Lozan Barış Antlaşması Bağımsızlığımızın Ve Egemenliğimizin Güvencesidir
Bağımsızlığımızın, egemenliğimizin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığının belgesi olan Lozan Antlaşması'nın 97. Yıldönümünü, Cumhuriyetimizin bütünlüğünü, ulusumuzun birliğini koruma kararlılığıyla kutluyoruz.
Bağımsızlığımızın, egemenliğimizin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığının belgesi olan Lozan Antlaşması’nın 97. Yıldönümünü, Cumhuriyetimizin bütünlüğünü, ulusumuzun birliğini koruma kararlılığıyla kutluyoruz.
Ulusumuz, “Ya İstiklâl, Ya Ölüm” parolasıyla yürütülen Kurtuluş Savaşı’yla, yurdunu parçalamak isteyenlere en güzel yanıtı vermiştir. Atatürk’ün önderliğinde kazanılan bağımsızlık savaşının ardından imzalanan Lozan Barış Antlaşması, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütün olan Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, ekonomik ve siyasal bağımsızlığını uluslararası düzeyde tartışmasız biçimde kabul ettirmiştir. Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu belgeleri arasında yer almaktadır.
İsmet İnönü Lozan’da emperyalist güçlere karşı büyük direnç sergilemiş ve tarihimiz açısından önemli bir diplomatik zafer kazanarak ezilen mazlum uluslara cesaret, güven ve umut aşılamıştır. Anadolu'nun parçalanmasını öngören Sevr Antlaşması'nı geçersiz kılan Lozan Barış Antlaşması, Atatürk'ün tanımıyla, “Türk ulusu aleyhine, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın çöküşünü bildirir bir belgedir.”
Lozan Barış Antlaşması, geçmişte emperyalist devletlerin Ortadoğu ve Asya’ya ilişkin planlarını nasıl bozmuşsa, günümüzde de bağımsız ve laik bir Türkiye Cumhuriyeti, varlığıyla bölgeye yönelik emperyalist planlara engel oluşturmaktadır. Bu nedenle, Sevr'i hortlatmak isteyenler, Lozan'ın kazanımlarını yok etmek istemektedir.
Bugün özellikle AKP iktidarı döneminde, 97 yıl önce elde edilen Lozan Antlaşması'nın kazanımlarına sahip çıkılmamakta, Lozan müzakereleri sırasında yapılan baskı ve dayatmalarının benzerlerine direnç gösterilmemektedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz yıllarda, “1920'de bize Sevr'i gösterdiler. 1923'te Lozan'a razı ettiler.
Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı” sözlerini sarfetmesi de bu davranışı destekler niteliktedir.
Ülkemizde sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarındaki karşı devrim politikalarını uygulayan AKP’ye ve emperyalist güçlere Lozan Barış Antlaşması’nın ilkelerine, değerlerine sahip çıkarak karşı koymalıyız. Unutulmamalıdır ki; çok zor koşullar ve olanaksızlıklar içindeyken kazandığımız özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi, bugün ülkemiz üzerinde oynanan oyunların bize boyun eğdiremeyeceğinin en önemli kanıtıdır.
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini, ülke sınırlarımızı, ulusal bütünlüğümüzü savunmadaki en güçlü tarihsel dayanağımız ve mirasımız olmaya devam edecektir. Türkiye, yeri geldiğinde tek bir yumruk haline gelip, Lozan'daki dik duruşun ruhunu hep muhafaza ettiğini gösterecektir.
Eğitim-İş olarak başta Büyük Önderimiz Atatürk olmak üzere, Lozan görüşmelerini yürüten büyük devlet adamı İsmet İnönü ile emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarını saygıyla anıyoruz.
Hatem DENKTAŞ
Eğitim İş Malatya Şube Başkanı