Malatya Baro Avukatları Suç Duyurusunda Bulundu
Malatya Barosu Yönetim kurulu üyesi tarafından suç duyurusunda bulunuldu
Kahramanmaraş merkezli depremde aĝır hasar gören Malatya'da kamu görevlileri, Belediye Başkanları ve imar komisyonu başkanları hakkında Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölmesine sebebiyet verme, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, bilinçli taksirle yaralama, zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik , imar kirliliğine neden olma, irtikap iddiasıyla bir kısım Malatya Barosu Yönetim kurulu üyesi tarafından suç duyurusunda bulunuldu.
Kahramanmaraş İli Pazarcık İlçesi merkezli 7.7 büyüklüğünde ve Elbistan İlçesi Merkezli 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Meydana gelen depremler sonucunda, resmi makamlar tarafından açıklanan son veriler itibariyle Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde toplam 45 bin 089 kişi hayatını kaybederken 115 bin kişi yaralandı. Malatya’da da 3.899 bina yıkılırken 23 bin 968 ağır hasarlı, 2 bin 247 orta hasarlı binanın tespit edildiği ve acil yıkılacak bina sayısının ise 372 olduğu açıklandı. Yine 1 300’e yakın vatandaş ise hayatını kaybetti. Ağır yıkım sonrası özellikler Bostanbaşı gibi bölgelerde imar kararları tartışma konusu olurken bir kısım Malatya Barosu Yönetim kurulu üyesi tarafından suç duyurusunda bulunuldu.
Avukat Halis Öztürk, Avukat Osman Akyol, Avukat Çetin Özcan, Avukat Deniz Sezgin, Avukat Ruşen Doğan tarafından Malatya Eski Valisi Aydın Baruş, Malatya Valisi Hulusi Şahin, Malatya Belediyesi eski başkanı Hüseyin Cemal Akın, Malatya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Ahmet Çakır, Yeşilyurt Belediyesi ve Malatya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Hacı Uğur Polat, Battalgazi Belediyesi eski başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Yeşilyurt ve Battalgazi Belediye Başkanları Mehmet Çınar ve Osman Güder, Malatya Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Ali Laloğlu, Yeşilyurt Bostanbaşı Belediyesi Eski Başkanı Yahya Akın ve Malatya Büyükşehir Belediyesi, Battalgazi Belediyesi ve Yeşilyurt Belediyesinde görev yapan tüm İmar ve Şehircilik Komisyon Başkanları hakkında Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölmesine sebebiyet verme, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, bilinçli taksirle yaralama, zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik , imar kirliliğine neden olma, irtikap iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu.
Suç duyurusuyla ilgili olarak: “24/01/2020 tarihinde Elazığ ve Malatya İllerinde meydana gelen depremler sonrasında, Malatya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından, müdürlük bünyesinde görevli mühendisler vasıtasıyla Malatya İli genelinde hasar tespit çalışmaları yürütülmüş ve pek çok yapı ve bina orta ve ağır hasarlı olarak tespit edilmiştir. 24/01/2020 tarihinde meydana gelen deprem sonucunda Malatya İlinde orta ve ağır hasarlı olarak tespiti yapılan binalar ile ilgili olarak; Malatya Valiliği, Malatya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Malatya Büyükşehir Belediyesi, Battalgazi Belediyesi ve Yeşilyurt Belediyesi Başkanlıkları tarafından yerine getirilmesi gereken yasal yükümlülükler yerine getirilmemiş ve ne yazık ki ülkemizde 06/02/2023 tarihinde meydana gelen depremler sonucunda, 2020 yılında meydana gelen depremde orta ve ağır hasarlı olarak tespiti yapılan yapı ve binaların neredeyse tamamı tamamen yıkılmış ve kullanılamaz hale gelmiştir. 06/02/2023 tarihinde meydana gelen depremler sonucunda Malatya İlinde yaklaşık 1.500 kişinin vefat ettiği görülmektedir. Bilindiği üzere, deprem sonucunda ağır hasarlı olarak tespiti yapılan yapılara ilişkin tespitin ve yıkım kararının kesinleşmesiyle birlikte yıkım kararı icra edilmektedir. Yine orta hasarlı olarak tespiti yapılan yapı ve binalarla ilgili olarak da hak sahiplerine hasarlı yapının güçlendirilmesi için 1 yıllık süre verilmekte ve bir yıllık sürenin sonunda kanunda öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde orta hasarlı yapı ve binalar ağır hasarlı olarak kabul edilmekte ve bu doğrultuda yıkım kararı alınarak icra edilmektedir. Bu noktada özetle ifade etmek gerekirse; 2020 yılında Malatya İlinde etkili olan deprem sonrasında ilgili kamu kurumları tarafından kanunen yerine getirilmesi gereken yükümlülükler hiçbir şekilde yerine getirilmemiş ve en nihayetinde kamu görevinin yerine getirilmemesi suretiyle, Malatya İlinin atanmış ve seçilmiş idarecilerinin elbirliğiyle, birbirini silsile halinde takip eden uzun süreli ihmal ve kusurları sebebiyle Malatya İli yapı ve binalar yönünden enkaza, Malatya'da yaşayan vatandaşlarımız yönünden ise toplu bir mezara dönüşmüş bulunmaktadır. 