Meb İstatistikleri Akp İktidarının Eğitimde yarattığı yıkımı ortaya koydu
2018-2019 Örgün Eğitim İstatistikleri, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlandı. Açıklanan verilere göre eğitimde yıllardır acil çözüm bekleyen sorunları bir tarafa bırakan Milli Eğitim Bakanlığı, dini eğitimi yaygınlaştırmış laik, bilimsel, kamusal, çağdaş eğitimden hızla uzaklaşılmıştır.
Yayınlanan istatistikler, siyasi iktidarın, eğitim sistemimizi bir yandan gericileştirme öte yandan da tam bir işletme mantığıyla ticarileştirme ve yerelleştirme çalışmalarını hızla sürdürdüğünü ortaya koymuştur.
Eğitim sistemi sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillendirildi
MEB istatistiklerine göre ülke genelinde, 65 bin 568 okul bulunuyor. 4+4+4 düzenlemesi öncesi 2011-2012 eğitim öğretim yılında 4 bin 664 özel okulda 535 bin 788 öğrenci eğitim görürken, geçtiğimiz yıl 11 bin 694 özel okulda, 1 milyon 351 bin 712 öğrenci eğitim görmüştür. Bu yıl ise 12 bin 809 özel okulda 1 milyon 440 bin 577 öğrenci eğitim gördü.
Özel okulların sayısı, 2011-2012 eğitim öğretim yılına göre üç katı oranında artmıştır. Ortaya çıkan tablo, AKP hükümetinin eğitim sistemini sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda nasıl şekillendirdiğini ve eğitim sistemindeki ayrışmayı gözler önüne sermektedir. MEB’in istatistikleri, özel okulları doğrudan kamu kaynaklarıyla destekleyen AKP’nin eğitimi kamusal bir hizmet olmaktan çıkarma amacını ortaya koymaktadır.
İmam Hatip Okullarındaki Artış Sürmektedir
4+4+4 düzenlemesiyle birlikte imam hatip ortaokullarının yeniden açılması ve birçok genel lisenin imam hatip lisesine dönüştürülmesiyle, imam hatip okullarında inanılmaz bir artış yaşanmıştır.
MEB’in istatistiklerine göre Türkiye genelinde 2012-2013 eğitim öğretim yılında 1.099 olan imam hatip ortaokulu sayısı geçtiğimiz yıl 3.286’ya bu yıl 3.394’e; 708 olan imam hatip lisesi sayısı ise geçtiğimiz yıl 1.605’e, bu yıl 1.624’e çıktı.
İmam hatip lisesi öğrenci sayısı 605 bin 869, imam hatip ortaokulu öğrenci sayısı ise 761 bin 785 oldu. Geçen yıla göre ortaokul ve lise ile birlikte imam hatipli sayısı 1 milyon 350 bin 611’den, 1 milyon 367 bin 654’e yükseldi. Bu sayı AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 71 bin 100’idi.
Yine imam hatip ortaokullarında görev yapan öğretmen sayısı 39 bin 356’dan, 43 bin 112’ye çıkmıştır. Derslik ve öğretmen ihtiyacının had safhaya ulaştığı ülkemizde imam hatiplerin öğretmen kadrosu bakımından avantajlı olması dikkat çekicidir.
Ortaöğretimde öğrenciler açık liseye yönlendiriliyor
AKP hükümeti tarafından 4+4+4 düzenlemesi “zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması” girişimi olarak sunuldu. Oysa MEB’in 2018-2019 istatistikleri ortaöğretim çağındaki çocukların örgün eğitimden koparak açık liseye yönlendiğini ortaya koymuştur. İstatistiklere göre, mesleki açıköğretim lisesi de dahil olmak üzere açıköğretim lisesinde okuyan toplam öğrenci sayısı geçtiğimiz yıl 1.395.621 iken bu yıl 1.564.224’e çıkmıştır. Bu sayı 4+4+4 düzenlemesi öncesi 2011-2012 eğitim öğretim yılında 940 bin 268’di.
Açıköğretim ortaokulunda kayıtlı 189.754 öğrenci sayısını da dikkate aldığımızda, toplam 1.753.978 öğrenci örgün eğitimden kopmuştur.
