Muz üretimi yeni bir rekora koşuyor
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: -'İki yıldır rekor kıran muz üretimi, bu yıl da 269 bin 501 tonla yeni bir rekora ulaşacağı tahmin ediliyor' -'1990'lı yıllarda 18 ile 36 bin ton arasında değişen
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: -“İki yıldır rekor kıran muz üretimi, bu yıl da 269 bin 501 tonla yeni bir rekora ulaşacağı tahmin ediliyor” -“1990’lı yıllarda 18 ile 36 bin ton arasında değişen muz üretimi, örtü altı üretimin yaygınlaşmasıyla, 2000 yılından itibaren hızlı bir üretim artışı dönemine girdi” -“2000’de 64 bin ton olan muz üretimi, 2003’de 100 bin tonu, 2005’de 150 bin tonu, 2008’de 200 bin tonu, 2014’de 200 bin tonu aştı” -“Üretimdeki rekorlara rağmen, muz üretiminin yurtiçi tüketimi hala karşılayamıyor. 2012’de 225 bin ton, 2013’de 235 bin ton, 2014’de 207 bin ton muz ithal edildi” -“1990’lı yıllarda kişi başına yıllık 2 kilogramın altında olan muz tüketimi, halen 5-5,5 kilogram dolaylarında seyrediyor” -“Ülkemizde muzun yüzde 99,8’ini Mersin ve Antalya üretiyor. Mersin, 2014 yılında 182 bin 803 ton, Antalya 66 bin 953 ton muz üretti” -“Bu iki ilimiz dışında, Hatay’da 2 bin 208 ton, Adana 23 ton, Konya’da 7 ton muz üretiliyor” -“Ülkemizin muzda kendine yeter hale gelmesi için, sulama sorunları çözülmeli, sera yapımı teşvik edilmeli, muz araştırma istasyonu açılmalı” -“Yerli muzun raf ömrünü uzatmak, markalaşmaya gitmek zorundayız” -“Muzdaki en önemli destek olan yüzde 145,8 gümrük vergisi devam etmeli ve vergi oranı düşürülmemelidir” Ankara – 22.11.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, muz üretiminin yeni bir rekora koştuğunu bildirerek, “İki yıldır rekor kıran muz üretimi, bu yıl da 269 bin 501 tonla yeni bir rekora ulaşacağı tahmin ediliyor” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 1955 yılında 1070 ton olan muz üretiminin 1975 yılında 21 bin tona yükseldiğini, 1990’lı yıllarda 18 ile 36 bin ton arasında değişen üretimin, örtü altı üretimin yaygınlaşmasıyla, 2000 yılında 64 bin tona, 2003 yılında 100 bin tonu aşarak 110 bin tona ulaştığını belirtti. 2005 yılında 150 bin ton olan muz üretiminin, 2008 yılında 200 bin tonu aşarak 201 bin 115 tona yükseldiğini vurgulayan Bayraktar, 2009 yılında 204 bin 517 ton, 2010 yılında 210 bin 178 ton olan üretimin, 2011 yılında 206 bin 501 tona indiğini hatırlattı. 2012 yılında 207 bin 727 tona çıkan muz üretiminin, 2013 yılında 215 bin 472, 2014 yılında 251 bin 994 tonla rekor kırdığına dikkati çeken Bayraktar, muz üretiminin bu yıl da yüzde 6,9 artacağı ve 269 bin 501 tonla yeni bir rekora ulaşacağının tahmin edildiğini vurguladı. -Üretim ve tüketim hızla artırılmalı- Üretimdeki rekorlara rağmen, muz üretiminin yurtiçi tüketimi hala karşılayamadığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “1990’lı yıllarda kişi başına yıllık 2 kilogramın altında olan muz tüketimi, halen 5-5,5 kilogram dolaylarında seyrediyor. Tüketim arttı. Üretim tüketimin yüzde 55’ini ancak karşılıyor. 2012’de 225 bin ton, 2013’de 235 bin ton, 2014’de 207 bin ton muz ithal edildi. İthalata rağmen ülkemiz 11 bin 172 ton da muz ihraç etti. Muz değerli bir ürün… Kalp, damar hastalıklarına iyi geldiği, kolesterolü düşürdüğü, kemik gelişimini desteklediği ifade ediliyor. B1, B2, C, A ve E vitaminleri içeriyor. Potasyum, demir, kalsiyum, fosfor, sodyum ve iyot açısından da çok zengin olduğu biliniyor. Bu kadar faydası olan muzun üretimini ve tüketimini hızla artırmak zorundayız. Avrupa ülkeleri Türkiye’nin kişi başına 3-4 katı muz tüketiyor. Ülkemizin muz tüketimi de artacak.” -Üretimin yüzde 70’den fazlası örtü altından- Türkiye’de muz üretiminin örtü altı üretim başlamasıyla hızla geliştiğini bildiren Bayraktar, “1999 yılında 15 bin 995 ton olan örtü altı muz üretimi, 2014 yılında 180 bin 88 tona yükseldi. 