Malatya'nın Geleceği Çalındı..
SAADET PARTİSİ MALATYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI OSMAN CEMALİ MARASALI
Uzun yıllar Saadet Partisi’nde aktif rol alarak siyasetin içinde yer almış olan Osman Cemali Marasalı Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday. Marasalı ile gerçekleştirdiğimiz sohbette Malatya’daki yerel yönetiminin geçmişi hakkında konuştuk. Yeni projelerinden bahseden, yerel seçimlerin artık bir değişim dönüşüm süreci olacağını umut eden Marasalı Malatyalı seçmenlerin halka tepeden bakan insanları ayırt etmelerini istediklerini belirterek gerçekleri görerek oy vermelerini umut ettiğini söyledi. Marasalı’nın bu çok özel açıklamalarını siz değerli okurlarımız için haber yaptık.
Öncelikli olarak sizi tanıyalım?
1978'de Malatya'da doğdum. 1998'de İnönü Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun oldum, 2002'de yüksek lisansımı tamamladım. 2011- 2014 arasında Malatya Saadet Partisi'nden İl Genel Meclis üyeliği yaptım. 2011-2012 döneminde Saadet Partisi Malatya İl Başkanı olarak görev yaptım. Evli ve 3 çocuk babasıyım. 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde Saadet Partisi 25. Dönem Milletvekili Adayı oldum. 31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerde Saadet Partisi'nden Malatya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldum.
“Malatya’nın Geleceği Çalındı”
Malatya’daki yerel yönetimler hakkında neler söylemek istersiniz?
Malatya’da yerel yönetimler ellerinde gelen gayretleri gösterdiler. Yerel yönetimlerde Malatya’da 2004 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı başladı. Malatya’da biliyorsunuz Cemal Akın Bey döneminde Malatya doğalgazla tanıştı. Ciddi bir alt yapı yatırımı yapıldı. Her ne kadar bazı şansızlıkları da olsa Malatya’ya bir şeyler yaptı. İkinci dönemde, Ahmet Bey 2009 yılında belediye başkanı oldu. 2009 yılında ve sonrasında Malatya’da alt ve üst yapı yolların açılması noktasında bazı hizmetleri oldu. 2014 yılında Ahmet Çakır Malatya Büyükşehir için belediye başkan adayı gösterildi. Malatya Battalgazi ve Yeşilyurt anakent ilçeler diye ayrıldı. Bunun yanında bir organizasyon olması gerekiyordu ama bu organizasyonu sağlayamadılar. Büyükşehir mantığı normal şehir mantığından farklı olarak çalışması gerekiyordu. Bunu yapamadılar. İlçelerle bağlantılar noktasında aksaklıklar yaşadılar. Hizmetler yapıldı mı yapıldı ama nasıl yapıldı on liralık iş yüz liraya yapıldı. Belediye çok ciddi borçlanmalarla karşı karşıya kaldı. Malatya’nın önümüzdeki yıllar içerisinde en büyük problemi bu borç yükü olacaktır. Yeni dönemde ben de kazansam rakiplerimden biri de kazansa önümüzdeki beş yılın hep aklında bu borcu tutarak geçirecektir. Yani Malatya’nın geleceği çalındı diyebilirim. Hizmetlerin birçoğu israfla sonuçlandı. Mesela kışla caddesinde istasyon caddesine kadar ışıklandırma yapıldı. O ışıklandırmaların altı ay sonrasında yerinde yeller esiyordu. Otopark, kaldırım billboard yapımında ahbap-çavuş ilişkileri ile yapıldı.
