Malatya'da İlk Radyo
Atilla Kantarcının kaleminden
1956 yılında Malatya merkez (Kernek) doğumluyum. İlkokulu Gazi ilkokulunda, Ortaokulu Fırat Kolleji nde,Liseyi Atatürk lisesi nde bitirdim.Makine mühendisliği tahsili için Ankara'ya gitti ... A.K-Makine mühendisi..2012 yılında bir tür kanser rahatsızlığı geçirince emekli oldu. Şu anda emekliyim. Malatya'nın arşivi durumunda olan Kantarcı, Malatya'da ilk radyo adlı yazısını kendisinden de izin alarak sizlerle paylaşıyoruz...
MALATYA’DA İLK RADYO
Burası Şehit Kemal Özalper Erkek Sanat Enstitüsü Eğitim Radyosu, kısa dalga 43 metre 7025 kilosaykıl. Bu günkü yayınımıza başlıyoruz.
Hatırladınız değil mi?
Büyük bir ihtimalle bu anonsu hatırlayıp geçmişe bir yolculuk yaptınız.
Evet, kısaca Malatya radyosu dediğimiz ve rahmetli Dilaver Uyanık’ın fedakar çalışmaları sonucu yayın hayatına başlayan bir deneme radyomuzdan bahsediyorum.
Radyoyu kuran Dilaver Uyanık, o dönem Malatya’sının kültür ve sanat dünyasına damgasını vuran en önemli şahsiyetlerden biriydi. Kurduğu tiyatro topluluğuyla çeşitli oyunlar sergilemiş, en son İstanbul sineması salonunda oynadığı, Shakespeare’in Kral Lear adlı eseriyle Malatya’nın gönlünde taht kurmuştu.
Dilaver Uyanık’ın radyo ile ilgilendiği günlerde, henüz 14-15 yaşlarında, tüm hayali radyoculuk olan Orhan isminde bir genç, Dilaver Uyanık’tan radyoda kendine yardım etmesi yani çıraklık yapması için izin ister. Dilaver Uyanık, babasının dükkanına çok yakın bir yerde, yani mücellinin başında şu anki Nostalji tarihi Malatya evinin bitişiğinde oturmaktadır. Yani bir nevi komşu sayılırlar. Dilaver Uyanık, bu hevesli genci kıramaz, teklifi kabul eder ve genç Orhan radyoda çıraklığa başlar.
Siler, süpürür, plakları dizer ve işi öğrenmek için tüm dikkatini verir. Bir gün dizilmiş plakların içinden en sevdiği parça olan “Zennube” adlı plağı en alttan en üste getirir. Yani Zennube açılış parçası olarak en başta çalınacaktır. Zennube ile yayın başlayınca, Dilaver Uyanık çok sinirlenir. Sırayı sen mi değiştirdin diye kızar. Oğlum der: “Önce ağır parçalar çalınır, sona doğru hızlı parçalar. Kapanış parçası ile biz açılış yaptık”.
Bir süre sonra Dilaver Uyanık tiyatro çalışmaları için Erzurum'a gider ve radyonun anahtarını bu genç alır ve yayınlara devam eder. Yayınların bir özelliği vardır, o günkü yasaya göre reklam yapmak ve açılış ve kapanış anonslarından başka anons yapmak yasaktır.
Yaptığı yayınlardan sonra kamu oyu bu şarkıları hamamda dolduruyor diye bir şayia çıkarır. Çünkü şarkılar oldukça ekolu bir şekilde yayınlanmaktadır. Olsa olsa bu eko hamamda olur diye düşünülmektedir. Halbuki bu eko, Orhan’ın yeni aldığı teypten kaynaklanmaktadır.
6 aylık bir yayın hayatından sonra bir gün okul müdürü çağırıp, sinirli bir şekilde radyonun anahtarını teslim etmesini ister. Buna niçin gerek duydunuz, Suçum ne diye sorduğunda, ahlaksız yayın yapmışsın cevabını alır. Nasıl olur efendim, anons bile yapmıyorum nasıl ahlaksız yayın yapabilirim deyince, “Ateşe benzerdin küle dönmüşsün - elden ele gezen güle dönmüşsün şarkısını çalmışsın. Sen bu şarkıda kadını o...pu etmişsin!