2020 yılında meydana gelen deprem sonrasında orta ve ağır hasarlı olarak tespiti yapılan yapı ve binalarla ilgili kanuni yükümlülükler yerine getirilmiş olsaydı, 06/02/2023 tarihinde meydana gelen depremde böyle bir netice meydana gelmeyecekti. Nitekim, 2020 yılında meydana gelen deprem sonrasında Elazığ İlinde ağır ve orta hasarlı olarak tespit edilen binalardan 1.000'e yakın bina yıkılmış ve 06/02/2023 tarihli Elbistan merkezli depremde (13:24) Elazığ İlinde yalnızca bir bina yıkılmış ve yanızca 2 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
Görüldüğü üzere; 2020 yılında meydana gelen depremde Elazığ ve Malatya İlleri aynı şekilde hasar görmüş olmasına rağmen, iki il idarecilerinin hasarlı yapılara ilişkin yaklaşımları ile bu yapılar hakkında yapılan işlemler arasındaki farklılık, 06/02/2023 tarihli depremler sonucunda meydana gelen neticeden kesin bir şekilde anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; 2020 yılında meydana gelen deprem sonucunda Malatya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından orta ve ağır hasarlı olarak tespiti yapılan bina ve yapılara ilişkin tüm kayıtların Malatya Valiliği'nden ve ilgili belediye başkanlıklarından celbi ile orta ve ağır hasarlı olarak tespiti yapılan tüm yapı ve binalar ile ilgili olarak ilgili idarelerce yapılan bütün işlemleri gösteren bilgi ve belgelerin istenerek incelenmesi sonucunda, kamu görevlilerinin yapmakla yükümlü olduğu işlemleri yapmadıkları, denetim yükümlülüklerini yerine getirmedikleri ve ilgili belediye başkanlıklarının da orta ve ağır hasarlı olarak tespiti yapılan yapı ve binaların kullanılmasının önlenmesine ve akabinde yıkılmasına yönelik işlemler hususunda görevlerini yerine getirmemek suretiyle yıktırılması kanunen zorunlu olan her bir yapı ve bina yönünden bu tarihler itibariyle kamu görevi yürüten şüphelilerin görevi kötüye kullanma suçunu zincirleme şekilde işlediklerinin, ayrıca söz konusu orta ve ağır hasarlı binalara ilişkin kanuni yükümlülüklerin idarece yerine getirilmemesinin kanunen emredilen bir görev ve zorunluluk olduğu, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesinde ihmali davranışların bulunması sebebiyle, 06/02/2023 tarihli depremler sonucunda bu binaların büyük çoğunluğunun tamamen yıkıldığı ve pek çok vatandaşımızın da enkaz altında kalarak hayatlarını kaybetmelerine neden olunduğu gözetilerek; bu yapıların çökmesi sonucunda ölen her bir vatandaşımız yönünden de bu tarihler itibariyle kamu görevi yürüten şüphelilerin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 83. Maddesinde düzenlenen kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunundan sorumlu olduklarının kabulü gerekmektedir. Yukarıda izah edilen hususlar dışında, 06/02/2023 yılında meydana gelen depremler sonucunda Malatya ilinde en çok hasarın Yeşilyurt İlçesi Fahri Kayahan, Karakavak ve Bostanbaşı bölgelerinde meydana geldiği, bu bölgelerde yer alan binaların genel olarak yakın tarihlerde inşa edildiği ve 12-15 kat arasında olduğu, söz konusu yapıların yakın tarihlerde inşa edilen yeni binalar olmasına rağmen -ağır hasarlı olmasında yapı müteahhitlerinden kaynaklı kusurların olup olmadığından ayrı olarak- bu şekilde büyük bir hasarın oluşmasındaki temel sebebin bahse konu bölgelerin tarım arazisi olmasından kaynaklandığı, söz konusu bölgelerin yoğun şekilde alüvyonel zemine sahip olduğu ve geçmişte tarım arazisi olarak yoğun şekilde kullanıldığının Malatya İlinde yaşayan herkes tarafından açıkça bilinen bir husus olduğu, söz konusu bölgelerin imar uygulamaları sonucunda geçmişten günümüze kadar sistematik bir şekilde ve zaman içerisinde kat sınırlamaları da artırılmak suretiyle 15 kata kadar imara açıldığı dikkate alındığında; Yeşilyurt İlçesi Fahri Kayahan, Karakavak