Adaylık süreciniz ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Partimdeki arkadaşlar ya da milli görüşe gönül veren insanların ilk teklifleri zaten şahsıma yönelikti. Bana siz adayımız olun dediler. Ben bu işi ateşten bir gömlek olarak görüyorum. Hassas bir insanım. Yaptığım işten başarılı olmak istiyorum. Ondan dolayı da bu iş benim için ağır bir görev. Aday tanıtım toplantısında da söylemiştim. “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu” bu anlayışıyla hareket edersen belediye başkanlığı Malatya’daki 773 bin kişinin sorumluluğunun üstlenmek demektir. Başını aç olarak yastığa koyan herkesin sorumluluğu sizin sırtınızda. İçme suyu şebekesi olmayan her yerin sorumluluğu sizin sırtınızda. Kanalizasyonu olmadığı için hasta olan her çocuğun problemi sizin sırtınızda. Malatya nitelikli göç veren bir şehir pozisyonda. İş bulamadığı için İstanbul’a gidip geçmişini kaybeden her şeyini kayıp eden insanların sorumluluğu sizin sırtınızda. Bu kadar sorumluluğu üstlenmek istemedim ama Hristiyanlarda bir nikâh merasimi var “papaz efendi nikâhı kıyarken bu nikâha itirazı olan varsa ya şimdi konuşsun ya da kıyamete kadar sussun” diyor. Biz bu işi yapabilecek ağabeylerimize ablalarımıza teklifleri sunduk ama çeşitli korkularla çeşitli söylemlerle önce tamam diyenler daha sonra reddetmek zorunda kalınca arkadaşlar özelikle Milliyetçi Hareket Partisi’nde, İyi Parti’den, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir kesiminde, Adalet ve Kalkınma Partisi içerisindeki muhafazakâr mütedeyyin insanlardan bu yönden bir baskı oluştu. Siz Malatya’nın tanınan ailelerindesiniz bu işi yapabilirsiniz diyerek ondan dolayı bu teklifi kabul etmek zorunda kaldım. Söyleyecek sözümüz yapacak işimiz var. Biz 31 Mart’ta kadar konuşacağız. 31 Mart’tan sonra halkımız görev verirse icraatlarımızla devam edeceğiz. Görev vermezse de halkın verdiği karara saygı duyacağız. Onlarla beraber kaderimize razı olacağız.
Malatya genel anlamda baktığınızda hep iktidarda yana oy kullanmış durumda. Siz bu kabuğu kırabilecek misiniz?
Sadece Malatya değil Türkiye’nin genelinde bu yönden bir yapı var. Halkın bir kısmı çeşitli korkularla hareket ederek ya da algı operasyonlarına maruz kalarak manipüle edilerek yönlendiriliyor. Bu geçmişte de böyleydi bugün de böyle. Ben insanların ekonomik olarak davrandığını düşünüyorum. 1969’dan beri söylediğimiz her söz doğru çıktı. 2009 seçimlerinde bir bahane öne sürüyorlardı. Ergenekon’la mücadele ediyoruz elimizi zayıflatmayın. 2014 yılında Mısır’da Mursi’nin başına gelen burada reisin başına gelecek söylemi, 2014’te yine Fetö’cülerle mücadele 17-25 Aralığın rövanşını alalım meselesi, 2015 seçimlerinde devletin bekası meseleleri, PKK’nın güçlenmesi devlet bölünüyor algısı, 2016’da Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bütün dertlerimize derman olacak denildi. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığını muhalifler kazanırsa vatan hainleri kazanırsa devlet parçalanacak, bölünecek insanlar sokağa dökülecek kaygısı artık bu korkutmaların hepsinin seçim döneminde bittiğini gördük. Seçim sonrasında Hollanda, Almanya, Amerika ile de dost olduk. Seçim öncesi eyyy Trump papaz burada gel erkeksen al diyenler seçimden sonra papazı tıpış tıpış göndermek zorunda kaldı. Şimdi Allah akıl vermiş düşünen insanlar bunu görüyorlar. Düşünmeyen insanlarında ne kendisine hayrı var nede bize hayırları dokunur. Ben bu dönem insanların düşüneceğine umut bağlamak istiyorum. Kaybedecek neyim var kaybedecek hiçbir şeyim yok. Kaybederse halk kaybeder.
