Malatya Yerleşkemizin Depremle İlişkisi
Asım DEMİRKÖK
1930’lı yıllardan sonraki ilerleyen süreçte şehrimizdeki ‘’ İmar Planlarının Yapımına’’ ilşkin bugüne kadar yüzlerce köşe yazısı ve bir o kadarda ‘’deprem’’ konusunda uzman olan bilim insanları ve bu kanularda görüşü olan uzman insanlarımızla televizyon programları yaptım. Konuştuk. Anlattılar. Anlamaya çalıştık. Yine deprem konusunda konuştuklarımızı, konuşmalarımı, söylemlerimi ve yazılarımı, makalelerime iki cilt olarak yayınladığım köşe yazılarımı içeren, ‘’Çerçeveye Sığmayanlar’’ kitabımda yer verdim.
Bin yılın felaketi olarak adlandırılan deprem felaketi binlerce hemşerimizi kaybetmemizin yanında, ‘’Malatya Yerleşkemizi’’ tanınamaz ve yaşanmaz hale getirdi. Zaman hızla ilerliyor ve zamanla yarşarak bir yandan hemşerilerimizin her yönüyle yaralarını sarmaya çalışırken, diğer yanda yıklan yerleşkemizi ve binalarımızı hızla yeniden ayağa kaldırmak ve yenilemek durumundayız. Bu konuda adeta zamanla yarşıyoruz.
Bilimin gelişmesine parelel olarak ‘’Harita-Ölçme Bilimi ’’ ülkemizde son yıllarda olanca hızıyla ilerlemiş, gelşmiş ve her yapıdaki arazide uygulanma alanı bulmaktadır. Bu konuda önemli oranda yetişmiş insan gücümüzün olduğunuda biliyorum. Özetle: Harita Bilim ve teknolojisinin geldiği bu aşamada Malatya Yerleşkemizin- Doğuda İnönü Üniversitesi Yerleşkesinden başlayarak, Batıda Tavşan Tepe diye adlandırdığımız Malatya,Adana-Malatya Ankara asvaltına kadar olan alanı içne alacak şekilde:
1-İnönü Üniversitesi Yerleşkesinin Güneyinden başlayarak Beydağı eteklerini yalayarak, Venk-Toki Konutları-Konak-Yeşilyut-Gündüzbey-İkizce (Aşağı Haçuva) Mahallesi ile Görgü (Cafana Mahallesi) yerleşkelerini içine alacak şekilde Malatya Adana-Malatya Ankara yol ayrımına (Tavşantepe’ye) kadar olan alan kapsayacak şekilde;
2- İnönü Yerleşkesi Kuzeyinden başlayarak, İnönü Stadyumunun yaklaşık 2 Km. Kuzeyinde, Kuzey Kuşak yolunda buluşturarak Batıya doğru, Kuzey Kuşak Yolu boyunca, Orduzu Aslantepe Höyüğü- Battalgazi Mahallesi (Aşağışehir)- Hanımın Çiftliği Mahallesi-Organize Sanayi Bölgesini de içine alarak- Malatya, Adana- Malatya-Ankara asfaltı, Tavşan Tepe bitim noktasına kadar olan alan kapsayacak şekilde.
A) 1 ve 2. De belirttiğim alan içerisinde kalan ‘’Malatya Yerleşkesini’’ içine alan bölümün, ‘’Halı Hazır Haritasının’’ daha fazla zaman kaybetmeden uydudan alınıp bilgi teknolojisi ile buluşturup bilgisayara aktarılması. Günümüz teknolojisi ve bunu kullanan bilim-teknik insanlarımızca, ‘’Malatya Yerleşkesinin’’ belirttiğim alanların içeresinde, ‘’DEPREM SONRASI’’ oluşan ‘’Konut Alanlarımızın-İş Yeri Alanlarımızın, Sanayi Alanlarımızın, Kültürel Yapı ve Alanlarımızın, Su Alanlarımızın; İçme Su Alanlarımız ile kullanma Sulama Su Alanlarımızın hangi alanlar olduğu ve hasar durumunun belirlenmesi ve işlenmesi.
