Sahte İçkiye Bağlı Ölümlerin Raporu
Sahte içkiye bağlı ölümler nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla kurulan heyet, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında 'sahte içki raporunu' açıkladı.
Sahte içkiye bağlı ölümler nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla kurulan heyet, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında “sahte içki raporunu” açıkladı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, İzmir Milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç ve Mahir Polat, Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel, İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Kırıkkale Milletvekili Ahmet Önal, Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in bulunduğu komisyon, sahte içkiye bağlı ölümlerin yaşandığı şehirleri ziyaret etmiş ve hayatını kaybedenlerin aileleriyle görüşmeler yapmıştı.
Heyetin Meclis’te düzenlediği basın toplantısında konuşan CHP’li Ağbaba, sahte içkiye bağlı ölümlerin en önemli nedeninin “iktidarın siyasi bir tercihle bireylerin yaşamına doğrudan müdahale etme anlayışı” olduğunu ifade etti.
CHP Genel Başkan Yrdımcısı Veli Ağbaba'nın konuşma metni:
Bugün ülkemizin gizlenen ama çok önemli bir gündemini konuşmak için buradayız.
Sahte içkiye bağlı olarak yaşanan ölümler Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olarak önümüzde duruyor.
Biliyorsunuz 9 Ekim’de, bir anda onlarca yurttaşımızı kaybetmemizin ardından sahte içki yenden Türkiye’nin gündemine geldi.
Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla, biz bir komisyon kurduk veeczacı, doktor, hukukçu, zıraatçı Milletvekillerimizle yetkin bir komisyon kurarak bu konuya el attık. Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, İzmir Milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç ve Mahir Polat, Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel, İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Kırıkkale Milletvekili Ahmet Önal, Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Bursa Milletvekili NurhayatAltaca Kayışoğlu ve Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceerile birlikte, ölümlerin yaşandığı birçok şehre giderek orada ölenlerin mağdur aileleriyle görüştük, sahte içkiden dolayı vücudunda kalıcı hasar oluşan hastaları ziyaret ettik.
9 Ekim’den bu yana tam 78 gün geçti ve
Bu süre zarfında, üzülerek söylüyorum, resmi rakamlara göre tam98 yurttaşımızı kaybettik.
Ancak bizim takibettiğimiz çalışmalara göre yıllık en az 500’ün üzerinde sahte içkiden ölümlerin olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye’deki bir anda bu kadar toplu ölüme sebep olan başka bir konu yok. Bir anda bu kadar çok alkolden kaynaklı ölümün Dünya’da herhangi bir örneği de yok.
78 günde tam 98 yurttaşımız yaşamını yitirdi.
Emniyet Birimlerimiz dışında ne bir yetkili çıkıp kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yaptı,
Ne sahte içkinin engellenmesine yönelik bir acil durum planı yapıldı,
Ne de sahte içkinin yayılmasını önlemek adına etkili bir çalışma başlatıldı.
Bu hafta itibariyle hala sahte içki ölümleri devam ediyor,
Hepiniz haberleri takip ediyorsunuz,
En son Bursa’da 6 yurttaşımızın daha ölüm haberini aldık.
Bursa’da tedavileri süren 11 kişiden 5’inin sağlık durumlarının ciddiyetini koruduğu belirtiliyor.
Peki, bu sahte içki neden tüketiliyor,
Neden ölümler devam ediyor,
Biz bu soruların yanıtını ve çözüm önerilerimizi içeren raporumuzu kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Sahte içki tüketimi ve buna bağlı ölümlerin birçok boyutu var.
Bunun vergi boyutu, ekonomik boyutu, hukuki boyutu ve siyasi boyutu var.Size bunlardan kısaca bahsetmek istiyorum.
Bunlardan en önemli boyutu da siyasi boyutudur!
Bu bir vergi politikası veya ekonomik tercih olmanın ötesinde siyasi bir tercih ve devletin vatandaşın yaşamına açık bir müdahalesidir.
