Sen Varsan Hayat Güzel
Hiç ummadığın anda yitiğini bulur ve sevince boğulursun ya,işte öyle bir şey seninle hayata başlamak.Seni sevmek,mevsimlerin farkına varmak,çiçeklerin kokusunu almak,ağustos böceklerinin
Hiç ummadığın anda yitiğini bulur ve sevince boğulursun ya,işte öyle bir şey seninle hayata başlamak.Seni sevmek,mevsimlerin farkına varmak,çiçeklerin kokusunu almak,ağustos böceklerinin seslerini her iklimde duymak,gökkuşağının her rengini gözbebeklerine sürmektir. Her şeye güzel bakmamın sebebi sensin ve sen varsın diye güzeldir her şey.Acılar ayrı güzel,huzur ayrı güzeldir.Hasretin bir yüreği sevgiye bu kadar doyurduğunu,mesafelerin tadına doyumsuz bekleyişler bıraktığını sen hayatıma girince farkına vardım.Yolların her kıvrımına bir durak bırakmak,her durakta şiirler yazmak ve her şiirde adını ölümsüzleştirmek kadar haz veren bir duygu yaşamadım ben.Seni seviyorum.Özlemini,hasretini… Hani “ bir gün mutlaka…” dediğin gün var ya,işte o günü seviyorum.Belki de gün bugündür diyerek bugünü seviyorum.Güneş bir günü daha geride bırakıp yorgunluğunu dağların sırtına boşaltarak köşesine çekilirken,gecenin deminde bir çay daha demleyip sabahın seherini beklemeyi seviyorum.İmsak girerken kuşlar sabahı muştuladığında, penceremden odama süzülen seherin ılık rüzgârını ciğerlerime dolduruyorum.Daha bir güzel başlıyor yeni gün.Güneşin yüzünü yüzüme sürüyorum,çimenlerde biriken çiğ tanelerinin berraklığına dikiyorum gözlerimi ve doğanın bu enfes havasını derin derin soluyorum.Her gelen gün geleceğin günün boynuna kemendini takıp bana yaklaştırıyor.Hasretin boğazımda düğümletse de yokluğunu,kekremsi acılar burnumun direğini sızlatsa da varlığını bilmek çok güzel. Sanki dünyaya yeniden gelmiş gibiyim. Seni tanımadan önce yağmuru olmayan ,ekin tutmaz bir toprak gibiydi yüreğim.Susuzluktan çoraklaşmış,yarılmış ve katman katman kabarmış,her fırtınada toz bulutuna dönüşen çöl ikliminde düşlerim vardı benim.Kırgın yaşıyordum hayatı.Yorgun,dargın ve huysuz biriydim.Hiç kimseye sevgi besleyemiyor,yarına umutlar biriktirmiyordum.Hani susuz kalır ya ağaç,ve dalına küser ya yaprak,işte öyleydim.Solgun,sararmaya yüz tutmuş ve kuruyup toprağa sarılmak için an kollayan bir bekleyiş içindeydim.Hiç ümidim olmazdı yeniden yeşermeye,üzerine çiğ düşmemiş bir çimen gibiydim.Kırılmıştım hayata,yorgunluklarım,usanmışlıklarım vardı.Vazgeçmişliklerimin haddi hesabı yoktu.Ve hiçbir beklenti içinde olmayan miyadı dolmuş eşya gibiydim.Biri kaldırıp atsa da toprağın koynuna,kurtulup gitsem şu hayattan diye bekleyişlerim vardı.Bahar bütün cömertliğiyle boz kırları çiçeklerden oluşan panayırlara çevirdiği dönemlerde bile yağmur altında yalın ayak dolaşıp,toprağın kokusunu doyasıya çekmedim içime.Kır çiçeklerine sevgiyle dokunmadım,papatyalardan yapılmış hiç bir demetim olmadı.Ve bir gülün kokusuna dayayıp düşlerimi hiç şiir yazmadım.Ne kuşların cıvıltıları umurumdaydı,ne güneşin dağların yamacına ilk ışıklarını sarması. Türkü tadında yaşamadım hiç.Üstelik türküm de yoktu.