B) Bu kez bilgisayara ‘’Malatya Yerleşkesi’’ alanlarını işlediğimiz ‘’depremden hasar alan hasar alan alanlarımızı tespit ettiğimiz’’ Konut Alanlarımızın- İş Yeri Alanlarımızın, Sanayi Alanlarımızın, Kültürel Yapı ve Alanlarımızın, Su Alanlarımızın düzenlenmiş ve düzeltimmiş haliyle 1/25.000 bin ölçekli Çevre düzeni Planı, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli uygulama planlarının hazırlanması. Bugünün teknolojisi ile yetişmiş bilim insanlarımız ve teknik elamanlarca en fazla 20-25 günümüzü alır. İş, bu kez hazırlanan bu uygulama planlarının her meslek alanının örgütlerinin içerisinden bu iş alanlarının uzman hemşerilerimizin görüşlerine sunulması ve görüşlerinin alınması. Bu ‘’ÇALIŞTAY’’ oturumlarının düzenli bir şekilde sürdürülmesi halinde biz Malatya’mız Yerleşkesinin iyileştirilme halini hep birlikte el ele kurguladığımızdan, geleceğe hep beraber umutla ve sorunsuz olarak ve gönül rahatlığı ile yürümüş oluruz;
C) Epeyi bir zamandır Büyükşehir Belediye Başkanımız ve geçtiğimiz günlerde deprem bölgesindeki belediye başkanları ile toplantı düzenleyen Sayın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki kendilerinin 4 kırmızı çizgisi olduğunu söylemiş. Birincisi fay hatları üzerinde yapılaşma olmayacak, ikincisi sıvılaşma alanlarından uzak durulacak, üçüncüsü dere yataklarında ve zeminin kötü olduğu yerlerden uzak durulacak ve dördüncüsü ise mühendislik ve yapım işlerinde sıfır tolerans uygulanacak. Ayrıca ‘’Yerinde Dönüşümden’’ söz ettiler. Bu yerinde dönüşüm tam anlamıyla anlaşılmadığı gibi, Mehmet Özhaseki Bakanın özellikle altını çizdiği maddelerden birisi ve Malatya’mızda özellikle dikkat edilmesi gereken şu hususun altını özellikle çizelim ve vurgulayalım. ‘’Sıvılaşma alanlarından uzak durulacak’’. Hükümet Binamız önündeki İnönü Anıtını baz olarak ele aldığımızda özellikle doğu batı istikametinde, Güney Kuzey bir kilometre açıklık ele alındığında sıvılaşmamış bir yer bulabilecek miyiz? Bu nedenle Altını Çizmeye çalıştığım yeniden ele alacağımız ‘’Çevre Düzeni’’ planlarımızda özellikle bu sıvılaşma bölgelerimize dikkat çekmek istiyorum.
D) Bayram ziyaretimiz gelen Malatya Çarşısı ile adlandırdığımız bir iş yeri esnafımızın, bir dostumuz ile yine Fuzuli Caddesinde bir dairesi olan konut sahibi hemşerilerimizin anlatımlarında gördüğüm şu noktalarının altını özellikle çizmek istiyorum. Şöyle ki; bu hemşerilerim iş yerlerinin çarşıda yeniden yerinde yapılacak iş yerlerinden ve mahallelerindeki yapılacak konutlardan verilerek çarşı merkezine uzak yerlerindeki konutlara gitmeyeceklerinden söz ederek bayağı umuda kapılmışlardı. Elimden geldiğince bunun böyle olamayacağını bu bölgelerde ‘’Yerinde Dönüşüm’’ olamayacağını olduğu takdirde eski yanlışlarımıza yeniden dönüleceğini elimden geldiğince ve dilin döndüğünce anlatmaya çalıştım. Bir kez de burada anlatayım da bu dönüşümün vereceğim örnekle nerelerde olacağı, nerelerde olmayacağını tartışmaya açmış olayım. Yanlışım varsa düzeltirlerse menün olurum.
E) Biri, İnönü Mahallesi İstasyon Sağlık Ocağının 20 metre kuzeyinde 4 bloktan oluşan 4 katlı bir site var. Bu 4 blok site içerisindeki konutlar ‘’Ağır hasar’’ nedeniyle boşaltılmış. Kapı pencere ve içerisindeki donatıların hepsi sökülüp tahrip edilmiş ama binalar ayakta yıkılmayı bekliyor. İşte bu binaların zemin etüdü ve mühendislerce depreme yapıların dayanıklığı göz önünde bulundurularak devlet ya da de müteahhitlere verilerek konutlar yıkılarak yeniden yapılarak o site konutlarını ayni daire yerleşkeleri içerisindeki yerler kendilerine verilir.