Aradan yıllar geçer, radyo kurma hayali hiç kaybolmamıştır. Türkiye’de yeni yeni özel radyolar kurulmaya başlamıştır.
5813 sayılı telsiz kanunu gereğince radyo yayını TRT kurumu dışında yasaktı. Kamu adına buna müdahale etmesi gereken makam valiliklerdi. Dönemin Valisi Saffet Arıkan Bedük, zararlı yayınlar yapılabilir endişesiyle radyo yayınlarına hiç sıcak bakmamaktaydı. Bu genç müteşebbisimiz bütün bu olumsuzluğa rağmen büyük bir cesaretle, İstanbul’dan stüdyo malzemeleri alır. Malzemeler 225 bin lira tutar, oysa kendinin 25 bin lirası vardır. Yani 200 bin lira borçla Malatya’ya dönmüştür. Bu borcu nasıl ödeyeceksin diyenlere, reklam alacağım ve borcumu bu şekilde ödeyeceğim deyince insanlar kahkahalarla gülmüşlerdir.
Ve tarihler 28 Kasım 1992 tarihini gösterdiğinde, Turan Emeksiz caddesinde bir binanın, çatısı sürekli akan en üst katında, cihazların üzeri sürekli naylonlarla kapatılarak korunabilen derme çatma bir mekanda yayın yayın hayatına başlar. Bu derme çatma binanın vali bey yönünden bir handikapı da DEV-GENÇ gibi bazı derneklerin bu binada bulunmasıdır. Bu konuda devreye giren, dönemin Ticaret Odası Başkanı Abdurrahman Yavuz vali beyin bina ile ilgili şikayetleri üzerine ben kefilim vali bey demiştir. Daha sonra vali beyin bir serzenişine “Sayın valim ben binaya kefil olmadım. Ben radyo yayınlarına ve sahibine kefil oldum” diyerek radyoya sahip çıkmıştır.
Borçlar ne oldu, Vali bey ne yaptı diye merak ediyorsunuz değil mi?
Üç aylık reklam geliriyle tüm borçlar ödenmiştir.
Vali Saffet Arıkan Bedük, yayınların zararsızlığına inanmış olacak ki, zorluk çıkarmamıştır.
Bir yıl içinde Malatya’da yayın yapan radyo sayısı 30 a ulaşmıştır.
Bu ilk kurulan radyo “Radyo Malatya”
Bu radyoyu kuran müteşebbis ise “Orhan Çekin” dir.
Ve .... Sen misin radyoyu kuran, Orhan Çekin hakkında telsiz kanununa muhalefetten dava açılmış dava 4 yıl sürmüştür. Sonuçta 30 radyo yayında iken bir tek Orhan Çekin'in yargılanmasına hakimin de gönlü razı olmadığından vicdanlı hakim "Beraatine" karar vermiştir.
Mahkeme, davalar sadece bununla sınırlı kalmamış, radyo yayınılarında seçim yasaklarını ihlal ettiği için hakkında yine dava açılmıştır. Doğru Yol Partisi milletvekili aday adayı Öznur Çalık seçimlerin yaklaştığı bir zamanda radyoda konuşmak ister. "23.000 tane delegem var hepsine ulaşmam mümkün değil, radyodan hitap etmek gerek diye ricada bulunur.
Orhan Çekin de:
-"Seçim yasakları başladı, konuşmanıza çok dikkat edin de yasakları ihlal etmiş olmayalım diyerek talebe peki der.
Ne var ki canlı yayın heyecanı ile Öznur Çalık siyasi bişeyler anlatır. Ve macera başlar.
Adet yerini bulsun diye ifadeye çağırılırlar!
Adet yerini bulsun diye dava açılır!
Adet yerini bulsun diye konuşma bantı mahkeme kanalı ile TRT ye gönderilir!
Adet yerini bulsun diye, seçim yasakları ihlal edilmiştir diye bilirkişi raporu gelir.
