Türkiye'de Tekstil ve Hazır Giyimde Markalaşma ve Sektörün Geleceği
Sanayi ve Teknoloji İşbirliği Kurulu (SANTEK) programı dâhilinde Malatya'da yapılacak olan
Sanayi ve Teknoloji İşbirliği Kurulu (SANTEK) programı dâhilinde Malatya’da yapılacak olan “Türkiye’de Tekstil ve Hazır Giyimde Markalaşma ve Sektörün Geleceği” konulu çalıştay İnönü Üniversitesinde gerçekleştirildi. Çalıştay’da konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, Malatya’da tarım ve sanayinin dengeli şekilde geliştirilmesi gerektiğini ve OSB’lerin yetersiz olması nedeniyle yeni araziler tahsis edilmesi için çalışma yapılması gerektiğini söyledi
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, TSE Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Sami Şahin, Vali Aydın Baruş, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, ve tekstil ile sanayi sektörünün temsilcileri katıldı.
Çalıştay öncesi protokol tarafından selamlama konuşmaları gerçekleştirildi.
Malatya’nın tekstil konusunda önemli bir noktada olduğunu ifade eden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, konuşmasında, ”Bugün tekstil ve hazır giyimi konuşmak için Malatya’dayız. Bu güzel şehrin benim için ayrı bir önemi var. Son yıllarda buraya sık sık geliyorum. Malatya’nın hazır giyim üretim üssüne dönüşmesinin, üretimde marka şehir olmasının hemen her aşamasının tanığıyım. Sektörün geleceğini ve markalaşmayı konuşmak için de burası çok isabetli bir seçim. Toplantıda emeği geçen herkesi tebrik ediyor, teşekkürlerimi sunuyorum. Toplantımızın başlığı ‘markalaşma ve sektörün geleceği’. Öncelikle şunu söyleyeyim: Bu iki sektör Türkiye ekonomisi için daha uzun yıllar önemini koruyacak. Olaya bu bilinçle bakmamız gerekiyor. Dolayısıyla mevcut değişim ve dönüşüm sürecini avantaja çevirecek adımları hızla atmalıyız. Dönüşümün kilidini açacak anahtarlar belli. Birincisi dijitalleşme, ikincisi ise sürdürülebilir üretim. İki konuda da rakiplerimize göre avantajlıyız. Ama kat etmemiz gereken de çok yol var. Örneğin yeşil fabrikaları sektörlerimize kazandırmalıyız. Döngüsel üretim kapasitemizi artırmalıyız. Hepsinden önemlisi bütün bunları çok hızlı yapmalıyız. Tek başına sektörün bu işin altından kalkması çok zor. Ortak bir irade gerekiyor. Hem devletimizin hem de yabancı iş ortaklarımızın desteği çok önemli. Devletimizin desteğini imkânlar ölçüsünde hep yanımızda hissettik. Burada özellikle bölgesel teşviklerin altını çizmek istiyorum. O teşvikler sayesinde Malatya bugün hazır giyim üretim üssü oldu. Dünyanın birçok önemli markası için burada üretim yapılıyor. Malatya başlı başına bir başarı hikâyesi. Ama yetmez. Benzer illerimizin sayısını artırmalıyız. Dijital kapasitesi güçlü yeşil fabrikalarıyla, hatta yeşil sanayi bölgeleriyle Anadolu’yu üretim üssüne dönüştürmeliyiz.” Dedi.