Ak Parti’den ayrılan belediye başkanları için düşünceleriniz nelerdir?
Eskiden Anavatan Partisi’nde böyle idi. Fakat Ak Parti’den bu çok bariz bir şekilde kendini belli ediyor. İstedikleri şey hizmet değil istedikleri şey itaat. Halkın önünde sadece ön ilikleyen insanlar istemiyorlar. Önce kendilerinin önünde eğilmesini sonrasında halka hizmet ederse etmesini istiyorlar. Yoksa siyasi iradesi olan, düşünebilen ve gerektiği zaman itiraz edip masaya yumruk vuran belediye başkan adayları göstermeleri lazım ama aday kardeşlerimiz hakkında yanlış konuşmak istemiyorum ama gerçek bu. Aday gösterdikleri herkese dikkat edin itiraz edemeyecek insanlar. Seç beni seçeyim seni mantığı ile hareket ediyorlar. Bu bir parti felsefesi haline dönüşmüş. İnsanlar burada çeşitli siyasi ablalarımız abilerimizi hedef tahtasına oturtuyorlar ama bu Ak Parti’nin kurumsal bir geleneğidir. Ak Parti’nin bu kurumsal geleneği de bozulmuyor. Yani burada Öznur Hanıma itiraz ediyoruz Öznur Hanım 2002’den beri Ak Parti’de en tepedeki olan isim. Yani ya Öznur Hanımda problem var ya Ak Parti genel merkezinde yönetimde bir problem var. Ya da bunları göremeyen halkımızda bir problem var. Halk kendisine baksın. Ak Parti ben liberalim diyor ben Öznur Hanımın partisiyim diyor. Halk ısrarla diyor ki yok sen Refah Partisi’nin devamısın adam diyor ki yok ben Refah Partisi’nin devamı değilim. Daha nasıl ifade etsin sizi.
“Halka hizmeti Hakk’a hizmet olarak görüyoruz”
Malatya için projeleriniz hazır mı? Projeleriniz nelerdir?
Malatyalı hemşerilerimize söylediğimiz şey biz kimseye cenneti vaat etmiyoruz. Kimseyi cehenneme gitmekle de korkutmuyoruz. Bizim vaat ettiğimiz şey çok açık. 1 Nisan tarihinden itibaren ‘dürüst bir yönetim ile şeffaf bir şekilde hesap verilebilir bir belediyecilik anlayışı ve halkın kaynaklarını israf etmeden harcama noktasında yetim malına sahip çıkar gibi çıkacak bir anlayışla hareket edeceğiz. Her kuruşun hesabını verecek, her kuruşu israf etmeden yerli yerinde bir harcama titizliğini göstererek kullanacağız. Diğer önemli bir şey ise adil bir yönetim ile harcamaları kontrol edeceğiz. Malatya’nın sıkışıklığını, tek merkezliliğini, çevre yolu altı ve çevre yolu üstü söylemini ortadan kaldıracak, şehrimizde sanayi ile üniversitenin iç içe yaşayabileceği bir oluşumu hazırlayacağız.
Malatya’da tüm Türkiye’de olduğu gibi tarım ve hayvancılık noktasında hem tarım faaliyetleri olarak hem hayvancılık faaliyetleri olarak bitmiş bir durumda. 34 liradan mal ettiğimiz eti 28 liraya Et ve Süt Kurumu’nda kestirmek zorunda kalıyoruz. Yine süt fiyatları aynı şekilde. Üreticilere baktığımızda Doğanşehir Kurucuova’da fasulye ve tütün üreticisi, domates, biber üreticisi, bir başka ilçemiz olan Kale’de kayısı üreticisi çok ciddi sıkıntılar içinde kalmış durumda. Malatya’da milyonlarca kayısı ağacı kesilmek zorunda kaldı. Kayısı üreticisini mağdur etmeyecek, kayısıyı hak ettiği değere kavuşturacak projeler bir türlü gerçekleştirilemedi.