F) Yerinde Dönüşüme ikinci örneğim ise; İstasyon Virajındaki Belediyeye ait ‘’Dede Korkut Lokantasının’’ ilki yüz metre doğusunda site içerisinde 5 bloktan oluşan 6 katlı binalar, zamanında kooperatif kurularak Sümer Bez Fabrikası arazisine yerleştirilmiş. Bunlar da depremden dolayı aynı şekilde konut sahipleri tarafında boşaltılmış. Konutların bütün müştemilatı sökülmüş yıkılmayı bekliyor. İşte burada da zemin etütleri yapılıp, depreme dayanıklı konutlar inşa edilerek hak sahiplerine verilebilir diye yüksek sesle düşünüyorum.
G) Ancak kent merkezi mahallerinden olan örneğin, Fuzuli-Cengiz Topel- Mimar Sinan mahallelerinin bitişik nizam ve yolları itibariyle yenden eski şekillileriyle, özelliklede sıvılaşma alanlarını kapsadığından yapılanmaya uygun olacağını düşünmüyorum.
H) Çarşı Merkezimizden birkaç örnek verelim. Yeni Cami karşısında Büyük Oteli düşünelim. Yeni cami arasında ile arasında doğuya doğru yoğurtçu peynirci ve Akpınar’a kadar uzana bir aracın zor geçtiği 5 metrelik cadde. Yine Büyük Otelden Bakırcılar çarşısına uzanan cadde ve Bakırcılar Çarşısı ve Kasap ve Balıkçı halinin o şekliyle. Yine Yeni Cami’nin doğusunda olan Ayakkabıcılar Çarşısı’nın aynı kalmasını istemek ne kadar akılla ve bilimle izah etmeye dilim varmıyor. O ‘’Ayakkabıcılar Çarşısı’’, eski adıyla ‘’Yemenici Çarşısında’’ iki dükkanımız ve bir o kadarda 1940’lı yılların ortalarında 2 ayakkabı dükkanımız olan benim anılarla dolu Fırat İlkokuluna 1945 yıllarındaki okula başlamam ve çevresi ile anılarımın tümüyle kayboluşuna tanıklık etmek kolay bir şey mi zannediyorsunuz? Sıvılaşmış yerleşim yerinin zirve yaptığı İsmetiye Mahallesinde 1938 yılında burada doğdum büyüdüm. Bizim evin avlusunda 1,5 metre kuyumuz olduğunu söylemem sıvılaşmanın nasıl yoğun olduğuna bir örnek değil mi? Bu mahallem ve çevresi ile birlikte sıvılaşmanı etkisi ile birlikte şimdi dümdüz bir tarla oluverdi.
İ) Yazıyı ve sözü uzattım biliyorum. Zamanı geldiğinde yer verildiğinde bu yerlere
Şehrimizde uygulamadan sorumlu olan makamlara günlerdir yazıp, çizip, söylüyorum. Plan yapalım, planlarımızı konuşup birlikte oluşturalım. Plan üzerinden yürüyelim diye. Şehrimizin plansız yürümesine yol vermeyelim dediğimde birçok hemşerimizde yetkililerin elinde yapılmış olan bir plan var, ona göre şehrimizi şekillendiriyorlar diyorlar. Ben de onlara diyorum ki geldiğimiz bu bilgi çağında hiçbir şeyin gizlisi saklısı olmaz. Gizli plan yürütenler varsa bir gün uyguladıkları planlar ortaya döküldüğünde, ya da planlarının yanlışlığı ortaya çıktığında hemşerilerinden utanmayacak ve onların yüzlerine nasıl bakacaklar diyorum. Dilerim kentimizin yeniden yapılaşma uygulama makamında olanlar plansız yürümenin yanlışına düşmezler. Şunu şurasında ne de olsa yerel seçimler az bir zaman kaldı. Şehrimizi plansız bir yolculuğa çıkaranlara hangi hemşerimiz hesap sormadan oy verir ki! Bekleyip göreceğiz. Ve biz yine olan biteni hemşerilerimiz ve okurlarımızla paylaşacağız. Değerli okurlarıma ve sevgili hemşerilerime sevgi ve selamlarımla..