TSE Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Sami Şahin ise konuşmasında, ”Kadim şehrimiz, Malatya’da sizlerle bir araya gelmiş olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sanayi ve Teknoloji İş birliği Kurulunun bu nazik daveti için şükranlarımı sunuyor, bu etkinliğin Malatya ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Türk Standardları Enstitüsü, Ülkemizin rekabet gücünü artırmak, ulusal ve uluslararası düzeyde ticaretini kolaylaştırmak ve toplumun yaşam düzeyini yükseltmek amacıyla standardizasyon ve uygunluk değerlendirme faaliyetlerini tarafsız, bağımsız, etkin ve güvenilir bir şekilde sürdürmektedir. Enstitümüzün sanayimizin gelişmesine yönelik hizmetleri, çeşitlilik arz etmekle birlikte en temel faaliyeti standardizasyon çalışmalarındaki koordinasyon rolüdür. İş dünyamızın her bir bileşeniyle çözüm odaklı ve proaktif bir ilişki içerisinde olan Enstitümüz, her zamanki gibi paydaşlarına rehberlik etmeye ve ekonomimizin gelişmesindeki kritik rolünü sürdürmeye, iş dünyamıza her türlü katkıyı sunmaya daha güçlü bir şekilde devam edecektir.” İfadelerine yer verdi.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan Çalıştay açılışı nedeniyle yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Yeşil mutabakat dediğimiz diğer sektörlerle birlikte şu anda dünyamızın karşı karşıya kaldığı küresel ısınma, iklim değişikliği ve kuraklıkla ilgili biz sektörel bazda neler yapabiliriz anlayışının hâkim olduğu bir çalıştay gerçekleştirilecek. Tekstille ilgili ve sanayimizin diğer sektörleriyle ilgili yeşil mutabakat hakikaten önemlidir. Özellikle sanayicilerimiz belki ilk etapta bir masrafları olacaktır ama biyolojik arıtmanın yanında kimyasal arıtmanın da diğer teknik arıtmalar varsa onlarında yapılması lazım. Sektörel bazda ve üretim anlamında fabrikalar özelinde de onlarında kendileriyle ilgili gerekli tedbirleri almaları gerekir diye düşünüyorum. Özellikle yeşil mutabakat noktasında özel sektörlerimizin dünyamızın geleceği açısından da ülkemizin geleceği açısında da bu mutabakatı sağlaması lazım. Malatya tekstil sektöründe geçtiğimiz tarihi süreç içerisinde aldığı bilgi birikimiyle belirli bir safhaya gelmiştir. Bunu ileriye de götürmemiz lazım. İleriye götürmemizde markalaşma olgusu da çok önemlidir. Neticede markalaşmak standartlaşma anlamındadır yani herkes tarafından kabul edilen, tercih edilen, beğenilen anlamındadır. O standart Türkiye ve dünya geneline teşmil edildiği takdirde dünyada aranan mamul ve aranan ürünler haline gelirsiniz. Bunun için bir geçmiş gerekiyor. Aynı zamanda ARGE gerekiyor ve onunda standartlaştırılması, ürünün bozulmaması noktasında da ürün üretim ahlakının da geliştirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Çalıştayı düzenleyen başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza, ilgililere ve ev sahipliği yapan İnönü Üniversitemize teşekkür ediyorum ” diye konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ise yaptığı konuşmada, “Eski çağlardan beri Anadolu ve Ortadoğu’nun en önemli kavşak noktalarından birinde bulunan tarihte olduğu gibi günümüzde de medeniyetleri buluşturan Anadolu tarihinin zenginliğini yansıtan Malatya’da sizlerle bir araya gelmekten son derece memnunum. Bakanlık olarak 2021 yılında başlattığımız SANTEK programı çerçevesinde Türkiye’de Tekstil ve Hazır Giyimde Markalaşma ve Sektörün Geleceği temasıyla bugün Malatya’da bir araya gelerek sektörü her yönüyle ele almayı hedefledik. Malatya sanayi siciline kayıtlı yaklaşık 1300 sanayi işletmesinin yüzde 16’sı hazır giyim ve tekstil sektöründe faaliyet göstermekte. Toplam istihdamın da yüzde 62’si tekstil ve hazır giyim sektöründedir. Türkiye’nin ve Dünya’nın önemli hazır giyim markaları için Malatya Organize Sanayi Bölgelerinde üretim yapılabilmekte. Malatya’da etüt çalışmaları devam eden Sivas-Malatya ve Malatya-Elazığ hızlı tren projeleriyle sanayi ve lojistik alanlarımız daha da büyüyecektir. Bununla birlikte Malatya’yı saran karayolu ağının yeni çalışmaları da Malatya’yı daha ulaşılabilir hale getirecek.Malatya’da 3 tane organize sanayi bölgemiz var. Küçük sanayi sitelerimiz var. Fakat toplamda baktığımızda 20 milyon metrekare alanımız var. Malatya için bu değer çok küçük bir değer. Uçakta gelirken yol boyunca kilometrelerce kayısı ağaçlarını görüyoruz. Muhteşem görüntü var ve Malatya bir su cenneti. Tarım ile sanayinin belli bir dengede bir arada yaşaması zaruri. Ama uygun arazilerimizin sanayiye açılabilmesini de sağlayabilmemiz gerekir. Bunun için de Sanayi Bakanlığı olarak, gerek Tarım Bakanlığımızı gerekse de Çevre Şehircilik Bakanlığımızın olur verdiği alanları üretmeye gayret ediyoruz.
