Sürekli Eleştiren İnsanlara Dikkat !
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk konu hakkında bilgiler verdi.
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk konu hakkında bilgiler verdi.
Hayatımızda sürekli eleştiren insanlarla karşılaşmak zorlayıcı olabilir. Bazen bu kişiler, çevresindekileri sorgularken kendi içsel huzursuzluklarını ya da tatminsizliklerini dışa vururlar. Eleştiri, çoğu zaman çevremizdeki eksiklikleri görmemiz için bir fırsat gibi gelse de, sürekli hale geldiğinde aslında çok daha derin bir sorunun işareti olabilir.
Sürekli eleştiren kişileri anlamaya çalışmak, aslında onları daha iyi tanımaya ve içinde bulundukları duygusal durumu anlamaya yönelik bir adım atmak demektir. Eleştirinin temeli sadece başkalarını yargılamak değil, bazen kendi içsel dünyası ile başa çıkmak için yapılan bir eylem olabilir. Bu, başkalarının hatalarını görmekle, kendi eksikliklerinden kaçma isteği arasındaki ince bir çizgide gezinen bir durumdur.
Eleştirinin Altındaki Nedenler
Eleştiri, çoğu zaman birinin başkalarına dair düşüncelerini yüksek sesle paylaşması olarak görünür. Ama aslında, bazen eleştiren kişinin arkasındaki gerçek neden, duygusal bir boşluğu doldurmaktır. Özsaygısı eksik olan bir insan, başkalarını eleştirerek kendini daha iyi hissetmeye çalışabilir. Kendisini değerli hissetmek için, çevresindeki kişilerin hatalarını ya da eksikliklerini görmeyi bir araç haline getirebilir. Örneğin, bir arkadaşınız sıkça başkalarının işlerini eleştiriyor ve her fırsatta onların eksikliklerini vurguluyor. İlk bakışta, bu kişi sadece "dürüst" bir yorum yapıyormuş gibi görünebilir. Ancak, biraz daha yakından bakıldığında, bu kişinin aslında kendi hayatında, belki de işlerinde ya da ilişkilerinde yaşadığı tatminsizlikleri yansıttığını fark edebilirsiniz. Bu eleştiriler, o kişinin içsel dünyasında bir şeylerin eksik olduğunu ve bu boşluğu doldurmak için başkalarını yargıladığını gösteriyor olabilir.
Empati ve Eleştiri: Duygusal Farkındalık
Birinin yaptığı hataları görmek, doğal olarak bir tepki olabilir. Ama eleştiri, yalnızca hataları ortaya koymakla kalmamalıdır. Gerçek empati, karşıdaki kişiyi yargılamadan, onun bulunduğu durumu anlamaya çalışmaktır. Birini eleştirirken, onun hayatını ve ne yaşadığını göz önünde bulundurmalıyız.
Örneğin, çok yakın bir arkadaşınızın sık sık aynı hatayı yaptığını düşünelim. Eğer onu sürekli eleştirirseniz, belki de ona daha fazla zarar vermiş olursunuz. Ama onu dinlemeye, anlamaya çalışmaya ve duygusal durumunu göz önünde bulundurmaya başladığınızda, hem onu daha iyi anlayabilir hem de eleştirilerinizi yapıcı bir şekilde iletebilirsiniz. Örneğin, “Bu konuda zorlandığını hissediyorum. Belki başka bir yaklaşım denemek seni rahatlatır” gibi bir yaklaşım, eleştiriyle birlikte çözüm önerisi de sunarak ilişkideki güveni artırır.
Eleştirinin gücü, karşıdaki kişiye değer verdiğinizi ve onun gelişmesini istediğinizi hissettirmekte yatar. “Bu böyle yapılmaz” demek yerine, “Bunu daha farklı bir şekilde yapmanın seni nasıl hissettireceğini merak ediyorum” demek, eleştiriyi daha yapıcı ve anlayışlı bir hale getirebilir.
Eleştirinin Yapıcı Hale Gelmesi: Güçlü İletişimin Anahtarı
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk ,''Eleştiri, doğru şekilde yapıldığında, insanı geliştiren ve güçlendiren bir araçtır. Ama eleştirinin yapıcı olabilmesi için, niyetin doğru olması gerekir. Eleştirinin amacının karşıdaki kişiyi daha iyi bir insan yapmak, hatalarından öğrenmesine yardımcı olmak olması gerekir. Eleştiriler, bir insanı değiştirme aracı değil, o kişinin daha sağlıklı bir şekilde düşünmesine yardımcı olacak bir rehber olmalıdır.'' dedi.
Bakmadan Geçme