İstatistiklere göre geçtiğimiz yıl 582 bin 549 kız öğrenci açıköğretim liselerinde okurken bu yıl bu sayı 638.176’ya çıkmıştır. Kız öğrenciler 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte örgün eğitim dışına itilmiştir. Ortaya çıkan tablo zorunlu eğitimin fiilen 4 yıla indirildiğinin göstergesidir.
Çocuk İşçiliğin Önü Açıldı
MEB istatistikleri, son yıllarda sermayenin kalifiye ve ucuz işgücü ihtiyacına bağlı olarak meslek liselerinin sayısında da artış olduğunu ortaya koymuştur. Türkiye genelindeki toplam 12 bin 506 lisenin yaklaşık yarısı yani 4 bin 640’ı mesleki ve teknik lisedir.
Eğitimde 4+4+4 öncesinde, 2011-2012 eğitim öğretim yılında Türkiye’de sadece 45 özel meslek lisesi varken, son yıllarda kamu kaynaklarıyla yapılan doğrudan destek ve teşvikler sonucunda özel meslek lisesi sayısı ise 413’e çıkmıştır.
Bu okullarda okuyan öğrenciler daha öğrencilik yıllarından itibaren düşük ücretle işçi olarak çalıştırılmaktadır. “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” sloganıyla sermayenin resmi kurumlarla düzenlediği kampanyalar, özel meslek lisesi açacak iş adamlarına öğrenci başına teşvik verilmesi bütün bunlar ucuz, nitelikli çocuk işçiler yaratmak içindir.
Okulöncesi Eğitim Gözden Çıkarıldı
Zorunlu ilköğretime başlama yaşının bir yıl erkene alınması, okulöncesi eğitimin zorunlu eğitimin dışına çıkarılması çocuğun gelişim ve eğitimine ilişkin olumsuz sonuçlarını kısa sürede ortaya çıkarmıştır.
2011-2012 eğitim öğretim yılında, 5 yaş grubunda okulöncesi eğitimde okullaşma oranı % 65,69 iken, 2012-2013 eğitim öğretim yılında bu oran % 39,72’ye düşmüştür. 2017-2018 eğitim öğretim yılında 5 yaş grubu çocukların yüzde 66.88’i okul öncesi eğitim almış bu yıl ise çok az bir artışla yüzde 68.30’da kalmıştır. Okulöncesi eğitimde okullaşma oranı, 4+4+4 düzenlemesiyle birlikte gerilemiştir.
Okul öncesi eğitimde, okul öncesi çağdaki öğrencilerin zorla ilkokula kaydedilmesi nedeniyle okul ve öğrenci ve öğretmen sayılarında da azalma meydana gelmiştir. 4+4+4 uygulamasından önce 2011-2012 eğitim öğretim yılında 28.625 olan okul öncesi eğitim veren okul sayısı, 2015-2016 eğitim öğretim yılında 27.793’e düşmüştür. 2018-2019 eğitim öğretim yılında ise çok az bir artışla 31 bin 813 olmuştur.
Okulöncesi Eğitimde Okul, Öğrenci ve Öğretmen Sayıları (Resmi+Özel)
Eğitim Yılı Okul Öğrenci Toplam Öğrenci Kız Öğrenci Erkek Öğretmen
2011/'12 28.625 1.169.556 562.504 607.052 55.883
2012/'13 27.197 1.077.933 515.754 562.179 62.933
2013/'14 26.698 1.059.495 504.301 555.194 63.327
2014/’15 26.972 1.156.661 549.414 607.247 68.038
2015/’16 27.793 1.209.106 575.757 633.349 72.228
2016/’17 28.891 1.315.854 627.337 688.517 76.384
2017/’18 31.246 1.501.088 718.442 782.646 84.257
2018/’19 31.813 1.564.813 749.992 814.821 93.302
Kaynak: Milli Eğitim İstatistikleri, Örgün Eğitim 2018/2019
Okullaşma Oranı Düştü
Eğitimin temel sorunlarından biri olan okullaşma oranlarındaki yetersizlik çözülememiş bir sorun olarak ortada durmaktadır. İstatistiklere göre, ilkokul ve ortaokulda okullaşma oranlarında çok ciddi bir düşüş yaşanmıştır. 2013-2014 eğitim öğretim yılında okullaşma oranı ilkokullarda yüzde 99.57 iken, bu yıl bu oran yüzde 91.92’ye düşmüştür. 2013-2014 eğitim öğretim yılında yüzde 99.61 olarak gerçekleşen kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 92.08’e gerilemiştir.