2014 yılında, ülkemizde üretilen muzun yüzde 70’den fazlasının yüzde 71,5’inin örtü altında yetiştirildi. Örtü altı üretime geçişle birlikte muzda verim ve üretim artışı sağlandı” dedi. -Konya’da bile muz üretildi- Ülkemizde muz yetiştiriciliğinin Akdeniz Bölgesi’nin Mersin ve Antalya illerinin mikro-klima özelliği gösteren bazı ilçelerinde ekonomik olarak yapıldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Muz, Mersin ilinde yoğun olarak Anamur ve Bozyazı ilçelerinde genellikle örtü altında yetiştirilmektedir. Antalya’da ise Gazipaşa’da yetiştiricilik genellikle açıkta, Alanya’da ise yetiştiricilik açık yanında örtü altında da gerçekleştirilmektedir. Son yıllarda yetiştiricilik alanlarında Mersin’in Erdemli, Antalya’nın Kumluca ve Finike ile İskenderun’un Arsuz ilçesine kadar genişlemeler oldu. Konya’nın Çumra ilçesinde serada az da olsa muz üretilmeye başlandı. Fakat, ülkemizde muzun yüzde 99,8’ini Mersin ve Antalya üretiyor. Mersin, 2014 yılında 182 bin 803 ton, Antalya 66 bin 953 ton muz üretti. Üretimde Mersin’in payı yüzde 72,5’i bulurken, Antalya’nın payı yüzde 26,6’ya yaklaşıyor. Bu iki ilimiz dışında, Hatay’da 2 bin 208 ton, Adana 23 ton, Konya’da 7 ton muz üretiliyor.” -Yapılması gerekenler- Muzda üretimin tüketimi karşılamamasının başlıca sebebinin iklim olduğunu vurgulayan Bayraktar, yapılması gerekenlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Ülkemiz, açıkta muz üretimi için uygun iklim koşullarına sahip değil. Yine de ülkemizin muzda kendine yeter hale gelmesi için, sulama suyuyla ilgili altyapı sorunları çözülmelidir. Üreticilerin korunması amacıyla ithal edilen muza yüzde 145,8 gümrük vergisi önemlidir. Muzdaki en önemli destek olan gümrük vergisi devam etmeli ve vergi oranı düşürülmemelidir. Muz üretilen bölgelerde yaşanan sorunları tespit etme, sorunları çözme konusunda hazırlanacak projelerle üretim maliyetlerini azaltıcı, verim ve kaliteyi arttırıcı çalışmalar yapacak Muz Araştırma İstasyonu açılmalıdır. Sera yapımı teşvik edilmelidir. Araştırma kuruluşları sebze seralarından daha yüksek olan ve farklı bir teknolojiyle kurulması, işletilmesi gereken muz seraları ve sera içi donanımlarla ilgili çalışmalar yapmalıdır. Yerli muzun en önemli sorunlarından biri de raf ömrünün kısalığıdır. Üretim, işleme, paketleme ve pazarlama sırasında karşılaşılan sorunlar nedeniyle yerli muzun meyve kabuğu çatlamakta, kararmakta ve rafta kısa sürede bozulmaktadır. İthal muza karşı bir dezavantaj olan bu durumun giderilebilmesi için yerli muzun raf ömrünün uzatılabilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalı ve uygulanmalıdır. Raf ömrünü uzatmak zorundayız. Sera malzeme ve ekipmanlarından demir, çimento, damlama hortumu, boya, cıvata, plastik örtü ve benzeri malzemelerdeki Katma Değer Vergisi (KDV) inşaat yerine tarım kaleminden alınmalı ve KDV oranı düşürülmelidir. Muzda pazarlamadaki sorunların çözümü konusunda, paketleme ve sarartma tesislerinin kayıt altına alınması ve standardizasyonu, paketlemede kullanılan ambalajların standartlara uygun hale getirilmesi, izlenebilirliğin sağlanması önem taşımaktadır. Yine pazarlama açısından muzda markalaşma önemlidir. Markalaşmaya gitmek zorundayız.”