Adet yerini bulsun diye hakim karşısına çıkarlar ve yargılanma safhası başlar...
Adet yerini bulsun diye 2 yıl Öznur Çalık ile birlikte yargılanırlar
ve 6 şar ay hapis cezası alırlar.
Mahkeme sonucu, hükmün açıklanması ertelenir ve belli bir süre içerisinde bir daha suç işlememek kaydıyla berat ederler...
Bu yaşanmış anılardan sonra, radyo evlerimize nasıl girdi, hemen kabullenebildik mi acaba?
Sizlere bu konuyla ilgili yaşanmış bir olay anlatayım;
Radyo meraklısı bir dostumun başından geçen bir olay;
Radyo meraklısı dostumun dedesi aşırı dindar ve hökümlü (sözünü geçiren) bir kişilikti. Evde ne zaman radyo mevzusu açılsa, dede “Gavur icadı, günahtır” deyip kestirip atıyordu.
Fakat dostum kolay pes edecek biri değildi. Nevtron marka bir radyo bulup, toprak hattını çekip, anteni de çatıya kurunca iş radyoyu çalıştırmaya gelmişti. Radyo biraz hışırtılı da olsa çalışmıştı.
İş radyoyu dededen gizlemeye gelmişti.
Radyoyu evdeki takaya (eski evlerde duvarlarda bulunan küçük oyuk) koyup, önüne de bir dantel örtü çekince radyo dedenin gözünden saklanmış oldu.
Evde, dedeye radyoyu benimsetmek için çeşitli fikirler üretildi.
O yıllarda Cuma sabahları saat altıda radyoda kuran okunur ve Türkçe açıklaması yapılırdı.
O cuma günü, saat altıda radyo açıldı ve insanın gönül telini titreten muhteşem bir kuran tilaveti tüm evi kapladı. Dede şaşırmıştı. Bismillah, Bismillah diyerek yataktan doğrulup, sağına soluna bakarak kuran okuyan hocayı aramaya başladı.
Tabi ki dedeye durum ve bu sesin radyodan geldiği izah edildi. Ve radyo bu şekilde bu eve girdiği gibi bir çok eve de girdi.
Dostumun dediğine göre, televizyon geldiği zaman da aynı problem yaşanmış ve yine aynı metotla sorun çözülmüş ve dede televizyonla tanışmıştı.
Eve televizyonun geldiği ilk gün ailece seyrederken, dedenin sesi tüm evi çınlatır;
“Ula...elin herüflerinin garşısına başı açığh çığhmaya utanmıy mısınız? Gedin çabik başını örtün”...!
Bir süre sonra televizyon arızalanınca dedesi bir an evvel tamir ettirmesi için başının etini yemişti...!
Selam olsun Malatya’mın ilklere imza atan Orhan Çekin gibi güzel insanlarına...
-------
Orhan Çekin Malatyada bir çok ilke imza atmıştır.
ilk cb, (Halk bandı telsizle şehirler hatta ülkeler arası görüşmeleri başlatma)
ilk videoyu Malatya'ya getirme ve izlettirme,
ilk tv yayınını alarak Malatya'lıya TV yayını gösterme,
ilk tv yayını (basit bir kamera ile, yükselticiden bozma verici ile) yapma
ilk TRT 1 yayınını Malatya'ya yansıtma -
İlk uydu (çanak anteni getirme ve kurma)
İlk star, kanal 6, Show yayınlarının kurduğu vericilerle Malatyadan izlenmesini sağlama.
Kenan Bey, Zanaat okulundaki ilk radyoyla ilgili benimle iletişime geçebilirseniz çok sevinirim, bende de radyodan kalma TK teyp var, adresim: [email protected]
Zanaat okuluna ilk radyoyu kuranların hepsi rahmetli oldu. Öncelikle mekanları cennet olsun. Radyo evini ilk kuranlar Dilaver uyanık,Orhan apaydın,.Mehmet yumrutepe ve babam Yunus Gök , yayında kullanılan TK,340 teyp ve bantlar halen hatıra olarak sakladık ve dinliyoruz.