Geçtiğimiz yıl yüzde 94.47 olan ortaokullarda okullaşma oranı bu yıl 93.28’e düşerken, ortaöğretimde yüzde 84.20 oldu.
Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı Yüksektir
MEB’in istatistikleri, derslik başına düşen öğrenci sayısının geçen yıllara göre az da olsa düşmekle birlikte, özellikle göç alan illerde hala ortalamanın üstünde kalabalık sınıflar bulunduğunu ortaya koymuştur. Resmi okullara baktığımızda, ilkokullarda derslik başına düşen öğrenci sayısı ortalama 22, ortaokullarda 24, liselerde ise 21’dir.
Taşımalı eğitim uygulamasındaki artış sürmektedir
6287 Sayılı Yasa hazırlanırken ileri sürülen en önemli gerekçelerden biri de kesintisiz 8 yıllık eğitim nedeniyle kırsal kesimde pek çok köy okulunun işlevsiz kaldığı, fizikî şartların yetersiz olduğu, yatılı bölge okullarına ya da taşımalı eğitim merkezi olan okullara öğrencilerin taşınması için tahsis edilen servislerin uzun mesafeleri kat ettiği ve öğrencilerin bu yolculukta çektiği eziyetler olarak ileri sürülmüştü.
Ayrıca kırsal bölgelerdeki ailelerin küçük kızlarını bu şartlardaki taşımalı eğitime
vermeleri konusunda ciddi şikâyetleri olduğunu ve bu uygulamanın okullaşma, özellikle
de kız çocuklarının eğitimi adına sorunlara kaynaklık ettiği ifade edilmişti. Oysa 2018-2019 eğitim öğretim yılında taşımalı eğitim artarak devam etmiştir.
2012-2013 eğitim öğretim yılında taşınan öğrenci sayısı 801 bin 708’di. 2013-2014 eğitim öğretim yılında toplam 23 bin 880 okul, 10 bin 551 merkez okula taşınırken taşınan ilkokul ve ortaokul öğrenci sayısı 825 bin 90’a çıkmıştır. 2018-2019 eğitim öğretim yılında ise toplam 42 bin 351 okul, 12 bin 20 merkez okula taşınmaktadır. Taşınan öğrenci sayısı ise 798 bin 14’tür.
SONUÇ
Eğitim sisteminin karşı karşıya kaldığı sorunlar, 4+4+4 eğitim sisteminin uygulamaya konulmasının ardından bugün içinden çıkılamaz hale getirilmiştir.
Bilim insanlarının ve eğitim örgütlerinin uyarıları dikkate alınmadan, yeterli hazırlık ve altyapı çalışmaları yapılmadan uygulamaya geçirilen 4+4+4 düzenlemesi eğitim sistemimizde yıkımın adı olmuştur. Eğitim biliminin en temel ilkelerine aykırı düzenlemelerde ısrarını sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi niteliksizliğe, düzensizliğe ve kaosa sürükleyerek çocuklarımızın geleceği ile oynamaya devam etmektedir.
Ülkenin geleceğini akıl, bilim ve sanatın değil, dogma, hurafe ve inançların belirleyeceği bir toplumsal yapının oluşumuna zemin oluşturacak 4+4+4 düzenlemesi, yetişecek kuşaklara, ülkemize ve ulusumuza daha fazla zarar vermeden kaldırılmalı; zorunlu ve kesintisiz 13 yıllık (1+12) bilimsel, laik ve demokratik bir eğitim yapılması için hızla çalışmalar başlatılmalıdır.
Hatem DENKTAŞ
Eğitim İş Sendikası Malatya Şube Başkanı