Yine bir sonbaharı geride bırakıyorum,
Herkese ve her seye rağmen sararmış yaprakları sokakların çiğ düşmemiş sokaklarn koynuna bırakıyorum.
Ve;
İnsan, Sustukça geride bırakır her şeyi,
Kimi zaman pişmanlıkları kimi zaman hoş görmüşlüğü kimi zaman da bağıra bağıra anlatacağı sahte sevgilerini yuzlerine indirdikleri maskelerin ardindaki yalanları.
Özlemek neye yarar ki, sis bulutlarının ardındaki camlara yansıyan buğulardaki yansımışlıkları.
Yine yorulduk, sonbaharın yorgun şarkılarına eşlik eden göçmen kuşların feryatlarını dinlemekten.
Ve;
Yaptığınız o kadar cok şeyin hiç bir işe yaramadığı ve sadece sizin yaralarınıza yeni bir acı bıraktığını gördüğünüzde son baharin son yapraklarının düştüğünü görürsünüz, tıpkı gozlerinizden düşenleri gördüğünüz gibi.
Sonbaharda yaprakların teker teker düştüğünü görürsünüz tıpkı hevesle çabaladığınız şeylerini yavaş yavaş ziyan olduğunu gördüğünüz gibi.
Ve;
Sonra icinizde bir volkan patlar, bedeninizi bir bankın üzerine atar yaprakların tek tek düşüşüne şahit olmak istersiniz, gözünüzden birer birer düşenler gibi.
Ve;
Sonra dilinize hece hece düşer şairin dizeleri
"Ah benim dag gibi görünüp de
Cocuk gibi ağlayan yüreğim "
Sonra aklınıza mıh gibi çakılır, yorulduğunu belli etme ey yüreğim, düşmanlarını sevindirecek durusunu bozma diye feryat esersiniz içinizden.
Eylülde aşk başkadır der şairler oysa ki Eylül hüznün başlangıcıdır sonbahar gibi yaprak yaprak düşer gözümüzden gönlümüzden herkesin her şeyin düştüğü gibi.
Ey hüzne bulanmış sonbaharın kekremsi duyguları, ben seni ezbere biliyorum, zorsun satır satır kelime kelime,ben seni hece hece biliyorum.
Ey ruhumu kara dehlizlerde Yusufun kör kuyusuna atmaya calisan sonbaharın soğuk gecesi bedenimi yorma yüreğimi yorma ,ben göğsümde harlanmış aşk ateşini Temmuz ayının ortasında hicrana gama teslim etmemişim ki sonbaharda yüreğime zincir vurasın.
Ey sonbaharın kör karanlığı yalnız garip gönlümü halden hale soktuğun yeter, ben senin soguk kış gecelerinde huzur aradım, üstüme gelme sıkıştırma beni,usulca sokul da nefesimi hisset, ne istiyorsun garip yüreğimden.
Oysa ben senin yalnız gecelerinde en mahrem dostun olmadım mı, ve en sessiz saatlerinde sıcak demli bir çay eşliğinde aynı şarkılara eslik etmedim mi.
Sen konuştun ben sustum, ben sustukça sen en sır dolu düşlerini açmadın mı bana, sen anlattın ben sustum sana.
Ey yüreğim bize kalmayacak şu dünya icin ne de çok yorulduk.
Umarım yüreğimizi okuyacak birine rast geliriz de bu yizden ruhumuzu tercüme etmek zorunda kalmayız.
Kalın sağlıcakla......