Asım DEMİRKÖK

Malatyalım Diyen Hepimizin Burnunun Direğinin Sızlaması Gerekiyor

Asım DEMİRKÖK

Evet, evet yanlış anlamadınız. Şehrimizin geleceğinin ne olacağını düşünmek, anlamak ve buna ilişkin alacağı yolun çözüm önerilerini söyleyebilmek için, Malatya’yı sahiplenme noktasında bulunan hemşerilerimin, hemşerilerimizin burnun ‘’DİREĞİNİN’’ sızlaması yetmez. Burnumuzun kökünden sızlaması gerektiğini hep birlikte şimdiden söyleyerek, geleceğe ilişkin bunu ‘’Maddi Güce’’ dönüştürmek gerektiğine inanıyorum. Ve diyorum ki yüreğiniz, yüreğimiz, yüreğim yanıyor anam.

‘’Büyük Deprem Felaketini’’ yaşadığımız 6 Şubat gününden beri ‘’Kent Yöneticilerine İlişkin’’ onlarca köşe yazısı yazdım. Halen de yazmaya devam ediyorum, edeceğim. Bunların hiçbirinden bugüne kadar söylediklerimden, yazdıklarımdan ve de TV. Konuşmalarıma ilişkin ne ses ne de bir seda duyabildim. Dönüp biri, birileri demedi ki; Malatyalı hemşerim Asım Demirkök sen ne yazıp çiziyorsun? Ne konuşuyorsun? Ne söyleniyorsun? Olsun. Elbette bu yazdıklarımız Malatya arşivlerine not olarak düşecektir. Bugün olmazsa gelecekte hemşerilerimizin çocukları, torunları arşivin tozlu yaprakları arasından çıkararak, kim ne demiş, kimler ne yapmış, yapamamış diye sorgulayacaklardır.

Kent yöneticisi deyip geçmeyelim. Öncelikle Devleti Temsilen ‘’Vali ve Bürokrasisi’’ ile birlikte bugünlerimizden sorumlu olmayacaklar mı? Özellikle Malatyalı hemşerilerimizin söz ve karar sahibi olarak seçtikleri ‘’Şehrül – Emin’’. Şehrin emin kişisi, emin insan, yani bu günkü manasıyla seçilmiş belediye başkanı, şehrin imarından, turizminden, çöpünden, suyundan, çevresinden ve o yerleşim yerinde, yaşayanların refahından sorumlu kişi olarak adlandırdığımız başta, ‘’Malatya Büyük Şehir Belediye Başkanı ve Büyükşehir Meclisini oluşturan özellikle Yeşil Yurt ve Battalgazi Belediye Başkanları ve Belediye Meclis üyeleri’’ hep birlikte sorumlu olmayacaklar mı?