Çocukluk vardır ya hani,zaten hiç yaşadığımı bilmem.Dedim ya,kırgınlık dolu bir hayatın içinde her kıvrıma bir gözyaşı bırakıyordum.Hiç yetim sevindirmemiştim ve iç okşamamıştım bir çocuğun toprağa bulanmış saçlarını.Saksıda çiçek yetiştirmemiş,kirletmemiştim hiçbir beyaz sayfayı.Kimsenin nasıl yaşadığı umurumda değildi.Etrafımdaki bütün olaylara duyarsız yaşıyordum ve mutluluk denen kavramlara hiç heves etmiyordum.Gün batmış,akşam olmuş,ay doğmuş,yıldızlar kaymış önemi yoktu benim için ve hiçbir dilek tutmadım kaya yıldızlarda.Beklentilerim olmadığı için korkum da yoktu. Hani kırılma noktası derler ya,işte öyle bir gece de tanıdım seni ve hayata yeniden başladım.İlk defa gece bu kadar güzeldi.Ay gök yüzünü sarıp sarmalarken,yıldızlar göz kırpıyor ve içime huzur doluyordu.Çayımı alıp balkonda gecenin serinliğini içime çekerken sevmenin anlatılmaz hazzı damarlarımda hayatı yeniden anlamlaştırıyordu.İlk kez dilek tutmak için yıldızların kaymasını gözlerimi kırpmadan bekledim. İmsak vakti esen rüzgâr bedenimi titretiyordu,mutluluk yüz hatlarımda ıslık çalıyordu.Sabah okunan selâ adeta çöl ikliminde kavrulan yüreğime hayat verdi.Abdest alıp namaza durdum ve ilk kez biri için dua ettim.Dualarıma seni katmak ne kadar mutluluk verici bilemezsin.Sanki ilk kez dua ediyormuşum gibiydim.Ne diyeceğimi bilemiyor,nasıl dua edeceğimi bilemiyordum.Kelimeler ağzımda dolaşıyor,dudaklarımın arasından çıkacak yer arıyordu.İlk kez telaşlıydı kelimelerim.Seni seviyorum.Güneşin yüzünü yüzüme sürdüğümde “ işte hayat budur “ dedim.Sen hayatsın,huzurumun adı,yaşamamın tek anlamısın.Sen varsın ya hayatımda,korkularım başladı.İlk kez korkunun tadına vardım.Bulmuşken kaybetmekten,kırmaktan,üzmekten,gök gürültüsünden hatta ölümden…Ne zaman korkularım gırtlağımda düğümlense kirpiklerine saklanıyorum.Hayatıma anlam katan bakışlarına sokulup,sonsuzluğun derin uykusuna dalıyorum.Çocuklar sokaklarda oynarken onların arasına karışıyorum,onların koca yüreklerinde umman hayallerini hayranlıkla izliyor,yüreklerinden öpüyorum şimdi.Şu kirlenmiş dünyada çocukların bütün sokakları mavi umutlarla donatmasını sen hayatıma girince gördüm.Yani maviyi tanıdım sen gelince.Sabahın seherinde çimenlerde ve güllerin yapraklarında biriken çiğ tanelerine şiirler dokumayı öğrendim.Artık ben de türküleri seviyorum,hatta bir de türküm var benim.Her durakta şiirlerim,her şiirde sana adanmış ömürlerim var.Artık herkesi seviyorum,her şeye bir anlam yüklüyor ve hiçbir olaya karamsar bakmıyorum.Artık düşlerimi toz barındırmıyor,berrak hayaller yarınlarıma biriktiriyorum.İçinde senin olduğun her saniye bana bir ömür daha veriyor. İnsanın sığınacak bir limanının olması ne kadar huzur verici bilemezsin.Bütün kırgınlıklarımı,yaşanmamışlıklarımı,hayal kırıklıklarımın yükünü sana boşaltıyorum ya bıkmıyorsundur umarım.En büyük korkum seni usandırmaktır.Eğer sıkıcı oluyorsam ne olur söyle,içime akıtırım yine,sana hissettirmem boşluklarımı.Biliyorum senin de bakışlarının ferini söndüren kırgınlıkların var,senin de hayata küsmüşlüklerin,bıkmışlıkların var.Belki geçmişte yaşadığın bir acını unutturamam,belki yüreğine nasır olan yaralarını söküp atamam , ama bundan sonraki her acını paylaşırım.Yükünü omuzlar,her acını iliklerime kadar yaşarım.Sana değmesin diye rüzgâra bağrımı dayar,göz bebeklerinde sevinç,kirpiklerinde çiğ olurum.