Siyaset ve Basın Özgürlüğü Konferansı Düzenlendi
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Malatya Şubesi tarafından 'Siyaset ve Basın Özgürlüğü' konulu konferans düzenlendi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Malatya Şubesi tarafından ‘Siyaset ve Basın Özgürlüğü’ konulu konferans düzenlendi. Konferansın ikinci bölümünde ise eski siyasetçi Murat Karayalçın katılımcılara seslendi. Basın kavramının değiştiğini belirten Karayalçın,” Önümüzde yeni bir basın düzeni yok. Basının adı tümüyle değişti, basın medya oldu” dedi.
Sabancı Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansın açılışında konuşan Çağdaş Gazeteciler Derneği Malatya Şubesi yönetim kurulu üyesi Servet Akbudak, “Gergin, kaotik ve tarihsel bir dönemecin içerisindeyiz. Bu dönemeci hep birlikte aşmamız gerekiyor. Önemli handikaplar yaşıyoruz” dedi.
Akbudak’ın açılış konuşmasının ardından konferansa geçildi. Konferansın ilk bölümünde Çağdaş Gazeteciler Derneği Malatya Şube Başkanı İbrahim Göçmen’in moderatörlüğünde gazeteciler Kerem Kırçuval, Necdet Saraç ve Hasan Şahin konuşma yaptı.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Malatya Şube Başkanı İbrahim Göçmen, “Siyaset bir yönetme sistemidir. Bunun örgütlenmesi de siyasi partilerle olur. Siyasi partiler, demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. Bu gerçek anlamdaki demokrasilerde böyledir ama ülkemizde gerçek anlamda demokrasi yoktur. Demokrasinin ‘D’sinde bile bir görüntü göremiyoruz. Basın haber alma ve haber verme kurumudur ve özgür olmalıdır. Basın, Türkiye’de hiçbir dönem özgür bir şekilde yazmamıştır. 1960’lı yıllarda 212 sayılı bir yasayla bir takım haklar verilmiş ancak ondan sonraki yıllarda bu hakların tümü ellerinden alınmış. Şimdi sarı basın kartı otobüslere binmekten başka bir şeye yaramıyor.” diye konuştu.
Medyanın acıklı bir halde olduğunu ifade eden Gazeteci Kerem Kırçuval ise, ”Medyamızın acıklı hali bu iktidarla ortaya çıkmış acıklı bir hal değil. Biz, halktan haber gizlemeyi, haberi saklamayı sadece AK Parti’ye yöneltirsek bu meseleyi çözemeyiz, anlayamayız. Bu memlekette haber gizleniyor, öteden beri gizleniyor. Sistemli bir şekilde halkın haber alma hakkı engelleniyor. Bir gelişme olduğunda herkes farklı manşet çıkarabilir ama bir sabah kalkıyoruz gazeteler ve televizyonlarda hep aynı manşet. Sürekli müjdeler. Müjde kötü bir şey değil yeter ki gerçekleşsin ama hep hüsran. Bu hüsranı bile yaşayamıyoruz. AK Parti iktidarından önce de medya böyleydi. Bu memlekette şuna karar vermeliyiz; uzlaşma mı istiyoruz kavga mı, buluşma mı ayrılık mı, barışmak helalleşmek mi, savaşmak mı birlikte yaşamak mı? Bulunduğumuz nokta bu, bizden istenen kavga çünkü sistem kavgadan besleniyor. Dolayısıyla biz sadece kendi hayatımızın değil, çocuklarımızın da hayatını da düşünüyorsak uzlaşmak mı kavga etmek mi meselesini anlamalıyız.” Dedi.
Gazeteci Necdet Saraç ise “Birincisi fiziki olarak yeni teknolojiyle birlikte değişen bir Türkiye var. Zaman ilerledikçe hızlı bir değişim var ve bu olağandır. İkinci bir Türkiye var. İlerlemeyen bir Türkiye var. Her alanda gerileyen bir Türkiye var. Bunu söylediğimizde itiraz ediliyor ve klasik şey iktidar bize sürekli yol, su, baraj, havaalanını anlatıyor. Bunlar olağan bir ülke ya da şehir gelişmek zorunda. Bu övünülecek bir iş değil, dünyanın her yerinde kentler, ülkeler gelişir. Asıl gelişme endeksi; senin yaşa biçimin, gelir dağılımındaki adalet, sanatsal ve kültürel faaliyetlerden yararlanma, eğitim ve sağlıktan yararlanmadır. Türkiye’de siyasal iktidar bu gerçeği göstermek istemiyor. Bunu medya gösterebilir ama medya dediğimiz kavram öyle bir şeye dönüştü ki; klasik basın bitti. Türkiye’de sosyal medya kullanımı ise inanılmaz artmış durumda” sözlerini kullandı.
KARAYALÇIN, “ÖNÜMÜZDE YENİ BASIN DÜZENİ YOK!”
İkinci bölümde ise Eski SHP Genel Başkanı, Geçmiş dönem Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı, CHP 20.dönem milletvekili ve CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, bir konferans verdi. Karayalçın, dünyada hemen hemen her alanda önemli değişikliklerin yaşandığını ifade etti.
Yeni işleyişler ve ilişkilerin ortaya çıktığını, yeni yapıların şekillendiğini dile getiren Karayalçın, “Bu alanlar, bu gelişmelerin ışığında kendi adlarının önüne ‘yeni’ sözcüğünü ekleyerek, içinde bulunduğumuz dönemi tanımlamaktadırlar. Ancak bunun bir farkı var basın. Önümüzde yeni bir basın düzeni yok. Basının adı tümüyle değişti, basın medya oldu. Adını tümüyle değiştirip, başka bir ad alması ilk kez oluyor” dedi.
Karayalçın, basının tüm yönleriyle medyaya dönüştüğü aşamanın 20 yıl önce başladığını ifade ederek, o değişiminde internetin herkes tarafından kullanılmaya başladığı tarih olduğunu belirtti.
“Artık objektif gerçeklik denen şey yok” diyen Karayalçın, şunları söyledi: “Nesnel gerçeklik yok. Hepimizin kendi gerçeği var. Artık hepimiz kendi gerçeğimize inanıyoruz. Kendi gerçeklerimizi destekleyecek şeyler bulunuyor. Manipüle edilmiş, bağlamından saptırılmış, koparılmış yalan ve yanlış haberler çok sık dolaşıma sokulabiliyor. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının ABD Başkanı Biden tarafından belirleneceğine ilişkin haber. Bu haberi çıkaranlarda yalan olduğunu biliyorlar ama bunu dolaşıma sokmaktan hiçbir sakınca görmüyorlar. Muhtemelen dışarıda 6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayını Biden’ın belirleyeceğine ilişkin görüşü savunan kişi veya kişilere rastlayabiliriz. Haber kanalları enflasyon haberleri yapılıyor. Muhabirler Pazar-çarşıda alışveriş yapan yurttaşlara enflasyon ve fiyat artışını sorup, ‘sorumlusu kim diyorlar?” “Bunun sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu’dur, Cumhuriyet Halk Partisi’dir” diyor. İnanmış, inandırılmış. Böyle bir devrin içindeyiz.”