• Haberler
  • Yaşam
  • Narin Güran'ın Ölümü: Toplum olarak Sorumluluğumuz ve Cıkan Dersler...

Narin Güran'ın Ölümü: Toplum olarak Sorumluluğumuz ve Cıkan Dersler...

Cebrail Kandemir

Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın kaybolup, 19 gün sonra bir dere kenarında torba içerisinde ölü bulunması, vicdanlarımızı sızlattı. Ancak, bu olay yalnızca bir çocuğun trajik şekilde hayatını kaybetmesiyle sınırlı değil; bu olay, toplumsal değerlerimizin, ahlaki duruşumuzun ve insanlığımızın da sorgulanması gerektiğini gösteriyor. İmamın cenazedeki sözleri doğru ve anlamlı: "Cenabı Hak bizi vicdan sahibi insanlardan eylesin. İnşallah toplum olarak insanlığımızı yeniden hatırlarız."

Toplumsal Sorumluluğumuz

Bir çocuğun, Narin’in, bu şekilde yaşamını yitirmesi sadece bireysel bir suçtan öte, toplum olarak hepimizin bir sorunudur. Olayın ardından sosyal medyada gördüğümüz "Amcası cezaevinde öldürülsün" gibi yorumlar, öfkemizin ve adalet arayışımızın dışavurumu olabilir. Ancak, bu tür tepkiler yalnızca şiddet sarmalını besler. Adaletin sağlanması, hukuk kuralları içinde ve adaletin işleyişine güvenerek gerçekleştirilmelidir.

Korku ve Baskı İkliminde Yaşıyoruz

Narin’in kaybolması ve ardından ölü bulunması, korku ve baskı altında yaşayan bir toplumun yansımasıdır. Toplumumuzda, çocuklar başta olmak üzere, bireyler kendilerini güvende hissetmiyor. Bu güvensizliğin temelinde ise, adalete olan inancın zayıflaması, cezai yaptırımların yetersiz kalması ve toplumsal değerlerimizin erozyona uğraması yatmaktadır. 

Eğitim ve Cehaletin Rolü

Eğitim, toplumun temel taşıdır. Ancak, eğitim sistemimizde ciddi eksiklikler bulunmaktadır. Çocuk hakları, insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konular yeterince işlenmemekte, bu da bireylerin kendilerini ve başkalarını koruma bilincinin oluşmasını engellemektedir. Cehalet, bu tür trajik olayların yaşanmasına zemin hazırlamaktadır. Eğitim sistemimizi yeniden yapılandırarak, çocuklarımızı daha bilinçli, duyarlı ve empati sahibi bireyler olarak yetiştirmeliyiz.

Kolektif Vicdan ve Empati Eksikliği

Toplum olarak, bireysel sorunları ve kayıpları kendi başımıza yaşamaktan çok, birbirimize yardımcı olarak çözmeliyiz. Ancak, empati eksikliği ve bireyselcilik, toplumsal dayanışma ve birbirimize olan duyarlılığımızı zayıflatmaktadır. Narin’in ölümü, sadece ailesini değil, hepimizi etkiler. Bu tür olaylar karşısında susmak, duyarsız kalmak, bu trajedilerin devam etmesine izin vermektir.

Medyanın ve Sivil Toplumun Rolü

Medya, toplumun bilinçlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, sansasyonel haberlerle toplumun öfkesini ve adaletsizlik hissini körüklemekten kaçınmalı, olgusal ve tarafsız haberciliğe odaklanmalıdır. Aynı şekilde, sivil toplum kuruluşları da bu tür olaylar karşısında farkındalık yaratmalı ve çözümler sunmalıdır.

Baskı ve Korku Altında Büyüyen Bir Nesil

Korku ve baskı altında büyüyen bir nesil, sağlıklı bir toplumun inşa edilmesine katkıda bulunamaz. Çocuklarımızın, kendilerini güvende hissetmeleri için, toplum olarak onlara güvenli ve sevgi dolu bir ortam sağlamalıyız.

Vicdanımızı Yeniden İnşa Etmeli

Narin Güran’ın trajik ölümü, hepimizin vicdanına bir uyarıdır. Toplum olarak insani değerlerimizi yeniden hatırlamalı ve bu değerlerle hareket etmeliyiz. Adalet, intikamla değil, hukuk ve insan hakları çerçevesinde sağlanır. Dayanışma, empati, adalet ve eğitimle daha adil ve güvenli bir toplum inşa edebiliriz. Narin’in anısını yaşatmanın ve bir daha böyle trajediler yaşanmaması için üzerimize düşeni yapmalı ve vicdanımızı yeniden inşa etmeliyiz. 

Narin’in huzur içinde yatması için tek yapmamız gereken gerçeklerle yüzleşmek ve toplumsal olarak bir daha böyle olayların yaşanmaması adına gerekli adımları atmaktır. Vicdanımız bizi bu yolda yalnız bırakmayacaktır.

Bakmadan Geçme