Ali Haydar Koyun

Sesimizi Duymayan Yetkililerin Dikkatine!

Ali Haydar Koyun

19 Ocak Cumartesi günü akşam saat 20.20 gibi Milli Egemenlik Caddesinde evime giderken
çıkmış olduğum yaya kaldırımının sonuna yaklaştığımda bir aracın kaldırım üzerine park ederek yolu
kapattığını gördüm. Sürücüsünü görmek umuduyla sağa sola bakındım maalesef kimseyi göremeyince
155 Polisi aradım.
Kendimi tanıttıktan sonra durumu anlatarak araç sahibine ulaşmaları amacıyla plakasını
verdim ve beklemeye başladım. Yaklaşık 7 dakika sonra bir daha aradım. Görevli “Gelen olmadı
mı?” dediğinde kimsenin gelmediğini ve soğuk havada beklediğimi söyledim. Bir daha arayacaklarını
söylediler. Aradan yaklaşık bir 7 dakika daha geçti. Gelen giden olmayınca yine 155 i aradım ve hâlen
beklediğimi ve kimsenin gelip gitmediğini söyledim. Memur gerekeni yapacağını söyleyince bu defa
aracın önünde bir de beyaz bir poşet olduğunu söyledim. Bu sözlerimi duyan telefonun ucundaki
memur, “Çöp poşeti gibi mi yoksa şüpheli paket gibi mi görünüyor? İçerisinde ne olduğu belli
mi? Bomba ihbarı mı diyorsunuz eğer böyleyse hemen ekipleri yollayacağım” dedi.
Memuru dinledikten sonra “Poşette ne olduğunu bilemeyeceğim ben bedensel engelliyim,
sizlere ne gördüysem onu söylüyorum. Resmini de çektim görevlileriniz gelince görürler. Bu
poşet için bomba ihbarı diyecek olsam ekip yollayacaksınız da benim sorunum için
yollamayacak mısınız?” dedim. Bunun üzerine “Tamam anladım ekipleri hemen yolluyorum”
dedi.
Karşılaştığım olay nedeniyle gerilmiş ve soğuk havanın etkisiyle de titremeye başlamıştım.
Telefonu kapattıktan sonra kendi kendime 5 dakika içinde görevliler gelmediği takdirde yolu trafiğe
kapatma fikrini düşünmeye başladım. Bir kaç dakika daha bekledikten sonra saat 20.45 de Milli
Egemenlik Caddesinin alt kısmına yani yaya kaldırımına çıkmış olduğum noktaya geri giderek yolun
ortasında sandalyemle durarak yolu trafiğe kapattım. Kapatırken de 155 i arayarak kendi kendimi
ihbar ettim.
Yolu kapattığımda duran araçlardan öndeki birkaç saniye bekledikten sonra aracı kaldırıma
yönelterek çıkmaya ve oradan geçip gitmeye çalıştı, baktı olmuyor geri durdu. Çevrede biriken
vatandaşlardan bir iki tanesinin bana karşı, “Araçlarda bekleyenlerin ne suçu var, yaptığın yanlış.
Ya araçlarda hasta varsa ne olacak?” gibi sözlerle tepki göstermesinin de etkisiyle araçtan inerek
yanıma gelen biri araçta hasta olduğunu ve yolu açmamı söyledi. Ben de, “Polis gelsin açayım”
dedim.
Benim cevabım üzerine o kişiden “Polis burada, ben polisim” diye cevap alınca, “Polis
olduğunu nereden bileceğim?” dedikten sonra kimliğini çıkarıp gösterdi. Onlara yolu açtım ve
arkasında tekrar kapattım. Oysa bu polis memurunun yaptığı tutum hoş değildi. Aracında hastası olsa
dahi benim yolu kapattığımı görür görmez yanıma gelip konuyu öğrendikten sonra 155’i arayarak
hemen çekiciyi çağırtarak o aracı çektirmesi ve bana da yardımcı olması gerekirdi. Yolu açtıysam da
araç içerisinde bir hasta insanın olma ihtimalini düşünerek açtım.
Yolu kapattığım ilk anlardan itibaren bana tepki gösteren bir iki vatandaş dışında birçoğu da
hak vererek, “Adam haklı. Düşüncesizler onların yollarını kapatmışlar. Kimse gelip yolu
açmıyor. Bu soğuk havada ne zamandır bekliyor.” dedi. Bir araç sürücüsü yine yanıma gelerek
“Arabada hastam var, yolu açar mısınız?” dedi. O kadar dolmuştum ki hepsine bağırdım.
“Hastanız varsa var, görüyorsunuz ki ben de hastayım. Siz sıcak arabanızın içinde 5 dakika
bekleyemezken ben 25 dakikadır bu soğuk havada bekliyorum. Bakın halime size haksızlıksa
bana yapılan haksızlık değil mi?” dedim. Bu sözlerim üzerine araç sürücüsü susarak sadece,
“Haklısın” dedi.
Bugüne kadar haksız bir nedenden dolayı ne tepki gösterdim ne de eylem yaptım. Kısa bir süre
sonra trafik ekipleri yanıma gelerek çekiciyi çağırdıklarını ve gerekeni yapacaklarını söyleyince

yoldan çekildim. Sözde duyarlı özde ise duyarsız olan bana tepki gösteren kişilere de, "Bir defa da
engellilerin yanında yer alın, yeter artık 5 dakika bile burada yolu kapatmama katlanamadınız
ben yarım saattir soğukta bekliyorum. Buna neden tepki göstermiyorsunuz?" dedim. Trafik
memurları gerekeni yapmaya başladıkları esnada beni kaldırımdan kaldırarak yola indirdiler ve eve
geldim. Soğukta beklemekten ve tartışmaktan o kadar gerilemişim ki zangır zangır titremekten eve zor
geldim. Dişlerim birbirine vuruyordu, evdekilerin sorusuna dahi cevap verecek durumda değildim.
Sözün özü olarak, 21.yüzyılın Türkiye'sinde anlattığım bu sorunları bizlere yaşatan seçilmiş
siyasilerle atanmış idarecilere sormak istiyorum. Anayasanın pozitif ayrımcılıkla ilgili maddesi başta
olmak üzere 5378 sayılı Engelliler Kanununun erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik maddeleriyle ilgili
görevlerinizi yerine getirdiğinizi gönül rahatlığıyla söyleyebilir misiniz? 7 Temmuz’da 14 yılını
dolduran Engelliler Kanununa rağmen halen günlük hayatta bu sorunları yaşıyorsak ve en ufak bir
soruna dahi çözüm getirilmemişse bunun sorumlusu kimdir? Engelli olarak bizler miyiz? Engelli
aileleri mi, yoksa sizler misiniz?

Yazarın Diğer Yazıları