Ramazan ayı öncesi geçtiğimiz yıla göre fiyat değişimleri
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan ayı öncesi geçtiğimiz yıla göre bu yılın fiyat değişimlerini, et fiyatlarında yaşanan artışları ve bazı gıda ürünlerinin marketlerdeki fiyat değişimlerini yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.
“Ramazan ayının yaklaşması ve son dönemde artan gıda enflasyonu sonrası gözler gıda fiyatlarına çevrildi” diyen Bayraktar, “2007 yılından bu yana Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak Ramazan öncesi fırsatçılığa izin verilmemesi için çalışmalar yapıyoruz. Bu Ramazan ayı boyunca da üretici ve market fiyatlarını takip ederek kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz” dedi.
Bayraktar, “Üreticilerimiz her zaman olduğu gibi Ramazan ayında da vatandaşlarımızın huzurlu bir şekilde iftar yapabilmesi için gayretle çalışmaya ve üretmeye devam ediyor. Üreticilerimizin ve halkımızın mağdur olmaması için spekülasyonlara fırsat verilmemeli, tedbirler zamanında alınmalı, gıda denetimleri artırılmalıdır” vurgusu yaparak, açıklamasını şöyle sürdürdü:
Ramazan ayı öncesi fiyat değişimleri
“Geçen yıl ile bu yılın Ramazan ayı öncesindeki fiyatlara baktığımızda, bu yıl markette 38 üründe fiyat artışı oldu, sadece 1 üründe fiyat düşüşü yaşandı. Markette en fazla fiyat artışı yüzde 195 ile kuru incirde görüldü. Kuru incirdeki fiyat artışını yüzde 171 buçuk ile zeytinyağı, yüzde 149,3 ile kuru kayısı, yüzde 148,2 ile sivri biber izledi. Markette fiyatı düşen tek ürün ise yüzde 11,6 ile kuru soğan oldu.
Geçtiğimiz yılın Ramazan öncesine göre bu sene tüketicilerimiz marketten kuru inciri 2,9 kat, zeytinyağını 2,7 kat, kuru kayısıyı ve sivri biberi 2,5 kat fazlaya alarak tüketmek zorunda kalacaklar.
Geçen yıl ile bu yılın Ramazan ayı öncesine göre üreticide 27 üründe fiyat artışı, 4 üründe fiyat düşüşü görüldü. Üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 38,2 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 34,8 ile kuru soğan, yüzde 7,3 ile salatalık, yüzde 3,4 ile kabak izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 242,2 ile zeytinyağında yaşandı. Zeytinyağındaki fiyat artışını yüzde 199,1 ile marul, yüzde 186 ile elma, yüzde 178,3 ile karnabahar izledi.”
Üretici fiyat değişimlerinin nedenleri
“Kuru soğan ve limonda fiyat düşüşü rekoltenin yüksek olmasından kaynaklandı. Üretici fiyatlarındaki artışın en önemli nedeni girdilerde ve işçilikte görülen artışlardır. Yıllık bazda ortalama olarak mazotta yüzde 103,7, işçilikte yüzde 99,9, yemde yüzde 42,7, ilaçta yüzde 38, gübrede yüzde 29,8 oranlarında görülen artışların yanı sıra lojistik ve depolama maliyetlerindeki artışlar da ürün fiyatlarını artırdı. Bu yıl zeytinyağında artan maliyetlerin yanında iklim koşullarının etkisiyle üretimde görülen düşüşte fiyatların artmasına neden oldu.”
Et fiyatlarında yaşanan artışlar
“Geçmiş dönemde süt fiyatlarının düşük kalması neticesinde anaç hayvanların kesime gitmesinin faturasını bugün hepimiz ödüyoruz. 2023 yılında 1,4 milyar dolarlık canlı hayvan ve et ithalatı yapılırken bu yıl da ithalat hız kesmeden devam ediyor. Et fiyatları ise yapılan yoğun ithalata rağmen artmaya devam ediyor.
Ocak ayı sonunda; üreticide 267 lira olan dana karkasın fiyatı Ramazan ayı öncesinde yüzde 20 artışla 321 liraya, 296 lira olan kuzu karkasın fiyatı yüzde 32 buçuk artışla 392 liraya yükseldi.