Sahte içki, etil alkolden üretilmesi gereken içkinin maliyetini düşürmek amacıyla metil alkol kullanılarak üretilmiş halidir.
Bu içkilere farklı aroma ve boyalar ekleniyor, böylece rakı, votka, viski gibi içkilerin tadına yaklaştırılıyor.
Genelde merdiven altlarında kaçak olarak elden damacana veya pet şişelere konularak satılıyor.
Daha da vahimi, bu içkiler sosyal medyadan da çok rahat, denetimsiz bir şekilde satışa sunuluyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nden aldığımız rakamlara göre 2019 yılında 796 bin 320 litre ile 2020 yılının ilk 10 ayı itibariyle 642 bin 409 litre kaçak içki ele geçirildi. Bu sayılar yıldan yıla artıyor.
Sahte içki tüketiminin artışının en önemli nedeni ise içki fiyatlarında özellikle son yıllarda yaşanan olağanüstü artışlardır.
Avrupa İstatistik Ofisi verilerine göre, ithal ve yerli alkollü içki fiyatları sıralamasında Türkiye Avrupa'da alkollü içkinin en pahalı olduğu 3’üncü ülke;
OECD 2018 verilerine göre, Türkiye’yi dünya sıralamasında İzlanda, Norveç, Avustralya, İsveç ve Finlandiya’nın ardından en yüksek alkollü içki vergisi sıralamasında 6’ncı sıraya taşımıştır.
Bu ülkelerde milli gelirin ülkemizden en az 6-7 hatta 10 katına kadar yüksek olduğunu da unutmayalım.
TÜRKİYE DÜNYA’DA MİLLİ GELİRİNE ORANLA ALKOLLÜ İÇECEKLERİN EN PAHALI OLDUĞU ÜLKEDİR.
Alkolden alınan vergi oranlarıiçki tüketimini azaltmıyor aksine vatandaşı merdiven altı seçeneklere itiyor.
Alkol fiyatındaki vergi yüzde70’tir.
160 TL satış fiyatı olan 70’lik rakının 112 TL’si vergidir.
Ülkemizde son 10 yılda rakıdan alınan vergi yüzde 443, biradan ise yüzde 365 oranında artmıştır.
Bu bir siyasi tercihtir ve bu siyasi tercih Devletin insanların yaşam biçimine doğrudan müdahalesidir.
Rakı satın alan yurttaş, rakı değil vergi içiyor. Rakının 1 kadehini kendi içiyorsa, 3 kadehini de devlete ısmarlıyor.
Devlet alkol bağımlısı olmuş, vergi gelirlerinin yüzde 12,5’i alkol ve sigaradan alınıyor.
İnsanımızı sahte içki değil, bu yıl içki ve sigaradan 96 milyar lira vergi toplamayı planlayan AKP öldürüyor.
Sahte içki AKP döneminde ortaya çıkmıştır, AKP’nin ürünüdür.
Kimse keyfinden “içinde ne olduğunu bilmediği” sahte içkiyi satın almıyor.
Güncel fiyat listesine göre;
• 35’lik rakının ücreti 81 TL’ye, 70’lik rakının ücreti 160 TL’ye, 100’lük rakının ücreti 220 TL’ye,
• Tanınmış bir ithal viskinin ücreti 35’lik için 105 TL’ye, 100’lük için 250 TL’ye
• 35’lik yerli votkanın ücreti 67 TL’ye, 70’liğin ücreti 120 TL’ye, 100’lüğün ücreti 169 TL’ye,
• Tanınmış bir 35’lik ithal votkanın ücreti 83 TL’ye, 70’liğin ücreti 160 TL’ye yükseldiğini görüyoruz.
Tüm bunlar bireyleri ‘evde içki yapımına’ yönlendiriyor.
Arama motoru Google’da ‘etil alkol’ ile ‘evde alkol yapımı’ yazılarak yapılan arama sayısı 2020 yılında olağanüstü şekilde artmış.
Orta gelirli bir yurttaş bu fiyatlarla nasıl içki satın alsın?