Sanayi ve teknolojideki yeni yatırımlara ulaşma imkânı sağlayacaktır. Malatya sadece Malatya değil İstanbul’daki tekstil sektörü de Malatyalıların elinde. Büyük tekstilcilerimiz, Dünya çapındaki tekstilcilerimiz ağırlıklı Malatyalı. Malatya’nın böyle büyük bir kültürü var. Malatya’da da İstanbul’da olduğu gibi Malatya’nın kendisinde de 6. Bölge olmasından dolayı bu sektörün çok daha yaygın ve etkin olarak burada bulunmasını çok arzu ederiz. Malatya 6. Bölge teşviklerinden en iyi şekilde istifade eden en iyi teşvikleri alan şehir. Batıya en yakın şehir bu nimeti iyi değerlendirmek lazım” dedi.
Malatya’da yaklaşık 3 milyar TL’lik bir tekstil üretiminin olduğunu belirten Vali Hulusi Şahin, ise yaptığı açıklamada, ”Bizler iktisadi hayatı bir milli mesele olarak görmeliyiz. Çünkü büyük devlet güçlü devlet güçlü ordu ancak güçlü bir ekonomiyle olabilir. Aksi taktirde hele hele böyle pahalı arsası olan coğrafyalarda bizleri barındırmazlar. Bu duygularla hareket etmeliyiz. Sanayici kardeşlerimi her zaman tavsiyem şu olmuştur hayatınızda mütevazı olun, mütevazı yaşayın ama işinizde hiçbir zaman mütevazı olmayın. Hırslı olun, büyüyün, gelişin daha fazla istihdam daha fazla katma değer üretin ki bu bir milli meseledir. Sizin büyümeniz ülkenin büyümesi demektir. Bu açıdan baktığımızda konumuz olan tekstil ve hazır giyimin büyümesine de geleceğine de böyle bakmak lazım. Bir başkanımız biraz önce 32 milyar dolar dedi. Bunun tahmin ediyorum yüzde 10’u Malatya’da üretiliyor. Her ne kadarda rakamlara girmiyorsa da bu 3 milyar dolarlık üretim Malatya’da var tekstil ve hazır giyimde. Ama tekstilin geleceği hususunda birazdan kıymetli analistlerimiz detaylar verecekler. Çok önemli konulara değinecekler. Bir miktar sayın büyükşehir belediye başkanımla sayın bakanım ifade ettiler kritik bir döneme giriyoruz. Bu kritik dönemi asla unutmayalım. Bu kritik dönemin artık bu çevre meselelerinin artık sanayide karşılık bulmasıdır. Yani karbon ayak izidir, yeşil mutabakattır bu sadece çok isabetli bir şekilde sayın bakanım ifade etti suyu bu şekilde sınırsız bir kaynak gibi görmeyelim dediler. Bu hem coğrafyamıza göstereceğimiz saygının tecellisi olacak hem de bize mal sattırmayacaklar. Bize artık bir sertifika verecekler. Bize artık bir pasaport verecekler ve biz karbon ayak izi hususunda belirli bir standarttı tutturamazsak ise ihracat yapamayacağız. Dolayısıyla sektörün geleceği özelikle bu yeşil mutabakat ve karbon ayak izinde sınırlı. İkinci hususta sorunun içinde cevabı var sektörün geleceği markalaşmada gizli. Ne kadar markalaşırsanız o kadar yüksek katma değer vereceksiniz. Türkiye’nin dünyada global markası var mı, varsa kaç tane? Benim kanaatim Türk Hava Yolları. İkinci bir tane hatırlayamıyorum. Belki ikincisi ya da adayı LCW’dir. LCW dünya markası olma yolunda herhalde en büyük aday. Eğer biz bu sayıları ona, yirmiye çıkarırsak 500 milyar dolar hedefine emin adımlar ile yürüyebiliriz.Sanayi bölgelerini artırmalıyız. Bu husustaki emeklerinize ben canlı şahidim. Bazı huşulardaki bürokratik engelleri aşamıyoruz. Öncelikle kamulaştırma maliyetlerimiz çok fazla. Kamulaştırmadan kaçmak için gideceğimiz kapı ya mera oluyor, ya orman vasfiye arazileri oluyor, ya da tefkir harici araziler oluyor. Buralarda ise Milli Emlak mevzuatı ya da Tarım Bakanlığının mevzuatları bizleri çok zorluyor. Bu hususta zatıalilerinizin mücadelelerini biliyorum. Kayıtlara geçmesi açısından söylüyorum. Sanayi hususunda biraz daha esnekliğe ve sanayi parseli üretimi hususunda desteğe ihtiyacımız var. Malatya özelinde de, Türkiye’nin genelinde de durum bu şekilde. Bu hususta desteklerinizi bekliyoruz. ” Sözlerini kullandı.