Keskin: Trafik sorunu sadece kazalar ile sınırlandırılacak bir sorun değildir
Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin, Trafik Güvenliği Haftası nedeniyle yayınladığı mesajında, trafik sorununun çözümü için, sorunun sadece sürücü ve yaya eğitimi ile değil, imar ve şehir planlarının da çok önemli bi
Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin, Trafik Güvenliği Haftası nedeniyle yayınladığı mesajında, trafik sorununun çözümü için, sorunun sadece sürücü ve yaya eğitimi ile değil, imar ve şehir planlarının da çok önemli bir etken olduğunu bildirdi. Keskin, şehiriçinde yaşanan trafik sorunun vatandaşlar için bir trafik kazası kadar önemli bir sorun ve sıkıntı durumuna geldiğini kaydetti. Malatya Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı da olan MESOB Başkanı Şevket Keskin, Trafik Haftası nedeniyle bir mesaj yayınladı. Keskin, “Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de en önemli sorunların başında trafik gelmektedir. Artan nüfus yoğunluğu, plansız uygulamalar ve eğitim yetersizliği ile sürücü ve motorlu araç sayısındaki hızlı artış, trafik sorununu her geçen gün arttırmaktadır. Trafik sorunu sadece bireysel ve sorumlu kurumların çabası ve uygulaması ile değil, toplumsal olarak çözülecek bir sorundur. Trafik sorununun çözümü için sürücü ve yaya eğitimi değil, imar ve şehir planları da çok önemli bir etkendir. Günümüz şartlarında trafik sorunu sadece kazalar ve kazaların olmaması için alınacak önlemlerin ele alındığı bir sorun değil, geniş boyutlarda ele alınması ve genel olarak mühendislik hizmetleri ile değerlendirilmesi gereken bir sorundur. Bugün trafikte kazalar kadar, trafiğin işleyemediği düzensiz yollar, caddeler ve sokaklar, araçların park edilemediği alanların sıkıntısı en az trafik kazaları kadar önemli bir sorun haline gelmiştir. Bugün imar uygulamaları ve şehir planlarında trafik konusu işlenmediği ve hesaplanmadığı sürece trafik sorunu çözülmeyecektir ve trafik sorunu kentler için en az bir içmesuyu kadar önemli sorunların ana başlıklarından birisi olmaya devam edecektir. Şöyleki; Belediyeler, imar uygulamalarında mutlaka trafik yoğunluğunu ve trafik akışını göz önündü bulundurmalı. 200 metrekarelik arsalara 5 katlı imar izni verilirken, 50 dairelik sitelere imar izni verilirken, en az o apartmanda yada sitedeki daire sayısı kadar araç park yeri zorunluluk haline getirilmeli. Yeni cadde ve sokaklar imara açılırken, o sakak ve caddenin en az 40-50 yıl sonrasında işleyecek trafik akışı ve araç park ihtiyacı da göz önünde bulundurulmalıdır. Bugün şehiriçinde yaşanılan trafik sorunu 50 yıl önce yapılan imar planlarının bir sonucudur, ama gelecek 50 yıl bu sorunun yaşanmaması için bugünden alt yapılar oluşturulmalı. Bugün şehirlerimizde trafik sorunu önemli bir sıkıntı iken, ülkemizde halen bir trafik mühendisliği dalında eğitim olmaması dikkat çeken bir noktadır. Belediyelere trafik düzenlemeleri konusunda çok önemli yetki ve görevler verilmesine karşın, ne yazık ki, belediyelerde trafik konusunda uzmanlaşmış, bu konuda eğitim almış görevli sayısı yok denecek kadar azdır. Her yıl tekrarladığımız önerimizi bu yılda dile getiriyoruz; Trafik Meslek Lisesi, Trafik Meslek Yüksekokulu ve Trafik Mühendisliği Fakültelerinin açılması gereklidir ve şart olmuştur. Türkiye’de trafik konusu mutlaka mühendislik dalıyla ele alınmalıdır. Çağdaş ve uygar bir trafik kültürünün ülke genelinde yaygınlaştırılması için eğitim alt yapısı çok önemlidir .” İfadelerini kaydetti. Keskin, yollardaki kazaların, hızlı giden araçların gizli radar uygulamaları, idari para cezalarının yükseltilmesi ile değil önlenemeyeceğini bildirerek; “Kural tanımayan sürücüler için en caydırıcı denetim, yerinde ve zamanında yapılan denetim ve uyarıdır. MOBESE veya gizlenmiş radar ile hız yapan sürücünün arkasından ceza kesmek, o hız yapan sürücünün gidip ya kaza yapmasına veya başka sürücülere zarar vermesine fırsat vermektir. Bu nedenle hız yapan ve kurallara uymayan sürücüler mutlaka durdurularak uyarı yapılıp, öyle cezası kesilmelidir. Denetimler masa başında değil, sahada yapılmalıdır. Trafikte saygı, sevgi ve sabırlı olmayı asla unutmamalıyız. Eğer sürücülerimiz trafikte birbirlerine karşı sevgi ve saygı kurulları içerisinde hareket edip, sabırlı bir şekilde araç kullanırlarsa kazalar büyük ölçüde azalacaktır. Sürücülerimiz mutlaka bu 3S’yi dikkat etmeli. Sürücüler korna ve klaksiyon sesleri ile egzoz emisyon ölçümü konusunda mutlaka kurallara uymalıdır. Sürücülerimiz korna ve klakson sesleri ve havalı tabir edilen yüksek sesli kornalarla vatandaşlarımızı rahatsız edecek gürültü kirliliğinden uzak durmalıdır. Sürücülerimiz özellikle egzoz emisyon ölçümlerini kurallarına göre yaptırmalıdır” dedi.