Malatya’mızın 6 Şubat 2023 günü iki büyük sarsıntı ile yaşadığı ‘’Büyük Deprem Felaketinin’’ şokunu ne hemşerilerimiz olarak bizler ne de Malatya’mızın ‘’Can’’ damarı olan ‘’Malatya Yerleşkemiz’’ atlatabilmiş değil. Değiliz. Bu ‘’ŞOKU’’ atlatabilmemizin yetkilerini ellerinde bulunduran iki önemli ‘’Kurumumuz’’ olan biri devlet yetkilerini elinde bulunduran kurum olarak ‘’Vilayet’’ kurumu ise, diğeri kurum olarak yerel yetkileri ellerinde bulunduran ‘’Yerel Yönetimler- Belediyeler’’ kurumu. Bu iki kurumumuz da büyük bir ‘’Şokun’’ altındalar. Bugüne kadar neyi yapamadıklarını açıkça ve ‘’Özetle’’ söylemek istiyorum. Hiçbir konuda bugüne kadar ‘’Planlarının’’ olmadığı açık beyan ortada. ‘’Gözüküyor’’. Yalnız ben değil, söylemeyen ne bir kimse ne de bir kuruluş kalmadı. 6 Şubat 2023’den beri bizlerin geleceğine ilişkin her konuda planlarının olmadığı da görülmüş bir şey değil diyeceksiniz? Bakın yapılanlara görürsünüz. Bina ‘’hasarları’’ mı diyeceksiniz? Yaz boz tahtasına döndürdüler. Hala kalıcı ‘’Hasar’’ bilgisi yok. ‘’Malatya Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği başkan ve temsilci kardeşlerimizin (TMMOB)’’ bugüne kadar haykırdıklarından, söylediklerinden, dillerinde tüy! bitti. Halen bugüne kadar kalıcı bir çözüm üretmiş değiller. Plan desen hak getire. Mevzi plan olarak ‘’Bakırcılar Çarşısı planı’’ dediler 3-4 aydır yüzlerine gözlerin bulaştırdılar. Sonunda ‘’Göl’’ de karar kılacaklar! Onlarca yapılan toplantılardan hangi sonuçlar çıktı? Hangi kararlar uygulamaya konuldu? Haberi olan var mı? Ne olacağı da meçhul? En yetkili kişilerce ortaya atılan bir buçuk ay sonrası çıkacağı söylenen ‘’Mövenpick Malatya Hotelinden’’ başlayarak Çevre yolu ile İstasyon Caddesinden Bakırcılar Çarşısına kadar olan yine yeni bir mevzi bir planın Ankara’da yapıldığı, yapılıyor olduğu söylendi. Bu açıklamadan sonra aradan üç ay geçti, herkes sus pus. Böyle bir plan var mı? ‘’Malatya Valimizden ve Büyükşehir Belediye Başkanımızdan’’ bir açıklama bekliyorum. Sizlerin haberi olmadan böyle bir ‘’Mevzi Plan’’ açıklaması yapılabilir mi?

Bugüne kadar 6 Şubat ‘’Büyük Deprem Felaketinin’’ ardında 8 ay gibi bir zaman dilimi geçti ve 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan’Yerel Yönetimler’’ seçimleri için Yüksek Seçim Kurulu adres değişikliğinin son tarihini 1 Ekim 2023 olarak ilan etmiş bulunuyor. Hızlıca 2024 Mart ayında yapılacak olan ‘’Yerel Yönetim Seçimlerine’’ doğru yol alıyoruz. Şimdiden toparlanamasak bu yerel seçim sonucundan da hüsrana uğrayıp suçu birbirimizin üzerine atmayalım. Malatyalı hemşeriler olarak, kurumlarımız olarak ‘’Siyasi Partilerin Kapısını’’ bizler çalmayalım. ‘’siyasi Partiler’’ bizim kurumlarımızın oluşturacağı ‘’Geleceğimizin Platformunun’’ kapısını çalarak; ‘’Kentimize Kimleri Belediye Başkanı ve Meclis Üyesi Seçelim’’ diyecekleri ‘’Ortak Düşünce ve Eylem Platformumuzu Birlikte Oluşturalım’’

Yaşadığımız deprem felaketinden bugüne kadar geldiğimiz süreçte, yukarıda adlarını verdiğim kentimizin iki kurumu Malatya’mızın hem zamanın yedi. Hem de zamanını çalarak, Malatya’mızı ‘’Bütünsel Plansız ve Projesiz’’ bırakmış olarak, hiçbir hedefi olmadan hepimizi, ‘’meçhul’’ bir istikamete doğru sürüklüyor, sürüklüyorlar. Buradan bir çıkış yolu yok mu? Var. Şimdi çıkış yolunu ben yazayım, sizler de sorgulayın. Benim yanlış gördüğüm noktaları bir bir ayıklayarak yolumuzu açmaya birlikte çalışalım.

