Türkiye'de Son 4 Yıldır Kemik İliği Nakli En Çok TÖTM'de Yapılıyor
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) karaciğer naklinin yanı sıra kök hücre nakliyle de başarılarından sıkça bahsettiriyor.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) karaciğer naklinin yanı sıra kök hücre nakliyle de başarılarından sıkça bahsettiriyor. Konuyla ilgili İNÜHABER’e konuşan İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kemik İliği Nakli Ünitesi ile Aferez Ünitesi ve Doku Tipleme Laboratuvarı Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt “Türkiye’de son 4 yılda en çok kemik iliği nakli yapan merkeziz.” dedi.
Kök hücre naklinin sağlam bir insandan alınan kök hücrelerin hasta olan birine nakil edilmesi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt, kök hücre nakliyle ilgili şunları söyledi:
“Lösemi halk arasında kan kanseri olarak bilinmektedir. Lösemi tanısıyla gelen bir hastamıza önce kemoterapi veriyoruz ve kötü hücrelerini yüzde 5’in altına düşürüyoruz. Bu şekilde hastalığın belirtilerini (remisyon) kesiyoruz. Sonrasında doku uyumu için öncelikle kardeşlerinden bir tarama yapıyoruz. Eğer onlarda uyum varsa kardeşlerinden aldığımız uyumlu kök hücreyi hastaya naklediyoruz. Bu kök hücrelerin hastamızın kemik iliğine yerleşmesi, kışın solan ağaçların ilkbaharda tekrar yeşermesi gibidir. Hastamızın kök hücrelerini, yani tamamen bozulmuş kemik iliği yapısını, hastadan aldığımız kök hücrelerle sanki bir ekim yapıyormuş gibi ekerek toprağın orada yeşermesini sağlıyoruz. Dolayısıyla yeni hücrelerin hastamızda yeşermesini sağlayıp bu şekilde o kötü gidişata son veriyoruz.”
Üç çeşit kök hücre nakli olduğundan bahseden Prof. Dr. Erkurt konuyla ilgili şunları aktardı:
“Bir tanesi kendinden kök hücre nakli dediğimiz Otolog Kök Hücre Nakli. Burada hastamızın kendi kök hücrelerini alıyoruz, donduruyoruz. Sonra yüksek doz kemoterapi veriyoruz. Yüksek doz kemoterapi verdikten sonra bu kendinden aldığımız kök hücreleri tekrar hastamıza naklediyoruz. İkincisi Allojenik Kök Hücre Nakli. Bunda da kardeşten veya eğer kardeşi yoksa tam uyumlu donörden bulduğumuz tam uyumlu kök hücreleri hastaya naklediyoruz. Bunlarda akraba dışı olabilir. Eğer kardeşinden kök hücre nakli yani uyumlu kök hücre yoksa Türkök’e başvuruyoruz. 1 milyon kayıtlı Türkök hücreden uyan varsa bağışçılarımız uyumlu kök hücreyi toplayıp bize gönderiyor. Üçüncüsü Haploidentik Kök Hücre Nakli. Kısmi uyumlu yani 12’de 11’den az uyumlu olan kök hücreleri nakil ettiğinizde o zaman onun adı da Haploidentik Kök Hücre Nakli oluyor.”
Turgut Özal Tıp Merkezi’nde Türkiye’de ve dünyada yapılan her türlü kök hücre naklinin uygulandığını söyleyen Mehmet Ali Erkurt, kök hücre uygulanan hastalıklar ile ilgili olarak şunları anlattı:
“Öncelikle lösemiler dediğimiz kan kanserleri, Akut Lösemiler ve Kronik Lösemiler olan iki lösemi grubuna da kök hücre uygulanıyor. Lenfomalar (Lenf Kanserleri) da kök hücre nakli yapıyoruz. Miyelom dediğimiz kemik iliğinin yine plazma hücreli lösemisini uyguluyoruz Miyelodisplastik Sendrom dediğimiz kemik iliği yetersizliklerinin de yani örnek olarak Aplastik Anemi gibi yine kemik iliği yetersiz olan hastalıklarda kök hücre nakli yapıyoruz. Yine kalıtsal hastalıklarda yani Talasemi Majör hastalığı, Orak Hücreli Anemi bunlara da kök hücre nakli yapıyoruz. Gün geçtikçe de kök hücre naklinin alanları hep gelişiyor. Myeloproliferative hastalıklar dediğimiz yine Myelofibrozis gibi hastalıklarda da kök hücre nakli yapıyoruz. Başlıca kök hücre naklini Akut Lösemilere yapılıyor.”