Marketlerde 415 liraya satılan dana kuşbaşının fiyatı Ramazan ayı öncesinde yüzde 20 artışla 497 liraya, 458 liraya satılan kuzu kuşbaşının fiyatı yüzde 32 artışla 606 liraya yükseldi.
Geçen yıl Ramazan öncesine göre ise dana karkasın fiyatı yüzde 83, kuzu karkas fiyatı yüzde 139 artarken, marketlerde dana kuşbaşı fiyatı yüzde 94, kuzu kuşbaşı fiyatı yüzde 127 buçuk oranında arttı.
Arzın talebi karşılamadığı bir piyasada yukarı yönlü fiyat hareketlerinin oluşması muhtemeldir. Ancak et fiyatlarında yaşanan artışların temel nedeni hayvan sayısının azalmasına paralel olarak et arzında yaşanan düşüştür. Bu durum piyasada spekülatif hareketlere de meydan veriyor.
Unutulmamalıdır ki sektör bugüne bir anda gelmedi. İstatistikleri incelediğimizde de bunu görüyoruz. Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün son yayınlanan verilerine göre TÜRKVET sistemine kayıtlı büyükbaş hayvancılık işletmeleri 2023 yılı Ağustos ayında 1 milyon 164 bin 469 adetken Kasım ayında 1 milyon 125 bin 667 adede geriledi.
Küçükbaş hayvancılık işletmeleri ise aynı dönemde 384 bin 292 adetten 371 bin 648 adede geriledi. Yani bu 4 aylık dönemde 38 bin 802 adet büyükbaş, 12 bin 644 adet küçükbaş hayvancılık işletmesi üretimi bırakarak kapısına kilit vurdu.
Gençlerimizin zaten tercih etmediği bu işten mevcut üreticilerimizde de çekilmeler devam ediyor. Bu durum hayvansal üretimin sürdürülebilirliğini sekteye uğratıyor ve asıl tehlikede burada başlıyor.
Sürdürülebilir bir hayvansal üretim için önceliğimiz, et ve süt fiyatlarında istikrarlı bir piyasanın oluşmasını sağlamak olmalıdır. Diğer taraftan et fiyatlarında yaşanan artışların bazı kesimlerce daha fazla fırsata çevrilmesine de karşıyız. Özellikle Ramazan ayında marketlerde halkı et tüketmekten mahrum edecek fiyat artışlarına karşı denetimler daha fazla artırılmalıdır.”
Bazı gıda ürünlerinin marketlerdeki fiyat değişimi
“Yüksek maliyetle yetiştirilen ürünlerin marketlerde çok farklı fiyatlara satılması, artan enflasyonla birlikte tüketicinin alım gücünü iyice azaltıyor. Tüketicilerimiz, özellikle de emekliler hangi ürün hangi markette daha düşük fiyata satılıyor arayışına girdi. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar nedeniyle ürün fiyatları marketlerde çok sık değişiyor. Maliyetler sebep gösterilerek marketler arası aynı marka ürünler ve et ürünleri farklı fiyatlara satılıyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak 4 farklı marketten ve bir marketin online sitesinden, temel tüketim malzemeleri içinden seçilen 8 gıda ürününün aynı marka ve miktardaki fiyat değişimlerine yönelik çalışma yaptık. Yaptığımız çalışma sonucunda ürünlerin belirli markalar tarafından paketlenmiş fiyatı marketten markete oldukça değişkenlik gösterdiği görüldü.
Et ve süt ürünlerinde; dana kuşbaşında yüzde 69 buçuk, tereyağında yüzde 40,2, kuzu kuşbaşında yüzde 38,4, bütün tavukta yüzde 23,3, yoğurtta yüzde 8,4, bitkisel ürünlerde ise; yeşil mercimekte yüzde 25,2, pirinçte yüzde 13,7, nohutta yüzde 5,6’ya varan oranlarda değişimler olduğu tespit edildi.
1 kilogram dana kuşbaşının fiyatı, A markette 354 lira, B markette 490 lira, C markette 465 lira, D markette 530 lira ve D marketin online satışında 600 liradır. Dana kuşbaşının farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 69 buçuk oranına kadar değişiyor.
1 kilogram tereyağının paketlenmiş Y markasının fiyatı, A ve C markette 299 lira, D markette ve D marketin online satışında 420 liradır. Tereyağında aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 40,2 oranına kadar değişiyor.
