'Gurur Duyuyorum'
Ali Haydar Koyun
Bugün yine daha önceki yıllarda olduğu gibi tatlı bir heyecanla güne başlamış olacaktık.
Öğleden sonra yapılacak olan programımız için her şeyi en ince ayrıntısına kadar gözden geçirecektik.
Davet edilenler ile aranacak arkadaş ve dostların listesi tek tek incelenecekti.
Yapılacak olan programın kamuoyu ile paylaşılması amacıyla basın mensuplarına son defa etkinliğin saati ve içeriği bildirilecekti.
Misafirlere yapılacak olan pasta, tatlı, sıcak ve soğuk içecek gibi ikramlar hazırlanacaktı.
Etrafına sandalyeler konulmuş olan masaların üzerine temiz örtüler serilecek, tabaklar, bardaklar yerli yerine konulacak ve vazolardaki rengârenk çiçeklerle süslenerek ayrı bir güzellik katılacaktı.
Tüm bu işlerin tek tek en ince ayrıntısına kadar yapılarak yerine getirilmesinde en çok Yücel Doğanşahin sorumluluk alır ve her şey ile eksiksiz ilgilenerek bu görevleri yerine getirirdi.
Saatler ilerledikçe davet ettiğimiz kurum müdürlerimiz, belediye başkanlarımız, dernek ve oda başkanlarımız, arkadaşlarımız ile gönül dostlarımız yavaş yavaş gelmeye başladıklarında hepimizde tatlı bir heyecan ve mutluluk yaşardık.
Davetlilerden en son valimiz ile eşinin de katılmasıyla programı başlatırdık. Konuşmalardan sonra sıra pasta kesimine gelirdi.
Kuruluş yıldönümü pastasının da kesilerek ikram edilmesinin ardından davetlilerle ayrı ayrı sohbetler edip güzel bir vakit geçirirdik.
Programının ardından davetlilerden sonuncusu da ayrılıp gittikten sonra hepimizde yüzümüzün akı ile programı gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşardık.
Şimdi bilgisayarımın başında oturarak anlatmaya çalıştığım bu olayların tamamı da mazilerde kaldı.
Dile getirmeye çalıştığım bu satırları yazarken yüreğimde esen duygu fırtınasını tahmin edemezsiniz.
Gözlerim yaşlarla donuk, yüreğim acılar içinde buruk ve hüzün kaplı bir halde anılarım arasında geçmişe doğru savrulup duruyorum.
Anılar arasındaki yolculuğum ile şu anki beni ben yapan ve bugüne kadar elde etmiş olduğum tüm başarıların temeli bundan tam 30 yıl önce bugün atılmıştı.
Evet, bundan tam 30 yıl önce hayatımın en önemli ve en anlamlı dönüm noktalarından bir tanesini bugün yaşamıştım.
30 yıl önce büyük sıkıntılarla kuruluşuna öncülük etmiş olduğum Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesi benim hayatımın en önemli dönüm noktasından bir tanesi olmuştu.
Evet, 26 Nisan 1994 tarihinde almış olduğum 44.06.158 Kütük nolu kuruluş belgesi ile Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesinin temelini atmıştım.
Almış olduğum bu belgenin hayatımın tamamını değiştireceğini ve bugün geldiğim noktaya ulaşmama neden olacağını o gün bilemezdim.
İlimizde yaşayan binlerce engelli vatandaşın yaşamış olduğu;
Eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik, rehabilitasyon, erişilebilirlik ile ulaşılabilirlik vb. gibi genel ve yerel sorunlarını araştırıp çözüm bulmak,
Hastalıkları ve yasal hakları konusunda bilgilendirip bilinçlendirmek,
Tüketici konumundan kurtararak üretici bir insan olarak topluma kazandırmak,
Sosyal ve kültürel faaliyetlerin içine çekerek yaşamlarına renk katmak,
Toplumu engellilik ve engelli sorunları hakkında aydınlatıp bilinçlendirerek bakış açılarını değiştirebilmek ve sağlıklı bir toplum yaratılabilmesi amacıyla kuruluşuna öncülük ettiğim derneğin kuruluş belgesini alabilmek ve biran önce çalışmalara başlayabilmek amacıyla iki yıl kadar gece gündüz demeden, yaz kış demeden yoğun bir şekilde koşturmuş mücadele etmiştim.
İki yıllık süre içerisinde karşılaşmış olduğum tüm olumsuzluklara ve ekonomik yoksunluklara rağmen biran dahi yılmamış ve vaz geçmemiştim.
Benim için tek hedef bu belgeyi alabilmek ve derneği kurarak faaliyetlere başlayabilmekti. Ki bunu 26 Nisan 1994 tarihinde başarmıştım.
İşte bugün Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesi olarak örgütlü mücadeleye başladığımız günün 30.Kuruluş Yıl Dönümü.
2015 yılında genel kurul kararı ile fesih edilmemiş olsaydı bugün derneğimizin 30.Kuruuluş Yıldönümünü kutluyor olacaktık.
Maalesef bugün ne derneğimiz ne de sevdiğimiz ve değer verdiğimiz dostlarımızın bazıları artık aramızda bulunmuyor.
Özellikle de yıllarca el ele, omuz omuza mücadele etmekten onur duyduğum can dostum Yücel Doğanşahin, 3 Mayıs 2021 tarihinde zamansızca aramızdan ayrıldı.
Sözün özü olarak, bugün etimle, tırnağımla kazıyarak gelmiş olduğum ve bulunduğum noktadan dolayı ne kadar gurur ve onur duysam da bir o kadar da derneğin kapanması ve ardından ise can dostum Yücel Ablamızı kaybetmiş olmaktan dolayı üzgünüm.
Çatısı altında olmaktan dolayı onur duyduğum Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesinin kuruluşuna önderlik yapmış olmam ile Yücel Ablamız başta olmak üzere birçok değerli arkadaş, dost kazanmış olmam üzgün oluşumu bir nebze de olsa azaltmaktadır.
Tabi birde Malatya’da engelli sorunlarının çözümüyle ilgili geldiği noktadır. Evet, 1994 yılında bir avuç engelli ile birlikte ekmiş olduğumuz tohumun büyük mücadeleler sonucunda meyvesini vermeye başlamış olduğunu görmektir.
1994 yılından bugüne kadar geçen sürece kısaca göz attığımızda engellilerle ilgili alınan yol ve yapılan çalışmalar karşısında gurur duymamak elde değil. Evet, birlikte mücadele ettiğim tüm arkadaşlarımla dostlarımla ve özellikle de kendimle gurur duyuyorum.