  1. 31 Mart 2023 Yerel Yönetimlerin seçimi sonucunda; bugünkü Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs 2023 seçim sonucunda oyların ‘’%52,16'sını’’ halk oyuyla almış olarak, ‘’Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle’’ beş yıl daha birlikte yol alacağız. Bunu aklımızın bir köşesine koyalım.
  2. Bugünkü haliyle yukarıda açıklamaya çalıştığım iki kurumumuzun; ‘’Vilayet’’ ve ‘’Belediye’’ kurumlarımızın, ne ‘’Malatya Yerleşkemizin Bütünlüğünü’’ ne de ‘’Hemşerilerimizin Yaşamsal Bütünlüğünü’’ taşıyamayacağını görüyorum, görüyoruz, gözükmüştür. En azın dan bu kurumların bürokrasisiyle birlikte, bugünden itibaren işlevselliğini yitirdiğini ve silikleştiğini görüyorum. Söylüyorum.
  3. Şimdi ne yazsak ve de ne söylesek yasal olarak bu kurumlar haliyle çözümsüzlükleri ve yapabilecekleri ve yapamayacakları ölçüsüyle bizleri, kentimizi ‘’2024 Yerel Seçimlerine’’ kadar götürecekler. ‘’Ya sonrası ne olacak?’’ Asıl sorun da orada.
  4. Aslında bu kurumlara yerel yönetimler seçimlerine kadar yol gösterecek, yol açacak, daha da yanlış yapmalarının önüne geçerek, uyarılarda bulunacak, yaptırım gücü yüksek ‘’ Malatya Ortak Düşünce ve Eylem Platformumuzu Birlikte Oluşturalım.’’ Bu platform oluşumuna ve bir şeylerin yapılmasına, aşağıda yazdığım kurumların ve sözcülerinin ‘’Öncülük’’ etmeleri gerektiğinin zorunluğundan söz etmek istiyorum.
  5. Tek tek şahıslar, gazeteciler, medya mensupları olarak, yine tek tek kurumlar olarak söylediklerimizi yazdıklarımızı kale alan yok. Ancak yüzbinleri bağrında taşıyan ve onları harekete geçirecek ‘’Siyaseten Bağımsız Bir Platformu’’ söz söylemek ve harekete geçmek için bir an önce hayata geçirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Platform; dernekler, sendika ve benzeri sivil toplum kuruluşlarıyla ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere olan bir girişim hareketi olmalı. Bu girişim, hareketi. Oluşturdukları tüzel kişiliği bulunmayan geçici nitelikteki birlikteliklere platform adı verilmektedir. Bizim böylesi bir ‘’Platforma’’ acilen ihtiyacımızın olduğunu belirtmek istiyorum. Bundan kurum ve şahıslar olarak kimleri kast ediyorum.
  6. a) Malatya Ticaret ve sanayi odası. b) Müstakil İş Adamları Derneği. c) Malatya Ticaret Borsası. d) Malatya Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliği. e) Malatya Mühendis ve Mimarlar Odaları birliği temsilcileri ve Başkanları. f) Malatya Barosu. g) Tabipler Odası. h) Malatya’da bulunan Sendikalar ve Sivil Toplum Kuruluşları. Malatya’mızın geleceğini ‘’Malatya’yı Örgütsel Olarak Kapsayacak’’ şekilde ‘’Malatya Ortak Düşünce ve Eylem Platformumuzu Birlikte Oluşturalım.’’ Bu oluşumu oluşturma zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Geleceğimize ilişkin oluşturacakları bu ‘’Düşünce ve eylem Platformunun’’ hemşerilerimize öncülük etmesini istiyor ve bekliyorum. Neden mi?
