Pilottan itiraf! Şikayete gittim hepsi bizdendi

Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki 'mahrem imamlar' yapılanması soruşturmasında örgüt üyesi bir pilotun itirafları çetenin yapılanma boyutunu gözler önüne serdi.

Darbe girişiminde halkın üzerine ateş eden F-16 uçakları ve Skorsky helikopterleri FETÖ’nün Hava Kuvvetleri’ndeki yapılanmasının boyutunu da ortaya koydu. 15 Temmuz sonrası tutuklanan FETÖ’cü pilot sayısının fazlalığı Türkiye’yi askeri pilot skalasında NATO standartının altına düşürdü.

FETÖ’nün sürgün ettiği F-16 pilotlarının göreve dönmesine rağmen sadece acil ihtiyaç seviyesi karşılanmış durumda. Tablonun bu hale gelmesine neden olan süreci, en çarpıcı detaylarla ortaya koyan iddianame Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Hava Kuvvetleri’ndeki mahrem imam yapılanması davasına ait. İddianamede 2013-2014-2015-2016 yıllarında Akıncı 4. Ana Jet Üs’süne savaş pilotluğu eğitimi için gelen tüm kursiyer sayısı ve örgüte bağlı kursiyer sayıları karşılaştırıldığında son yıllardaki kursiyerlerin neredeyse tamamının örgüt üyesi oldukları tespiti yer aldı. Son yıllarda F-16 pilotu olan subayların neredeyse tamamının örgüt üyesi olduğu belirtilen iddianamede, örgütün 15 Temmuz darbe girişiminde F-16 ya da diğer jet uçaklarının pilotu olan üyelerinin çok küçük bir bölümünü kullanmadığı belirlendi.

Pilotların Hava Harp Okulu’ndan itibaren titizlikle elemeye tabi tutularak örgüt tarafından belirlendiği belirtilen iddianamede, örgütün onay vermediği kişilerin F-16 pilotu olamadıkları, son yıllarda savaş pilotu olan subayların büyük çoğunluğunun FETÖ üyesi oldukları belirtildi. İstisnai olarak örgüt üyesi olmamasına rağmen F16 pilotu olan subayların ise örgütün kendi kadrolarının yetersiz olması yada bu subayların kişisel başarı ve ilişkileri nedeniyle engelleri aştığı vurgulandı..

İddianamede FETÖ üyesi bir pilotun çarpıcı itirafları da yer aldı. Hava Pilot Üsteğmen Cemil Selvi’nin anlattıkları FETÖ’nün ölüm kuşlarını nasıl yetiştirdiğini de ortaya koydu. İşte kendi isteğiyle emniyete giderek itirafçı olan FETÖ’cü pilotun anlattıkları: Harp Okulu döneminde Muhammet İkbal Üzek isimli örgüt mensubu ile görüştüm. Harp Okulu’nun son dönemine kadar toplantılar samimi sohbet havasında geçerken, bir anda sohbetin yönü değişti. Daha sonra eve gelen tanımadığım bir şahıs, bize Hava Harp Okulu ile ilgili, çevremdeki okul arkadaşlarımla ilgili “Kız arkadaşları var mı, sigara içerler mi” şeklinde sorular soruyorlardı. Ayda bir bu sohbetler devam etti. Daha sonra bu beni İsa Kulaç isimli bir örgüt mensubuna devretti. Okul bittikten sonra İzmir Çiğli 2.Ana Jet Üssü’nde pilot adayı olarak teğmen rütbesiyle göreve başladım. İzmir’de 3 ayrı örgüt üyesiyle irtibat halindeydim. Para istemeye başladılar. Maaşlarımızdan yüzde 15 kesinti yapıyorlardı. Biz de 1-2 ay sonra, vermek istemedik. Ancak, para vermeseydik görev yaptığımız Ana Jet Üssü’nde yıldırmalara maruz kalacağımızı biliyorduk. Nitekim cemaatle ters düşenlerin sınavları başarısız sayılıyordu.

17-25 Aralık sürecinden sonra, cemaati eleştirmemiz için bize karşı olan davranışlar sertleşmeye başladı. Baskıdan dolayı teğmen arkadaşım Mehmet Yaz psikolojik tedavi görmeye başladı. Örgütün kararlarına karşı çıkınca beni üstü kapalı askerlikten tardetmekle tehdit ediyorlardı. Ben bu oluşumdan yakamı kurtarmaya çalıştım, ancak bulunduğum askeriyenin yapısı yüzde 90 itibariyle cemaatin elindeydi. Kimi kime şikayet edeceğimi kara kara düşünüyordum. Ben örgüt yapısı için de 5/1’lik güvenilmeyen sınıf içerisinde olduğum için evimizde bulunan abileri sık değiştirmeye başladılar.”

‘İYİ OLDUĞUM HALDE JET PİLOTU YAPMADILAR’

Üsteğmen Selvi şöyle devam etti: “Yaşadığım sürtüşmeden dolayı, jet eğitimini, notlarım iyi olmasına rağmen geçemedim. Ben baskıdan dolayı uçak pilotu olma hayalimden vazgeçip, yer sınıfına geçmek istedim. Ancak kurul kararı ile istemediğim halde, beni helikopter pilotluğu sınıfına geçirdiler. Helikopter pilotluğu, mesleki kariyerimde yükselmeye elverişli bir konum değildi. Çünkü mevkiinde yükselmek isteyenleri uçak pilotu olarak görevlendiriyorlardı. Ben de bu durumu hazmedemeyip kiraladığım evi kapattım, uğramaz oldum.”

‘ÖRGÜTÜ DEŞİFRE ETMEK İÇİN İFADE VERDİM’

İzmir/Çiğli’den sonra 2016 yılında Konya 3.Ana Jet Üs Komutanlığı’na helikopter pilotu olarak atandığını ifade eden Selvi, “Konya’da benden sorumlu olan kişinin öğretim üyesi olduğunu öğrendiğim. Ahmet Erol isimli şahısla tanıştırarak yanımızdan ayrıldı. Erol yakındaki evine götürdü. Maddi desteğin sürmesi gerektiğini söyleyince, tartışıp evden ayrıldım. Kendisi de evden çıkarken, “Benimle konuşmak istersen 2 Ağustos’ta burada buluşalım” dedi. Bir aylık iznimi kullanmak üzere memleketime gittim. O tarihten sonra Ahmet  Erol isimli şahısla bir daha görüşmedim. İzin sırasında da, malum darbe teşebbüsü oldu. İzin dönüşü, ortamın uygun olduğunu düşünerek, örgütü deşifre etmek amacıyla Konya KOM Şube Müdürlüğü’ne bilgi sahibi olarak ifade verdim” dedi.

KARAR

Bakmadan Geçme