Laf söz geçiremedim bu deli gönlüme. Düşünmeyeceğim diyorum! Düşünmeyeceğim. Söz veriyorum kendime, sonra bir madde bağımlısının kendine eşsiz ve haklı bahaneler bulması gibi kendime eşsiz ve haklı ve bahaneler buluyorum.
Kimi zaman sana kızmaktır bahanem, kızmayı beceremeyeceğimi bildiğim halde. Kimi zaman seni haklı görmektir bahanem, haklı görmeyeceğimi bildiğim halde. Kimi zaman kendime kızmaktır yapamadığım pişmanlıklarım için ve sonuç kendimi yine seni düşünürken buluyorum.
Ne serin derelerden geçirdim, ne soğuk iklimlerde gezdirdim ne kalın karların içine attım da soğutamadım bu deli gönlümü. Lakin hep senin sıcaklığını özledi, bir kedinin sıcakta mayışması gibi, düşüncelerinde mayıştı bu deli gönlüm.
Bu gün hiç düşünmedim deyip seviniyorum. Sonra daha gün öğlen olmadan, sayısız kez düşündüğümü hatırlıyorum. Düşünmeyeceğim diyorum! Düşünmeyeceğim. Akşam güneşi batmaya başlayıp gün geceye evirildiğinde, karanlıktan oluşan bir hüzün nehri akıp içimi doldurur, hasret sancı sancı gelir ateş koru gibi içime çöker ve yakar.
Ben hasretinle demlenirken, geceleri sıcak çay sohbetlerimizi delice düşünürken, senin kimle çay sohbetlerinde olduğunun düşüncesi düşüncelerimi emer, bir sivrisinek sürüsünün gelip kanımı emdiği gibi. Tedirgin eder beni, sarsar beni, evirir beni ve başka bir adam olmaya iter.
Bir alık gibi başka bir adam olduğumu sanıp düşünmeyeceğim derim! Düşünmeyeceğim. Ama olmaz kimi zaman birini arkadan sana benzetirim, kimi zaman, anıların kokusu burnumun dibinde olur, kimi zaman birinin saçlarını benzetirim sana, sonunda bakarım yine çok düşünmüşüm, hesabını yapamayacağım kadar çok düşünmüşüm.
Laf söz geçiremedim kendime, her insanda seni aramak, her sohbette sohbetini özlemek, her kokuda kokunu aramak, her anıda seni aramak, her rüyada seni beklemek, senin olmadığın rüyaları rüyadan saymamak, benim aşamadığım, istememe rağmen başaramadığım bir duygu oldu. Laf söz geçirmedim bu deli gönlüme.
Mirza TAZEGÜL