- Haberler
- Kültür-Sanat
- Persepolis (Taht-ı Cemşid)
Persepolis (Taht-ı Cemşid)
(İran Gezi Notları (7), 8–16 Temmuz 2022)
Şiraz’ın yaklaşık 50 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Persepolis’e gittiğinizde İran çöllerinin kavurucu sıcağıyla 2500 yıllık Pers/Fars tarihine ait efsanevi antik kent sizi karşılayacaktır. Biz de İsfahan’dan uzun bir yolculuğun sonunda Şiraz’a yaklaştığımızda Fars ulus kimliği için önemli yere sahip olan İranlıların Pers mitolojisine ait bir karakter olan Cemşid’e ithaf olarak Taht-ı Cemşid dediği Persepolis antik kentine ulaşıyoruz. Antik kent ile ilgili ilk izlenimim Türkiye’deki Efes, Aspendos, Afrodisias, Perge gibi antik kentleri hatırlatması olmuştu.
Serdar Gündoğdu Bey çölün ortasındaki bu antik şehrin tarihini ve kalıntılar üzerindeki kabartma resimlerin, heykellerin anlamlarını anlatarak bizleri bin yıllar ötesinden yakın döneme kadarki koskoca İran tarihi üzerinde zihinsel bir sörf yaptırdı. Çünkü içinde bulunduğumuz mekanın İran ulus devletinin ortaya çıkması başta olmak üzere bu ülkede 20. yüzyılda yaşanan tarihi gelişmelerdeki rolü yadsınamazdı.
Dünyanın İlk Süper Gücü Kabul Edilen Pers İmparatorluğu
Bazı kaynaklar dünyanın ilk imparatorluğunu Perslerin kurduklarını yazar. Kyros’un (Kiros) önderliğinde kurulan bu imparatorluk Hindistan’dan Avrupa’ya, Kafkasya’dan Mısır’a kadar uzanan bir coğrafyayı içine almıştır. Yunancada Pers ülkesinin (baş) kenti anlamına gelen Persepolis ise Pers İmparatorluğu’nun törensel başkenti olmuştur.
İran’ın Şiraz şehrinin 50 km kuzeydoğusunda bulunan girişinde dev heykelleri bulunduğu efsanevi antik kent İran’da Taht-ı Cemşid olarak anılır. Şehir M.Ö 6. yüzyıl sonlarına doğru Pers Kralı 1. Darius (Dara) tarafından kurulmuştur. Darius’dan sonra tahta çıkan krallar şehri büyüterek çeşitli yapılarla genişletmişlerdir. Sürekli yeni yerler eklenen şehrin inşası yaklaşık 150 yıl sürmüştür. Yarı çöl olan geniş Şiraz Ovasına hâkim bir tepeye sırtını dayamış olan bu ihtişamlı şehrin “altın çağı” diyebileceğimiz parlak dönemi sadece birkaç yüzyıl sürmüştür. Çünkü Pers İmparatorluğunu yenen Büyük İskender M.Ö 330 yılında ele geçirmiş olduğu bu şehri yakmıştır. İskender’in böyle bir tutum sergilemesinin sebebini düşündüm; Perslerin sonraki nesillerinin “şaşalı şehirler inşa edebilen insanların soyunda geldiklerine dair delilleri yok etmek” yani belleklerini silmek olduğunu düşüncesine kapıldım.
Persepolis Heykelleri
Apadana, 100 Sütunlu Saray gibi büyük saraylarının mermer kalıntıları, sütunları, kabartma yazıları, su kemerleri ve arka tarafındaki tepelerdeki kaya mezarları ile inanılmaz, etkileyici buram buram tarih kokan Persepolis’in ören yerinde birbirinden farklı çok sayıda heykel ve kabartma resimler yer almaktadır.
Bütün Milletler Kapısı
Persepolis antik kentinin harabelerinin girişindeki Tüm Milletlerin Kapısı Serhes Kapısı olarak da adlandırılmaktadır. Antik dönemde Pers İmparatorluğun himayesindeki 23 milletin temsilcileri sıra ile kente Tüm Milletler Merdivenlerinden çıkıp Tüm Milletler Kapısı’ndan şehre girerlermiş. Bütün Milletler Kapısı’nın her iki tarafında kralın gücünü temsil eden boğa heykelleri kapının iki tarafındadır. Antik kentte bulunan ve bin yıllara meydan okuyan mermerlere nakşedilen her şey simgeseldir ve tarihsel öneme sahiptir. Mermer duvarlarda yer aralan kabartma resimlerinde Pers Kralı’na bağlı olan Afganistan’dan Etiyopya’ya kadar 23 milletin temsilcileri her sene nevruzda gelip değerli eşya, kumaş, mücevher, hayvan veya kölelerinden oluşan çeşitli hediyelerini bu kapıdan girerek Pers İmparatoruna sunduklarını tasvir edilmektedir.
