Siyasette Engellenenler!
Ali Haydar Koyun
14 Mayıs günü yapılacak olan 28.Dönem Milletvekili seçimlerinde değişik birçok partiden aday adaylığı için başvuru yapan engelliler yine yok sayıldılar.
“Depremin ardından düşündürücü gelen rakamlar” başlıklı yazımda belirttiğim gibi 6 Şubat depreminin ardından tahmini olarak 850 bin insanın kol ve bacak gibi uzuvlarını kaybetmesiyle birlikte ülke nüfusunun engelli oranı %12.29’dan %13.28’e yükselmiştir.
Yine aynı yazımda, 2022 yılsonu itibariyle Türkiye nüfusunun 85 milyon 279 bin 553’e ulaştığı ve bu nüfusunda %12.29’unu oluşturan engellilerin sayısının 10 milyon 480 bin 85 kişiye ulaşmış olduğunu belirtmiştim.
Ortaya çıkan bu rakamlara depremde uzuvlarını kaybedenleri de eklediğimizde %12.29’unun %13.28’e, 10 milyon 480 bin 85 kişinin ise 11 milyon 330 bin 85’e yükseldiğini belirtmiştim.
11 milyonluk bir kitlenin aileleri ile birlikte ülke nüfusunun yarısını teşkil etmesine rağmen ne yazık ki temsiliyet noktasında siyasi partiler bu kadar büyük bir kitleyi görmezden gelmeye devam ediyorlar.
Aday adaylığı için siyasi görüşleri doğrultusunda partilere başvuru yapan onlarca engellilerden sadece birkaç tanesi aday listelerinde yer alırken çoğunluğu ise yer alamadılar.
Eğitim, sağlık, istihdam vb gibi yaşamın her alanı ile aşamasında engellenen engelliler ne yazık ki daha önceleri de olduğu gibi bu defa da siyasette engel yediler.
Yine yok sayıldılar. Yine görmezden gelindiler. Yine sesleri duyulmasın istediler.
Oysa siyasi partilerin en üstten en alttakine kadar her kademesinde görev alan yetkililer, engellilerle ilgili özel günlerde mikrofonu aldıklarında ne kadar çok engel sever olduklarından dem vururlar.
Sorunların çözümü için yapacağız, edeceğiz sözleriyle nutuk atıp dururlar.
Ancak konu engelli vatandaşların kendi sorunlarına ve çözümlerine kendileri karar vermesi noktasına geldiğinde ise geneli de gözlerini kapatır, kulaklarını tıkar ve üç maymunu oynamaya başlarlar.
Toplumun birçok kesimine tanınan eşit temsil hakkı nedense engelliler söz konusu olduğunda ise tanımazlar.
Siyasilerin engellileri görmezden gelmesinin ve aday listelerinde yeterince yer vermemesinin temelinde yatan asıl neden acı da olsa engellileri “işe yaramaz, sakat, yarım insan” gibi görmeleri hatta bazen de “hilkat garibeleri, ucubeler” gibi görmeleri gelmektedir.
Siyasetin ve siyasetçilerin engelliler ile engelliliğe karşı olan tutum ve davranışlarının nedeni bilinçaltlarında yatan işte bu yanlış bakış açısıdır. Her seçim döneminde ortaya konulan üç maymun oyunu da bunun bir yansımasıdır diyebiliriz.
Vicdanlarını rahatlatmak isteyenlerin ise ahret korkusuyla sevabına bakılacak, acınılacak garip, gureba insan gözüyle bakmaları gelmektedir.
Her genel ve mahalli seçim dönemlerinde yaşadığımız bu sorunun ardından yine birkaç sivil toplum örgütü ile engelli bireylerin tepki amaçlı yaptığı eleştiriler cılız kaldığından kamuoyunda yeterince ses getiremiyor.
Güçlü ve bir o kadarda etkili ve yüksek ses çıkarılamadığı için kamuoyunda gereken ilgiyi de görmüyor.
Sözün özü olarak, burada siyasi partileri suçlamak aslında asıl sorunun halı altına süpürülmesi anlamında olacaktır. Kolaycılığa kaçmak olacaktır. Asıl suçlamamız gerekenler ne yazık ki bu ülkenin %13.28’ni oluşturan ve elindeki bu kadar büyük ve etkili gücün farkında olamayan engellilerin bizzat kendileridir.
Engelliler sessiz çoğunluk olarak kaldığı, birlik ve beraberliğini sağlayamadığı sürece, ne yazık ki görmezden gelinmeye ve yok sayılmaya devam edilecektir.