• Haberler
  • Malatya
  • Malatya Turgut Özal Üniversitesinde 'Yeşil Kampüs Yolculuğunda Sıfır Atık' Konferansları Düzenlendi

Malatya Turgut Özal Üniversitesinde 'Yeşil Kampüs Yolculuğunda Sıfır Atık' Konferansları Düzenlendi

Malatya Turgut Özal Üniversitesinde 'Yeşil Kampüs Yolculuğunda Sıfır Atık' Konferansları Düzenlendi

Ülkemizde bir yandan döngüsel ekonomiye dayalı bir kaynak ve atık yönetimi, sürdürülebilir üretim ve tüketim alışkanlıkları ile kaynakların verimli kullanımını desteklenirken diğer yandan  israftan kaçınma, atığın önlenmesi, yeniden kullanımı ve geri dönüşümünün teşvik edilmesi ile  sosyal dayanışmanın geliştirilmesi gayeleri ile 2017 yılında hayata geçirilen 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’ndeMalatya Turgut Özal Üniversitesi Sıfır Atık Yönetimi Koordinatörlüğü tarafından “Yeşil Kampüs Yolculuğunda Sıfır Atık Konferansları” düzenlendi. 
Konferansa Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Orhan Gündüz ve  Prof. Dr. İlhan Erdem, Genel Sekreter Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, Malatya Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü Çevre Mühendisi Suzan Akıncı, Malatya Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü Kimyager Şakir Toksoy, çok sayıda idari ve akademik personel ile öğrenciler katıldı. 
Konferansta konuşmalarını gerçekleştiren Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz “Üniversitelerin temel misyonları araştırma geliştirme faaliyetleri ileeğitim öğretim hizmetleri olarak görülmektedir.  Gelinen süreçte çok daha fazla sayıda misyonu üstlenmiş olduğumuzu ve bunun bir zorunluluk olarak bize yüklendiğini görüyoruz. Bunlardan uluslararasılaşma gibi ya da topluma katkı gibi bazı yeni görevlerimiz var. Bu görevler içerisindebugün idrak ettiğimizkonuyu kapsayan topluma faydalı çalışmalar yapmak da yer alıyor. Dünyada üniversiteleri sıralayan, derecelendiren kuruluşların temel aldığı kriterlerden bazıları da çevrecilik faktörüdür. Örneğin, GreenMetric diye bir sistem var. Dünyadaki üniversiteleri yeşil üniversite bakımından   derecelendiren bir sistem bu. Dolayısıyla üniversiteler artık daha çevreci ya da çevreye duyarlı birimler kurmak yolunda adımlar atmak zorundalar.  Yeni bir üniversite olmamıza rağmen biz de bu görevi üzerimize aldık, bununla ilgili çalışmalar yapmaya başladık. İlk yaptığımız işlerden biri de sıfır atık koordinatörlüğünü kurmak oldu. Koordinatörlüğümüzün hemen kurulur kurulmaz ilk faaliyeti de bu konferans olmuş olacak bundan sonra da buna benzer etkinlikler ve faaliyetleri icra etmiş olacağız. Tabii temel misyonumuz bu olmakla birlikte öğrencilerimizin de çevreye duyarlı veya çevre bilinci yüksek bireyler olarak yetiştirilmesi yine bizim temel ilkelerimizdenbiridir.  Öğrencilere bu bilinci yerleştirirken üniversitenin de kurum olarak kendisine düşen payı, çevreci bir kurum olmayı, çevreye duyarlı bir kurum olmayı kendisine ilke edinmesi gerekmektedir. Bu amaçla birçok birimimizde çevre ile ilgili derslerin müfredata girmesine veya farklı programlar yapılmasına çalışacağız.” ifadelerine yer verdi.
Malatya Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği Müdürlüğü Çevre Mühendisi Suzan Akıncı ise konuşmalarında, “Biz çöpleri ne kadar uzağa atarsak atalım ne yazık ki kaybolmuyor. Plastik atıkların 5 bin yıl boyunca yok olmadığı belirtiliyor. Sıfır atık yönetmeliği yayınlandıktan sonra ofislerde, idari binalarda, masaların altında yer alan çöp kutularının olmaması; elimizde bir kâğıt olduğunda koridorlarımızda bulunan kumbaralara bu kâğıtları atıyoruz. Bu şekilde ayrıştırmaya katkı sağlıyoruz. Plastik atıklara değinecek olursak doğada en fazla kirlenmeye neden olan atıklardır. Bin ile 5 bin sene doğada kaybolmuyor. 1 ton plastiğin geri kazanılması ile 16,3 varil petrolden tasarruf edilir.” ifadelerine yer verdi. 