  7. Öncelikle kentimizin ‘’Ticaret ve Sanayi’’ ile iştigal eden iş insanlarına sesleniyorum. Bunlar ‘’Ekonomik Kurum ‘’olarak ‘’Kurumlar’’ içerisinde başat rol oynuyorlar. Eğer ticaret ve sanayi ile iştigal eden insanlar kurumlar olarak, ’’Ekonomi Kurumu’’ kurum olarak harekete geçmez ve belini düzeltmezse, diğer ‘ Eğitim Kurumu-Siyaset Kurumu-Adalet Kurumu-Din kurumu-Sağlık Kurumu-Boş zamanlar kurumu’’ olan kurumlar kendilerine yaşam ve hayat alanı bulamazlar. Bir kentin zenginlik kaynağı ‘’Yetişmiş Eğitilmiş İnsan Gücüdür’’. Giderek bu kaynak kurmaya yüz tutmaya başlamıştır. Daha fazla yetmiş ve eğirtilmiş insan gücünü ne Malatya’nın ne de iş insanlarının kaybetmeye tahammülünün olmadığını buradan haykırarak ‘’Kentimiz İş İnsanlarına’’ söylemek istiyorum. Yoksa vakit geç olacak, kaynağınız olan ‘’İnsan Gücümüz’’ bir müddet sonra elinizden, elimizden kayıp gidecektir.
  8. İş adamlarını ve Ticaret İnsanlarını bağrında taşıyan; a) Ticaret Sanayi Odası (TSO) Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu. b) Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Muharrem Boyraz. c) Malatya Ticaret Borsası Başkanı (MTB) Ramazan Özcan d) Malatya Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin olmak üzere kamuoyu Malatya’mız ve hemşerilerimiz adına sizlere sesleniyorum.
  9. Öncelikle 8. Maddede kuruluşlarınızı ve adlarınızı zikrettiğimiz şahıslar olarak; Malatya’mız ve hemşerilerimizin yaşadığı halen yaşayıp ‘’Şokunu’’ atlatamadığımız ‘’6 Şubat Büyük Felaketinden’’ Malatya’mızın ve hemşerilerimizin geleceğe yürüyecek; ‘’Aydınlık Yolun İzleri ve İp Uçlarının’’ bir an önce sizlerin bir ‘’Platform’’ altında toplanarak alacağınız karara bağlı olduğunuzu, sizlere sorumluluğunuz ve elinizi taşın altına değil, Malatya’mız ve hemşerilerimizin çıkarları noktasında ‘’Gövdenizi’’ koymanız gerektiğini ve bu ’’ Vebal Büyüktür, Günahtır’’.  Bu vebalın ve günahın altında, çocuklarımızın, torunlarımızın ve Malatya’mızın geleceği yatıyor. Ya bir araya gelip diğer adını zikrettiğim ‘’Malatya’mız Bileşenlerini’’ bir araya getirerek, ‘’Malatya Ortak Düşünce ve Eylem Platformumuzu Birlikte Oluşturacaksınız’’ ya da ‘’Oluşturacaksınız’’.
  10. Bu ‘’Platformu’’ oluşturup Malatya tarihimize çocuklarımıza, torunlarımıza adlarınızı ‘’Hayırla Yad’’ edecek bir miras bırakacaksınız, ya da sizleri gelecek kuşaklarımızın ve Malatya’mızın ‘’Hayırla Yad’’ etmeyecek ve kişisel ihtiraslarınızın çıkarlarının esiri insanlar olarak ‘’Yad Edeceklerini’’ şimdiden sizlere hatırlatmak ve söylemek istiyorum.
  11. Bu köşe yazımı Malatyalı hemşeriniz Asım Demirkök olarak ‘’Tarihe Not’’ olarak düşüyorum. Ve diyorum ki ‘’ Üzüm Bağımın’’ bakımına, verimliliğine, bana güzel güzel üzümler sunan bağcıya, bağcılara her zaman müteşekkir olmuş, hakkımı helal etmiş, yazılarımla onları onura etmişimdir. Ancak üzüm bağıma bakmayıp üzüm verimliliğini düşüren bağımın yerleşkesin yeşertmeyip kurutanları da değiştirme mücadelesi vermek Asım Demirkök olarak boynumun borcu olsun. Elbette her fani gibi bir gün bende, ‘’O Tadı Hemşerilerimin Hayırlı Duaları ile Tadacağıma İnanıyorum’’. Hemşerilerime, okurlarıma Selam, hürmet ve saygılarımı sunuyorum.

02 Ekim 2023 Pazartesi günü Malatya Söz gazetesinde çıkan köşe yazım Asım Demirkök

        

Yazarın Diğer Yazıları