TÜRK FUTBOLU FELAKETE (TFF) TERK
Yeni bir sezona başlayalı daha 5 hafta olmuşken liglerimizin saha içi analizleri yapmaktan çok Türk seyircisi neden stadyumlara gitmiyor diye sorar olduk bir birimize, Süper Ligin bütün takımlarının seyirci ortalaması Bundesliga da sadece 2 maça denk gele
Yeni bir sezona başlayalı daha 5 hafta olmuşken liglerimizin saha içi analizleri yapmaktan çok Türk seyircisi neden stadyumlara gitmiyor diye sorar olduk bir birimize, Süper Ligin bütün takımlarının seyirci ortalaması Bundesliga da sadece 2 maça denk gelebiliyor. Yıllar önce başladı bu sorun, 3 Temmuz da kızartıldı, Passoligle de soslandı. TFF bu sorunu ortadan kaldırmak için kendince saçma sapan çareler arıyor. Anadolu’dan gelen hiçbir haykırışa cevap vermiyor. Adeta milleti yok sayıyor. 2 aydır UEFA seçimlerinde etkin rol alıyoruz diye Avrupa’yı karış karış geziyorlar. Türk futbolu için yaptıkları tek şey koca bir hiç, seçimlerde yönetime ise hiçbir TFF yetkilisinin girememesi ayrıca gülünç bir durum. Sözüm ona 5 hafta geçmesine rağmen birinci ligin yayınlarını satamayan, isim hakkı bile bulamayan, Türk futbolunu ilkel yöntemlerle yönetmeye çalışan, Türk futbolunu İstanbul’dan ibaret olduğuna inanan zihniyete Türk insanı güvenmiyor. Tribüne giden birçok seyirci Tüpçü Yıldırım bu işi bırakmalı diye bağırıyor. Ama şu gerçeği bilmeli ki seyirci, yerine gelecek bir başka zatta onun gibi olacak. Zihniyet aynı tek dertleri makam, şöhret, güç, para, 2. Lig de şampiyon olmuş bir takıma kupasını vermek için 5 dakikalığına kentte gelen Tüpçü Yıldırımın, Anadolu’ya bakışı sizce nasıl olabilir. Sözüm ona kupa vermeye gidiyorsun be adam bari 2 saat vakit geçir. Bir caddeye çıkıp gez, Anadolu insanı senden ne istiyor. Ne bekliyor bir sor. Hiç olmazsa gittiğin kentin ileri gelenleriyle bir yemek ye ama bunları yapamaz. Çünkü kendine güvenilmediğini biliyor. Beşiktaş’ı nasıl yönettiği ortada, güven demişken bir hikaye aklımda paylaşayım sizlerle; Geleceğini biliyordum… Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada başka bir arkadaşı onun omzundan tutarak tekrar içeri çekti, -Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir ihtimalle ölmüştür. Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma. Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarı attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti, asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını kurtaramamıştı. Siperdeki diğer arkadaşı; -Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın. - Değdi, dedi gözleri dolarak -Nasıl değdi?Bu adam ölmüş görmüyormusun? -Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalar bedel benim için. Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı: -Geleceğini biliyordum… Geleceğini biliyordum… Birinci Lig yayınlanır, yayınlanmaz o bir muamma ama bildiğim tek bir gerçek var. Türk futbolunu felekate sürükleyen TFF yönetimine hiç güvenmiyorum.