1 kilogram kuzu kuşbaşının fiyatı, A markette 575 lira, B markette 599 lira, C markette 610 lira, D markette 796 lira, D marketin online satışında 716 liradır. Kuzu kuşbaşının farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 38,4 oranına kadar değişiyor.
1 kilogram bütün tavuğun paketlenmiş Y markasının fiyatı, A markette 73 lira, C markette 76 lira, D markette ise 90 liradır. Paketlenmiş bütün tavuğun aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 23,3 oranına kadar değişiyor.
1 kilogram yeşil mercimeğin paketlenmiş Z markasının fiyatı, C ve D markette 100 lira, D marketin online satışında 80 liradır. Yeşil mercimeğin aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 25,2 oranına kadar değişiyor.
1 kilogram pirincin paketlenmiş Z markasının fiyatı, C markette 66 lira, D markette ve D marketin online satışında 75 liradır. Pirinçte aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 13,7 oranına kadar değişiyor.
Pirinç, yeşil mercimek ve nohutta X ve Y marka ürünlerde farklı marketlerde fiyatlarının değişmediği de gözlemlenmiştir. Son yıllarda önemli ölçüde artan üretim maliyetleri nedeniyle üreticilerimiz yeterli geliri elde edememekte ve üretmekte zorlanmaktadır.
Tüm zorluklara karşın üretimine devam eden üreticilerimizin ürettiği ürünlerin marketlerdeki fiyat farkının yüzde 69 buçuklara kadar çıkması kabul edilebilir değildir. Artan enflasyon nedeniyle bu fiyatlar tüketicilerimizi de her geçen gün zorluyor. Kırmızı ete ulaşamayan tüketicilerimiz beyaz ete yönelirken, beyaz ete ulaşamayanlar baklagiller ve tahıl grubunu tercih etmek zorunda kalıyor.
Geçtiğimiz ay farklı bitkisel ürünlerdeki market fiyatlarının değişimi yüzde 18 iken, Ramazan ayı öncesi yaptığımız çalışmada bu oranın yüzde 25’e kadar yükseldiğini görüyoruz.
Öte yandan Ramazan ayı gibi yoğun alışverişin yapıldığı dönemlerde marketler çeşitli kampanyalar yapıyor. Kampanyalı birkaç üründeki fiyat düşüşleri nedeniyle tüketicilerimiz bu marketlere yöneliyor. Tüm ihtiyaçlarını bu marketten aldıklarında da kampanyalı ürünleri ucuza alırken, diğer ürünleri yüksek fiyata almış oluyor.
Tüketicilerimiz marketler arasındaki değişen fiyatları göz önünde bulundurmalı ve alışverişlerinden önce fiyat araştırması yapmalıdır. Tüketicilerimiz süt ve süt ürünlerini alırken içeriğindeki yağ oranına, süt oranına ve gramajına dikkat ederek, ürünün raf ve kasada fiyatının aynı olup olmadığını kontrol ederek, fiyat karşılaştırması yapmalıdır.”
“Hükümetimiz gıda fiyatları üzerinden fırsat enflasyonu yaratanlara göz açtırmamalıdır”
“Enflasyon son iki yıldır ülkemizin en önemli gündem maddesidir. En çok tartışılan konuların başında da markette gıda ürünlerinde yaşanan aşırı fiyat artışları geliyor. Bazı satıcılar enflasyon kalkanının arkasına saklanarak, maliyetleri de bahane ederek fiyatları sürekli artırıyor. Bu durum enflasyonda artış eğilimini devam ettiriyor.
Tüketicileri kandırarak aynı fiyata gramaj düşürme hileleri, aynı ürünün farklı marketlerde çok farklı fiyatlara satılması, aynı fiyata daha kalitesiz ürün satılması, yanıltıcı isimler ile farklı ürünlerin tüketiciye satılması fırsatçılık enflasyonunun en önemli nedenleri arasındadır.
Piyasadaki fiyatların kontrol altına alınması ve tüketicilerin artan fiyatlar karşısında korunması adına gıda ürünlerinde tavan fiyat uygulaması bir an önce hayata geçirilmelidir.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak beklentimiz, bütün kesimlerin sorumlu davranması, Ramazan ayında artan talebin suistimal edilmemesi, tüketicilerin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesidir.
Mübarek Ramazan ayının İslam âlemi ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını, sağlık, huzur, bolluk ve bereket getirmesini diliyorum.”