“Donör Olmak Sosyal Bir Sorumluluk”
Yaşları 18 ile 55 arasında olan ve kan verebilmeye müsait olan herkesin kök hücre bağışında bulunabileceğini dile getiren Erkurt, kök hücre toplamada eskiden ameliyathanede kalça kemiğinden anestezi altında yaklaşık 70 kiloluk bir hasta için 1 litre kök hücre toplayıp verildiğini, ama şimdi teknolojinin gelişmesiyle aferez cihazlarının ortaya çıkmasıyla 2-3 saat içerisinde çevre kanındaki kök hücreleri toplandığını söyledi.
Aferizin ağrılı olmayan uyuşturma yani anesteziye gerek olmayan daha kolay bir yöntem olduğunu kaydeden Mehmet Ali Erkurt “Donör olmak aslında sosyal bir sorumluluktur. Çünkü herkesin bir yakını bir şekilde kan kanseri olabilir. Herkese de kök hücre lazım olabileceği için bağışçı sayısının artırılması gerekir. Her ne kadar kan bağışını Kızılay veriyor olsa da ‘trombosit’ dediğimiz beyaz kan, hâlâ bir donörden elde ediliyor. Bütün kemikleriyle birlikte kanamayı önlemek için hastaya trombosit veriliyor. Trombositin de bir bağışçıdan alınması gerekiyor.” dedi.
Turgut Özal Tıp Merkezi Kök Hücre Nakil Ünitesi ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt “Turgut Özal Tıp Merkezi Kök Hücre Nakil Ünitesi ruhsatlı 40 yatağıyla Türkiye’nin en büyük kemik nakil ünitesidir. Geçen sene 277 tane kemik iliği nakli yaptık. Son 4 yılda da Türkiye’de en çok kemik iliği nakli yapan merkeziz.” dedi.
Onkoloji Hastanesi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından iki yıl önce açıldıktan sonra faal olarak yoğun bir şekilde çalışmaya başladığını dile getiren Erkurt, Onkoloji Hastanesi’nde 40 yataklı kemik iliği nakli ünitesinin yanı sıra 44 yataklı Hematoloji Servisi’nin ve 16 yataklı yoğun bakımın da olduğunu belirtti.
“Hastalarımız burada hiç bir ücret ödemeden tedavi oluyor”
Onkoloji Hastanesi’nin hematoloji ve kök hücre nakli alanlarında atılım yaptığını kaydeden Mehmet Ali Erkurt, hem yurt içi hem de yurt dışından pek çok hastanın Turgut Özal Tıp Merkezi’ne geldiğini belirterek şöyle devam etti:
“Malatya’nın nüfusuna bakıldığında yıllık 60 tane kemik iliği nakli yapmamız lazım. Geçen sene 277 tane kemik iliği nakli yapıldığına göre bizim hastalarımızın yüzde 75’inden fazlası dışarıdan geliyor. Yani biz aslında dışarıdan gelen hastalara daha çok hizmet veriyoruz. Hastalardan özel hastanelerdeki gibi ücret alınmıyor, fark ücreti alınmıyor ve takiplerde hiçbir ücret alınmıyor. Yani kemik iliği nakli gibi çok pahalı bir tedavinin ilaçlarını da devlet ödüyor. Hiç bir ücret ödemeden bu hastalarımız burada tedavi olup gidiyor. Bu hastalarımız için aslında büyük bir nimettir.”
Son olarak Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt, yurt içinden gelen hastaların yanı sıra Suriye, Irak, Gürcistan, Özbekistan gibi ülkelerden gelen hastalara sağlık turizmi adı altında hizmet verdiklerini ifade etti.