Mecburen kendi imkânlarıyla ya evde içki yapıyor ya da sahtesini alıyor.
Sahte içki fiyatları da yerel satıcılara göre değişmekle birlikte normalinden 4’te biri fiyatına kadar ucuz satılıyor.
Rakı gibi içkiler 15-20 TL arası değişen çok düşük fiyatlara bulunabiliyor.
Sahte içki sadece insanımızı öldürmüyor, vergi kaybına da neden oluyor.
Sayıştay’a göre içki fiyatlarındaki artış yüzünden sadece Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) kaybının 2019 yılı için en az 1,56 milyar TL’ye ulaşmış durumda.
Bir yanda vergi kaybı var, bir yanda alkol bağımlısı bir bütçe ile karşı karşıyayız.
İnsanlar bir aylığına sigara ve alkolü bıraksa, ülkenin ekonomisi çökecek duruma gelmiş.
Sahte içkiden ölen insanların sorumlusu, bütçeyi alkole bağımlı hale getiren, içkiden yüzde 270’lere varan vergi alan AKP iktidarıdır.
Değerli Arkadaşlar,
Sahte içkinin yaygınlaşmasında siyasi bir boyut da var.
Bakın, Erdoğan 31 Mayıs 2020 tarihinde ne diyor:
“Biz bu sigara müptelası olan vatandaşlarımızı çok seviyoruz. Bunların fiyatlarını arttıralım, belki o zaman bu işten yavaş yavaş kaçarlar diye düşünüyoruz fakat yine de kaçmıyorlar nedense? Ama biz yine vergiyi sigaraya bindireceğiz.”
Bir yanda sevgiden söz ediyor, bir tarafta vergiyi bindireceğiz diyor.
Yine Nisan 2018’de gençlere "Belediye Başkanlığımdan bu yana bulunduğum her yerde alkolü ben kaldırdım. Çok başlıklar attılar, çok köşe yazıları yazdılar. Ya bunları yazıyorsun da anayasaya niye bakmıyorsun? Anayasada devletin gençlikle ilgili görevi sayılırken, orada ’gençlerini kumardan, uyuşturucudan korur’ diyor''
Gömlek değiştiren Tayyip Erdoğan’ın geldiği nokta bu:
2007’de Cihangirde bir evde Sabah Gazetesi köşe yazarı Emre Aköz’ün anlatımına göre NursunaMemecan’la birlikte aynı sofrada oturdular. Emre Aköz Tayyip Erdoğan’ın ne kadar demokrat olduğunu anlatmak için bir yazı yazdı. Kendisinin viski içtiğini, Erdoğan’ın ne kadar hoşgörülü olduğunu anlattı.
Erdoğan, 5.8 milyon işsiz gencin olduğu ülkede nedense işsizliği, intiharları değil, bir tek içkiye odaklanıyor.
Devletin görevi alkolizme karşı halkı korumaktır, doğru. Ama devlet bunu yaparken bilinçli olarak insanların bireysel tercihlerine de karışabilir mi, karışamaz.
Eğer samimiyseniz iki kadeh rakı içeni değil, Samsun'da 'iş, aş' diyerek kendini asan insanları konuşun!
Eğer samimiyseniz, gençleri bu kadar seviyorsanız biraz da 5.8 milyon genç işsizliği konuşun.
Eğer samimiyseniz, devleti nasıl alkole bağımlı hale getirdiğinizi konuşun.
Bir yandan alkol ve sigara kullananlara karşı görünüşte tavizsiz olan acımasızca davranan, düşük gelir seviyesindeki insanları ölümle burun buruna getiren bir anlayış.
AKP, utanmadan, sıkılmadan kendi siyasetini bu insanlara Finanse ettirmektedir.
Eğer RTE samimi ise alkol ve sigaradan alınan vergileri kendi maaşını da aldığı Genel Bütçe’ye aktarmasın, alkol ve sigara bağımlılığını önlemek için mücadele eden kuruluşlara aktarsın.
