir zaman cekinmedim yaralarımdan ama hep kayboldum aralarında.
Ne zaman pay etmeye kalksam en büyük pay bana düşerdi .
Her çocuk küsünce odasına kaçarmış be usta, benim kaçacak odam da yok her yanim çıkmaz sokak.
Bir labirentin çıkmaz sokağındayım.
Her gece bir kuyudan Yusuf'un sesi çınlıyor kulaklarımda.
Körpecik ellere emanet ettiğim yüreğim simdilerde hoyratça hırpalanıyor tanımadığım tanhalarda.
Kırık aynalarda saklamıştım çocukluğumun en güzel yaramazlıklarını.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, yılların silemediği yorgunluk var omuzlarımda,
Biraz kırgınlık biraz öfke biraz da hüzün sakladım dudaklarımda.
Vakitsiz yorgunluklar düştü kiri gömleğime
Artık bunlarin bir önemi varmı bilmiyorum be usta.
Keşke konuşmamız gereken yerde susmasaydık.
Zormuş be usta yorgunken dik durmak, İçindeki bütün ofkeye bütün kırgınlığa ragmen ayakta durabilmek.
Kaybettiklerimize ve geride bıraktığımız her seye bakınca çoğu şeylerin manasını yitirdiğini görüyorum.
Herkes kendi hikayesinin kahramanıdır be usta.
Büyüklerimiz her şey paylaşınca güzeldir derlerdi meger paylaşınca kaybediyormuşuz be usta.
Herkesten ve herşeyden vazgeçecek gibi olsan da geçmişin izleri düşüyor gözlerinin nemli tarafına.
Düşlerim firarda be usta., umutlarım boynu bükük, yüreğim bir öküzün sükutunu taşıyor.
Çorak gönlüm gayrimeşru duyguları doğuruyor.
Günahkar doğumlara gebe kalıyor yüreğim.
Eskide halı tezgahlarında dokunurdu umutlar oysa ki simdiler de kancık pusular kuşatmış yolculuk kervanına katılan potincikleri.
Aynaya bakmaya mecalim kalmadı be usta.
Müebbet yemiş yüreğimi parkamın sol cebinde taşıyorum geri kalan ömrümle beraber.
Oysa ki herkes beni sevdaya dair sırlarımla tanırdı.
Simdilerde neşter vurulmaz acılar damlıyor kalemimden.
Perdeler kapandı, piyes bitti,
Sır ifşa oldu be usta.