Suzan Akıncı, “Bitkisel atık yağlar su yüzeyini kaplayarak havadan suya oksijen transferini önler, balıklar ve diğer canlıların ölümüne, kanalizasyon sisteminin tıkanmasına, arıtma tesislerinin bakım onarım ve işletme maliyetlerinin artmasına, içme suyu ve yeraltı sularının kirlenmesine yol açar. Ayrıca 1 litre atık yağ 1 milyon litre suyu kirletir. Bitkisel atık yağların kontrolü bitkisel atık yağlar yönetmeliği hükümlerine göre yönetilirler. Bitkisel atık yağlar toplama noktalarında biriktirilerek bakanlığımızca lisanslandırılmış geri kazanım tesislerine gönderilmelidir. Bitkisel atık yağ geri kazanım tesislerinde toplanan bitkisel atık yağlardan biyodizel elde edilir. Aynı durum atık piller içinde geçerlidir. Oluşabilecek atık piller için atık pil toplama noktaları oluşturulmalı ve toplanan atık piller bakanlığımızca yetkilendirilmiş kuruluşa gönderilmelidir. Sıfır atık projesi gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye, yaşanılabilir bir dünya bırakmak amacıyla bakanlığımızca 2017 yılında sıfır atık projesi başlatılmıştır.” diyerek konuşmalarına son verdi. 
Malatya Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü Kimyager Şakir Toksoy “Sıfır Atık ve Geri Dönüşüm Konferansı” isimli sunumlarını gerçekleştirdi. Sayın Şakir Toksoy sunumlarında, çevre kirliliği, atık ve atık türleri, tehlikeli ve tehlikesiz olan atık grupları, ofislerde atık kâğıt ya da plastik oluşumu gibi çevre kirliliklerini önlemek amacıyla neler yapılabileceğine dair içeriklere yer verdi. Şakir Toksoy, kâğıt ve plastik atık türleri başta olmak üzere, kompozit, tekstil, biyobozunur, bitkisel atıklar, atık piller, tıbbi atıklar, elektrik ve elektronik ürünler başta olmak üzere birçok atık türünden bahsetti. 
Şakir Toksoy, “İşe yaramaz hale gelen kullanım süresi dolmuş yaşadığımız ortamdan uzaklaştırılması gereken maddelere atık diyoruz. Evsel atıkların yaklaşık %90'ı geri dönüşebilecek maddelerden oluşuyor. Atıkların %52'si organik, %20'si plastik, %10'u kâğıt, %4'ü cam, metal ve diğerlerinden oluşuyor. Neden sıfır atık? Niçin bu kadar önemli? Türkiye nüfus ve ekonomik olarak gelişen ve büyüyen bir ülkedir. Ekonomik büyüme ve nüfus artışı ile oluşan atık miktarları da hızlıca artmaktadır. Bu hızlı artışı kontrol altına almak adına 25 yılda dünyada ciddi bir farkındalık oluşturma çabası başlamıştır. Dünyada 1900 yılına göre bugün kişi başına enerji tüketimi 3 katına, hammadde kullanımı 2 katına, Dünya nüfusu ise 5 katına çıkmıştır. Nüfus arttıkça tüketim ve sanayileşme artmakta, kaynaklar azalmaktadır. Dünya yalnızca bizim değil gelecek nesillerin de yaşam alanı. Sıfır atık israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, oluşan atık miktarının azaltılmasını, etkin toplama sisteminin kurulmasını ve atıkların geri dönüştürülmesini kapsayan atık önleme yaklaşımı olarak tanımlanan bir hedeftir.” ifadelerine yer verdi. 
Gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye, yaşanılabilir bir dünya bırakmak amacıyla Bakanlığımızca 2017 yılında Sıfır Atık Projesi’nin başlatıldığını belirten Şakir Toksoy bu projenin atık oluşumunun önlenmesi/azaltılması, yeniden kullanıma öncelik verilmesi, oluşan atıkların kaynağında ayrı biriktirilerek toplanması, geri dönüşüm ve/veya geri kazanımın sağlanması, bertarafa gönderilecek atık miktarının azaltılması, çevre ve insan sağlığının ve tüm kaynakların korunmasıhedeflerine ulaşmayı amaçladığının altını çizdi. Şakir Toksoy, Sıfır Atık Sistemi’nin kurumlarda nasıl kullanılması ve kurulması gerektiğine dair bilgiler ile sunumuna son verdi. 
Yeşil Kampüs Yolculuğunda Sıfır Atık Konferansları, katılımcılara çiçek takdim edilmesi ile sona erdi. 


 

Bakmadan Geçme