Değerli Basın Emekçileri,
Sadece bunlar değil, salgın gerekçesiyle hiçbir yasaya, genelgeye uymamasına rağmen bir TEKEL yasağı gündeme geldi.
AKP için virüsün yayılmasının sorumlusu TEKEL!
Önce TEKEL bayilerinin 20.00’dan sonra satış yapmasına yasak getirdiler. Sonra, Valilik talimatıyla TEKEL bayiler, kuruyemişçiler kapatıldı.
Talimatla devlet yönetiliyor, hukuk rafa kaldırılıyor.
Bir tarafta AVM’ler, zincir marketler açık ama sırf alkollü ürün var diye kuruyemişçiler, büfeler, bakkallar kapalı!
Bu kararlar akla, mantığa, bilime aykırı.
155 bin TEKEL bayi, esnaflar aileleriyle taş mı yiyecek?
Bu kararları kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.
Arkadaşlar,
Sahte içkinin mali ve siyasi boyutunun yanı sıra bir de ekonomik boyutu var.
Komisyonumuzla birlikte gittiğimiz şehirlerde mağdurların en önemli ortak yönü, hepsinin geçim sıkıntısı yaşaması.
İzmir’de N.T. isimli vatandaş “Su şişesi içerisinde 10 liraya aldığı sahte alkolden 3 kadeh içiyor. Param yoktu aldım” diyor.
Yine İzmir’den M.G. isimli yurttaşımız “Kasaptım, şimdi işsizim. Param olmadığı için büfeden rakı aldım” diyor.
Aydın’da Nazilli’de S. Ö. adlı yurttaşımız “Alkol fiyatları yüksek diye sahte içki aldım” diyor.
Raporumuzda hepsi yazıyor, herkes içki fiyatlarının yüksek olmasından dolayı sahte içkiye yöneliyor.
Her yıl yüzlerce insanımızı ucuz diye satın aldığı sahte içki nedeniyle kaybediyoruz.
Üstelik bu ölümlerin medyaya yansıyanlardan çok daha fazla olduğunu da biliyoruz.
Buna dur demezsek, ne yazık ki, yılbaşında da daha sonraki yıllarda da bu ölümler devam edecek.
Sahte içki AKP iktidarı zamanında pik yaptı.
Bir sahte içki iktidarıyla karşı karşıyayız.
Bu akıldışı politika sadece sahte alkol satan simsarlara yarıyor.
Alkolik olan vatandaş değil, devlet.
Vatandaş bir kadeh içiyor, devlet 4 kadeh içiyor.
Vatandaşın 1 kadeh içtiğinden, devlet 4 kadeh vergi alıyor.
Vatandaşın tek bir bağımlılığı var o da vergi bağımlılığı.
Vatandaş vergi müptelası oldu, AKP Agop’un kazı gibi ne versen yutuyor.
Vatandaşın masasına yancı gibi çöktü; bütçe açıklarını çilingir sofrası üzerinden yamamaya çalışıyor.
Yakında vatandaş vergi bağımlılığından kurtulmak için AMATEM’e yatacak.
Biz, CHP komisyonu olarak, sahte içki ölümlerinin son bulması için iktidara çağrı yapıyoruz:
1- En başta CHP olarak Meclis’e sunduğumuz araştırma önergemizi sunduk. Acilen bir komisyon kurup her yıl yüzlerce insanımızı kaybetmemize neden olan sahte içki üzerine çalışmalara başlamalıyız.
2- Alkolden alınan başta ÖTV olmak üzere yüksek vergileri makul seviyeye çekin. İçkiyi ucu açık gelir kapısı haline getirmeyin.
3- Alkol satış saatlerine ilişkin yasaklar esnetilsin. Ayrıca salgın gibi içki tüketimiyle doğrudan ilgisi olmayan gerekçelerle TEKEL bayileri, büfelerikeyfi olarak kapatmayın.
4- Alkol satışı kısıtlamasına uyulmaması nedeniyle yüksek meblağlarda kesilen ceza tutarlarını makul bir seviyeye indirin.