NERDEN BİLECEKTİNİZ
Böyle yoksul değildim eskiden Benim de hayallerim vardı Umutlarım Heveslerim Beklentilerim Özlemlerim vardı Hani kursak diye bir yer vardır ya! İşte hepsi orada kaldı... Bir gün bu iğrençliklerle dolu dünyadan Elimi eteğimi çekip,ölüp gideceğim. İki metre
Böyle yoksul değildim eskiden Benim de hayallerim vardı Umutlarım Heveslerim Beklentilerim Özlemlerim vardı Hani kursak diye bir yer vardır ya! İşte hepsi orada kaldı... Bir gün bu iğrençliklerle dolu dünyadan Elimi eteğimi çekip,ölüp gideceğim. İki metre bir çukurda toprak olacak bedenim Benden geriye miras olarak kalacak olan Hayatımın her karesini mısra mısra anlatan eserlerim. Okuduğunuzda kendinizden bir şeyler buldunuz Hayatınızdan sahnelerle karşılaştınız çoğu zaman Bu kadar da olmaz değip küfrettiğinizde oldu, Yüreğinizin içinde bir şeyler kımıldadığında Halime acıdığınızda oldu. Her gün bir komadan çıkıp diğerine gömüldüğümü Nerden bilecektiniz. Gül bahçeme bakıp güllerde bahane aradınız Bahçenin yetişmeden önceki halini bilmiyordunuz elbet Çorak topraklara gül dikerken Derviş sabrıyla gün aşımından gün batımına Okyanuslardan eleklerle su taşıdım oysa Ellerimde su toplandı,parçalandı ayaklarım Ne zaman soluk almak için dinlensem Bahanelerin arkasına sığındım sandınız. Hep iyi olsun diye çabaladım durdum Raylarda ilerlerken vagonlarım çullanan çok oldu, Ne zaman bir istasyonda konaklasam Bahanelerle inenler de oldu merakından binenler de Vagon nasıl ilerliyor diye kimse merak etmezken Mazaret arayanların ardı arkası kesilmedi. Dert taşıyan kervan olduğumu nerden bilecektiniz. Hayatım bana ait olmadı, Her zaman ömrümden ödünler verdim Nasıl yaşıyorum diye kimsenin umurunda olmadım . On para değeri olmayanlara ne değerler verdim, Ayaklarımın altından alıp başımın üstüne taşıdım Fırsat kollayan eşkıya gibi başımın etini yediler Konaklayacak yer kalmayınca yere serildiler Bahane, bi yere sığmayan başım oldu. Dost canlısı olduğumu nerden bilecektiniz Hep açıktı sofram,kapımı hiç kapatmadım Ne hikmetse aşımı yiyen ömrümü aşındırdı Kimsenin malında,mahreminde olmadı gözüm Kime selam versem ya dostum edildi ya sevgilim Dost sandıklarımın gözünde bir yalanmışım Boşu boşuna bunca ömrü aşındırmışım. Öfkem oldu dudaklarımdan lav fışkırırcasına Kızdım gün aşımı gelen dertlerin cümlesine. Küflenmiş ömürlerin son durağı bu meyhanede ne aradığımı soruyorlar. Kamyon kamyon taşıdığım dertleri zulama doldurup,köşeme büzüşmüş gönlümde esen deli fırtınaları yuttuğumu nerden bilecektiniz. Öfkemi kadehlerin dibinden aldım. Sallandım rüzgardan savrulan dal gibi Yalpaladım ,kaldırım taşlarına sarıldım Sarhoşum diye ayaklar altında ezildim Attığım naraya heybet edilip çuval çuval dövüldüm. Kimseye derdimi yanamadım, İçimde bir ukde oldu hep,şöyle ağız tadıyla ağlayamadım Ne zaman gözlerimden akan bir şeyleri silsem Avuçlarıma katran katran kan doldu. Nice yokuşlar tırmandım yapayalnız Çok tökezledim de el atan olmadı Göğsümde hep tekme izleri taşıyorum nişan gibi. Ezilerek geldiğimi nerden bilecektiniz. Yoruldum artık ,bir adım öteye gücüm yok Bu gün, belki de yarın, yolun sonu görüktü artık. Dost düşman belli olsa ne olur olmasa ne olur Her gün burnundan fitil fitil gelecekse hayat, Vefadan yoksunlarla yoğrulacaksa önüne konan günün hamuru ölmek ne rahat. Yaşantımın her anını cehenneme döndürdüler İmam musallada nasıl bilirdiniz dediğinde İyi bilirdik diyen diller lal olsun. Yaşarken kıymetim bilinmedi Sıcak bir tebessüme hasret gittim Ben öldükten sonra ardımdan ağlayan göz kör olsun. İstemem kimseyi mezarımın başında Ne ağıtlar yakılsın ne ağlansın. Öyle bir yere gömülsün kü cesedim İzim bile kalmasın.