ve Bostanbaşı bölgelerinin zemin yapısının bu şekilde bir imar uygulamasına bilimsel açıdan mutlak şekilde aykırı olması karşısında hangi saik ve gerekçelerde bu şekilde imar çalışmalarının yapıldığının titizlikle soruşturulması gerekmektedir. Özellikle ve önemle belirmek gerekir ki; Yeşilyurt İlçesi Fahri Kayahan, Karakavak ve Bostanbaşı bölgelerinde ayrı ayrı olmak üzere hangi belediye başkanı döneminde ilk olarak imar çalışmalarının yapıldığı ve imar izinlerinin verildiği, bahse konu bölgelerde imar durumu değişikliklerinin yapıldığı dönemlerde ve sonrasında mevcut belediye başkanlarının arazi/arsa mülkiyetlerinin bulunup bulunmadığı, tek başına, paylı mülkiyet şeklinde yahut elbirliği mülkiyetiyle malik oldukları taşınmazlarda kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu edilen taşınmazların bulunup bulunmadığı ve bu yerlerde hangi yıllarda hangi yapıların yapıldığı hususlarının tespiti açısından, şüpheli belediye başkanlarının söz konusu yerlerde aktif ve pasif tüm taşınmaz mülkiyetlerini gösterir tapu kayıtlarının ilgili tapu müdürlüklerinden celbi ile buna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin soruşturma dosyasına eklenmesi gerekmektedir. Malatya ilinde yaşayan tüm vatandaşların da açıkça bildiği üzere; Yeşilyurt İlçesi Fahri Kayahan, Karakavak ve Bostanbaşı bölgelerinin tarım arazisi olmasına rağmen siyasi ve ekonomik rant saikiyle yüksek katlı imara ve yapılaşmaya açıldığı, meydana gelen depremde, yakın tarihte inşa edilen yeni binaların çöktüğü ve bir çoğunun ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldiği, dolayısıyla bahse konu yerlerde ağır hasarlı olarak tespit edilen binaların depremden dolayı değil, tam aksine siyasi ve ekonomik rant sebebiyle bu hale geldiği kesin olarak anlaşılmaktadır.
Kaldı ki; 2020 yılında meydana gelen depremden sonra Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından Bostanbaşı Mahallesinde deprem konutlarının inşa edildiği, TOKİ tarafından Bostanbaşı Mahallesinde inşa edilen tüm binaların 4 katlı olarak inşa edildiği ve 06/02/2023 tarihinde meydana gelen depremlerde TOKİ tarafından Bostanbaşı Mahallesinde inşa edilen hiçbir binanın yıkılmadığı ve ağır hasar almadığı dikkate alındığında, Yeşilyurt İlçesi Fahri Kayahan, Karakavak ve Bostanbaşı bölgelerinde meydana gelen ağır hasarın asıl sebebinin depremden değil, siyasi ve ekonomik ranttan kaynaklandığı açıkça ortadadır. Özetle ifade etmek gerekirse; geçmişten günümüze kadar Malatya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı, Battalgazi Belediyesi Başkanlığı ve Yeşilyurt Belediyesi Başkanlığı yapan şüphelilerin geçmişten sistematik şekilde süregelen ekonomik ve siyasi rant temelli, açıkça kanun dışı imar uygulamaları neticesinde, Malatya İli kocaman bir enkaz yığınına ve toplu mezara dönüşmüş, telafisi mümkün olmayan can ve mal kayıplarına sebebiyet verilmiştir. Malatya İlinin atanmış ve seçilmiş yöneticilerinin görev yaptıkları süreler itibariyle, şehre ve şehirde yaşayan insanlara ihanet ederek, fikir ve eylem birliği içerisinde ve geçmişten süre gelen kanun dışı uygulamalar neticesinde insanların can ve mal güvenliklerinin hiçe sayıldığı ve ihlal edildiği, telafisi mümkün olmayan can ve mal kayıplarına neden oldukları, siyasi ve ekonomik rant temelli imar uygulamaları neticesinde kendileri ve üçüncü şahıslar yararına menfaat temin ettikleri, inşaat yapı izni verilmesi için talepte bulunan inşaat firmalarının ve gerçek kişi müteahhitlerin belediyeye bağış yapmaya cebredildikleri, bu uygulamanın irtikap suçuna yol açtığının kesin olduğu, ilgili belediye başkanlıklarının banka hesap hareketlerinin tetkikinden bu hususun anlaşılabileceği, açıklanan nedenlerle; yukarıda kimlik bilgileri yazılı şüpheli belediye başkanları yönünden, görev yaptıkları tarihler esas alınmak suretiyle müsnet suçlardan ayrı ayrı soruşturma yapılması zorunluluk arz etmektedir. Sonuç olarak; Malatya Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ve Malatya Barosuna kayıtlı olarak serbest avukatlık yapan avukatlar olarak müşteki sıfatıyla, yukarıda kimlik bilgileri yazılı tüm şüpheliler yönünden soruşturma açılmasını ve şüpheliler hakkında iddianame tanzim edilmesini talep etme zarureti hasıl olmuştur” denildi
KAYNAK: malatyatekhaber