• Haberler
  • Genel
  • Provokasyon başlayınca gece saat 03.00'te talimat verdim

Provokasyon başlayınca gece saat 03.00'te talimat verdim

Provokasyon başlayınca gece saat 03.00'te talimat verdim

Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü yazısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Barış Çakan'la ilgili açıklamalarına yer verdi. Soylu ile görüşen Selvi'nin yazısı şöyle:

 

Bizi bir kez daha aynı tuzağa düşürmeye çalışıyorlar.

İstanbul’da bir kilisenin haçını söküp Hrant Dink Vakfı’na tehdit mesajları gönderilmesi, Etimesgut’ta bir gencimizin öldürülmesi üzerine Kürt-Türk kardeşliğini dinamitleyecek provokasyonların içine girilmesini kast ediyorum.

 

SOYLU’NUN UYARISI

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu aradım. Üst üste gelen bu provokasyonları sordum. Çok net konuştu. “Bunu üç kelime ile ifade edebiliriz: Birliğe ve başarıya hasetlik. Türkiye, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, milletimizin de ferasetiyle iyi bir dönem geçirdi. Diğer ülkelere baktığımızda Türkiye’nin çok iyi yönettiği bir dönem oldu. Şimdi bunu bulandırmak, birtakım dezenformasyonlarla, provokatif adımlarla ortalığı karıştırmak isteyenler olabilir” dedi.

ÜÇ ÖNEMLİ NOKTA

İktidarın aynı zamanda bu tür provokasyonları önleme gibi bir görevi var. Ancak bu mücadele nasıl yapılacak? İçişleri Bakanı Soylu, üç noktanın altını çizdi.

“1- Türkiye bir hukuk devletidir. Devletimizin gücü hukukunun üstünlüğüdür.

2- İşkenceye sıfır tolerans bizim ilkemizdir.

3- Terörle, suçla ve suçlularla nasıl mücadele ediyorsak, provokasyonla mücadele etmek ve vatandaşımızı doğru bilgilendirmek bizim sorumluluğumuzdur.”

Türkiye tehlikenin farkında. Bakan Soylu’nun sözleri de onu ortaya koyuyor: “Bu konuda Türkiye’nin geldiği nokta çok üst bir noktadır. ‘Bu iklimi bozabilir miyim’ diyenler ise elbette ki beyhude bir çırpınış içerisindedirler.”

HRANT DİNK VAKFI’NA TEHDİT

GEçmişte rahip Santoro cinayetini, Zirve Yayınevi katliamını yaşadığımız için gayrimüslim vatandaşlarımızın ibadethanelerine yönelik saldırılar tedirgin ediyor. Henüz Hrant Dink’in öldürülmesi utancını aşamamışken, Dink Vakfı’nın tehdit edilmesi ise “Ne oluyor? Yine birileri bir şeyler mi hazırlıyor?” sorusunu gündeme getiriyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Hrant Dink Vakfı ve Hıristiyan vatandaşlarımızın ibadethaneleri özellikle mi hedef alıyorlar?” diye sordum.

FIRSAT VERMEYECEĞİZ

Süleyman Soylu, geçmişten beri yaşananları çok iyi bilen bir isim. Bu provokasyonların altında ne yattığını görebilecek deneyime ve bunu önleyecek donanıma sahip. Hrant Dink Vakfı’na tehdit mail’leri gönderenler kısa sürede yakalandı. Böylece bir provokasyonun önüne geçilmiş oldu.

“Türkiye’de bunlar dönemsel olarak canlandırılmaya çalıştırılır. Fırsat bulurlarsa da buradan bir şey elde etmeye çalışırlar. Ama biz o fırsatı onlara vermeyiz. Hatırlarsanız, cemevlerine de böyle üst üste saldırılar oluyor ama biz kimin yaptığını, ne şekilde yaptığını, nasıl bir provokasyon olduğunu ortaya çıkarınca duruyor. Bu sefer başka bir şeyi ortaya koymaya çalışıyorlar. Burada bizim birlikteliğimizi ve toplumun sinir uçlarını zedelemek için ellerinden geleni yapmaya çalıştıkları aşikâr. Çok net. Ama devletin görevi de buna fırsat vermemektir. Bizim görevimiz de buna fırsat vermemektir. Biz de fırsat vermemek için tüm güvenlik güçlerimizle, devletin tüm otoritesiyle, milletin ferasetiyle çaba sarf ediyoruz. Güvenlik birimlerimiz yoğun bir çalışma ortaya koyarak tehdit mail’ini atan şahsı buldular ve yakalayıp adalete teslim ettiler. Güvenlik birimlerimiz Hrant Dink Vakfı ile irtibat kurdular. Ayrıca patrik Maşalyan’ın da haçı söken kişinin yakalanması konusunda teşekkürü var” diye konuştu.

BU KEZ TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİNİ HEDEF ALDILAR

ANkara’nın Etimesgut ilçesinde üzücü bir olay meydana geldi. Barış Çakan isimli gencimiz bıçaklanarak öldürüldü. Yüreğimiz yandı. Ancak bu olay bazı HDP milletvekillerinin sosyal medya mesajlarıyla, kamuoyuna “balkonda Kürtçe müzik dinlediği için öldürülen Kürt genci” olarak yansıtıldı.

Ermeni kartı suya düşünce bu kez genç bir insanın ölümü üzerinden Kürt-Türk düşmanlığını tezgâhlamaya çalıştılar. Süleyman Soylu’ya bu konuyu da sordum.

KÜRTÇE MÜZİK DEĞİL, EZAN

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasını hatırlattıktan sonra, “Öldürülen gencimizin babasının da açıklaması var. ‘Biz evde namaz kılmaya hazırlanıyorduk. Ezan okundu, aşağıda yüksek sesle müzik var diye arkadaşıyla birlikte aşağıya indi. Evladımı elimden aldılar’ dedi. Kürtçe müzik dinlediği için değil, tam tersine Etimesgut’ta bir mahallede yüksek sesle müzik dinleniyor diye müdahale ettiği için o gencimiz öldürülüyor. Zaten dinlenilen müzik Kürtçe değil” dedi.

HDP’LİLERE TEPKİ

Soylu gece geç saatlere kadar çalışan, güne çok erken başlayan bir bakan. O nedenle gece başlayan provokasyonlardan haberi olmuş. “Bunu hemen HDP milletvekilleri provokatif bir anlayışa doğru evirmeye çalıştılar. Gece saat 03.00’te hemen talimat verdim, açıklama yaptık. Biz bu konuda hassasiyetimizi kaybedemeyiz. Hiç böyle bir şey söz konusu değilken, bir cenazeyi istismar edecek ve cenazenin manevi şahsına saygı duymayacak kadar bunların gözleri dönmüş” diye tepki gösterdi.

HDP’LİLERİN TWEET’LERİ DURUYOR

Bu paylaşımları yapan HDP milletvekillerinin tweet’lerini kontrol ettim. Gerçeğin ortaya çıkmasına rağmen tweet’lerini kaldırmamışlardı. Ama HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar ne tweet atmışlar, ne de atılanları retweet etmişler.

SOYLU TAZİYE EVİNDE

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile pazartesi gecesi konuşurken, o Etimesgut’taki Barış Çakan’ın ailesine taziye ziyaretinden dönüyordu. Baba Nihat Çakar’ı ziyaret edip taziyelerini iletmiş. “Yüreği evlat ateşiyle yanmış, temiz bir aile. Allah sabır versin” dedi.

KAYNAK: HÜRRİYET GAZETESİ

Bakmadan Geçme