Huma Kuşu (Devlet Kuşu)
Hüma Kuşu Türk ve İran mitolojilerindeki en önemli kuştur; cennet ve devlet kuşu olarak da bilinmektedir. Türkülerimizde de geçmektedir.
“Huma kuşu yükseklerden seslenir,
Yar koynunda bir çift suna beslenir,
Sen ağlama kirpiklerin ıslanır,
Ben ağlim ki belki gönül uslanır.”
Persepolis’te en fazla dikkat çeken kalıntılarından birisi mitolojik bir yaratık olan huma kuşu heykelleri şehrin her tarafa serpiştirilmiştir. Huma Kuşu (HOMA) günümüzde İran Havayollarının logosunda yer almaktadır.
Pers mitolojisinde olduğu gibi Huma Kuşu Türk mitolojisi içinde önemli bir figürdür. Özbekistan Cumhuriyeti’nin devlet armasında da huma kuşu yer almaktadır.
Yakın Tarihte Persepolis: Şah’ın Şaşaalı Persepolis Merasimi
İran Şahı M. Rıza Pehlevi tarafından 1971 yılında Persepolis kentinde “İran Şahlarının 2500. Yıl Şenlikleri” düzenlenmiştir. Pers İmparatorluğu’nun 2500. yıl dönümüne denk gelen 12 Ekim 1971 tarihinde Pasargad’taki Kiros’un anıt mezarında başlayan kutlamalar Perseplis’te devam etmiş; kutlamalarda çok fazla harcama yapılmıştır. Bu harcamalar küçük bir azınlığın dışında yoksulluk sınırının altında yaşayan, ülkenin petrol gelirlerinden pay alamayan fakir İran halkının geniş kesimlerinin büyük tepkisine neden olmuştur. Dolayısıyla Şah rejimini çöküşe götüren gelişmelerin en önemli halkalarından birini teşkil etmiştir. Çünkü günüze göre çok daha değerli olan o günün kıymetine göre kimine göre 100 milyon, kime göre 650 milyon kimine göre ise 1 milyar Amerikan doları harcanmıştır.
Binbir Gece Masallarının Kırk Gün Kırk Gece süren düğünlerini andıran kutlamalar şatafatıyla dünya kamuoyunun gündeminde geniş yer tutmuştur. Şah’ın israfçı tutumunu şiddetle eleştiren, organizasyon için “Şeytanlar Şenliği” diyen sürgündeki din adamı Ruhullah Humeyni’nin Pehlevi rejimini devirecek olan halk hareketini başlatmasına da ortam hazırlamıştır.
Antik kentin karşısındaki yer alan çadır iskeletler, debdebeli kutlamaların yapıldığı çadır kentten günümüze kadar gelen kalıntılardır. Türkiye’yi dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay temsil ettiği törenlere katılan dünya liderleri dillere destan bir şekilde bu çadırlarda ağırlanmışlardır.
1971 yılında Pasagrad başlayan ve Persepolis’te devam eden Pers İmparatorluğu’nun 2500. kuruluş yıldönümü törenleri o kadar debdebeli olmuş ve dünya kamuoyunun öylesine gündemini oluşturmuş ki Amerika’nın Time Dergisi “Masalların Şehrazad’ı bile, yazdığı Binbir Gece Masalları’nda, İran Şahı’nın çölün ortasında tertiplediği o şatafatlı 2500. yıl kutlamalarındaki sahneleri tasavvur edemezdi” şeklinde yazmıştır.
Saltanat bârgehin kurdu yine fasl-ı bahâr.
Taht-ı Cemşîd çemen tâc-ı Sikender lâle.*
(Bahar mevsimi yine saltanat otağını kurdu.
Çemen Cemşid’in Tahtı, lâle ise İskender’in tacıdır.)
*Bâkî Dîvânı
Ahmet AKALIN
Ankara Üniversitesi Doktora Öğrencisi
RTÜK Üst Kurul Uzmanı