Betonlaşma çok ciddi boyutlarda; 17 yıllık getirim yeşillerin elimizden alınmasına sebep oldu. Yeşil Malatya ismi sadece tabelalarda kaldı. Çarpık kentleşme tarım alanlarını bitirdi ve halk arasında bir gelir adaletsizliğine yol açtı. Bu durum bugünün insanlarına kısa bir ferahlama sağlasa da bu geçici bir durumdur ve ileride çok ciddi sıkıntılarını çekeceğimizi belirtmeliyim. Bu durumdan geriye dönüş mümkün değil. Peki, ne yapacağız. Malatyalı ile el ele vererek, Malatya’daki tüm resmî kurumları da bu işe dâhil ederek Malatya’yı yeşillendirme, Beydağ’ını yeşillendirme çalışmalarına hemen başlayacağız. Tarım alanlarının değerlendirilmesi noktasında önemli çalışmalarımız olacak. Biz çare siyaseti yapıyoruz, çamur siyaseti değil. Halka hizmeti Hakk’a hizmet olarak görüyoruz. Sözde değil özde bir yönetimle gardiyan devlet anlayışı yerine garson devlet anlayışı ile devletin gücünü vatandaşa hizmet yolunda kullanarak hareket edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Buna belediyeler de dâhildir. Biz israfa, yolsuzluğa ne kadar karşı isek israfa da o kadar karşıyız. Yolsuzluk ne kadar çirkinse israf da o kadar çirkindir. Diğerlerinden farklı olarak yönetim anlayışımız halk arasında ayrım yapmadan, emaneti ehline vererek ırk, mezhep, dünya görüşü ayırt etmeden işi ehline vererek, bizden olsun çamurdan olsun anlayışı ile değil, bu işi en iyi kim yapar, en iyi beceriyi kim gösterir düsturuyla hareket edeceğiz. Malatya Büyükşehir’de sadece Yeşilyurt ve Battalgazi gibi büyük ilçeler değil, Akçadağ, Arapgir, Arguvan, Pütürge, Doğanşehir gibi diğer ilçelerimize de adil bir yönetim tarzıyla yaklaşarak, kaynakları israf etmeden, halkın sırtına borçlanmadan, tek kuruşu bile israf etmeden hizmet yapacağız. Yakında bütün projelerimizi Malatyalı hemşerilerimizle paylaşacağız.
Malatyalı Hemşerilerinize iletmek istediğiniz mesajınız var mı?
Halka tepeden bakan insanları artık ayırt etmelerini istiyoruz. Sizinle iç içe olmayan sizin yaşam zorluklarınızı bilmeyenlere siz de sandıkta cevap verin. Ak Parti yönetiminde bir tane asgari ücretle geçinen kimseyi bulamazsınız. Hepsi elit kesimden oluşuyor. Halkın içerisinden gelen bir ekip değil. Biz yapmacık tevazu göstermiyoruz. Biz samimiyiz halktan birisiyiz. Halkımızın sağduyulu olmasını algı operasyonlarına maruz bırakıldığının farkında olmasını düşünmesini istiyoruz. Halkımız Malatya Büyükşehir ya da ilçeleri bir işletme mantığı ile görecek olursa kendisinin işletmesi olsaydı Malatya Büyükşehir’i kime teslim ederdi. Bunu düşünsün. Eğer bana teslim edeceklerse bana oy versinler. Yok, rakiplerime teslim edeceklerse götürsün oylarını onlara versinler. Sonuçlarına hepimiz katlanacağız. Malatya 10 senesini kaybetti. Ben 15 senesini daha kaybetmesini istemem. Ama halkımız biz 15 seneyi de kaybedelim derse de buna saygı gösteririm. Bu konuda da itiraz etmem. Milli iradeye saygılıyım. Uyarırım uyarı görevimi yaparım. Gerisi takdir Allah’ındır. Umut ediyorum halkımız bu kez gerçekleri görerek oy kullanacaktır.
Haber &Foto Erdal ÖZTÜRK