Kapıdaki Depreme Dikkat..!
SERKAN İÇELLİ Maden Tek.ve Yer Bilimleri Uzm.
DAFZ kuzeye doğru hareket eden Arap Plakası ile batıya doğru hareket eden Anadolu Bloğu arasında, ortalama 30km genişlikte, 435km uzunluğunda KD-gidişli sol yanal doğrultu atımlı bir transform sınırdır.
DAFZ’nin farklısegmentlerisırasıyla 1114, 1513, 1789, 1866, 1872, 1874, 1875, 1893, 1905 ve 1971 yıllarında yüzey faylanması oluşturmuş büyük depremler yaşandı. Bölgede 1949 yılında meydana gelen ve 450 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği M = 6.7 büyüklüğünden daha büyük deprem günümüze kadar meydana gelmemiştir.
Bölgedeki sismik aktivitenin yoğunlaştığı göz önüne alınarak dikkatli bir şekilde takip edilmelidir.
DAFZsegmentlerinin farklı kayma hızları, deprem yinelenme aralıklarında farklılıklara yol açmıştır..Segmentlerindeprem yinelenmearalıkları 300 – 600 yılarasında değişmektedir. Geniş bir zon içerisinde farklı uzunluklarda fay parçalarından oluşan Karlıova çoklu fay sistemi -Bingöl gibisegmentlerden bazıları, birbirine yakın zamanlarda hasar yapıcı depremler üretmiştir. 135 km uzunluktaki Palu-Sincik ve 145 km uzunluktaki Türkoğlu-Antakya gibi uzun segmentler ise bazen tek bir deprem tarafından yırtılmış, bazen de 50-100 yıl gibi kısa zaman aralıklarında iki deprem tarafından atım yapmışlardır. Gölbaşı-Türkoğlu segmenti 500 yıldır büyük bir deprem üretmeyen sismik boşluktu ve 6 şubatta Ölüdeniz Kırığının tetiklemesi sonucuçoklu seri yırtılma ile bu enerji deşarj oldu.
Bu yırtılma sonucu bir ya da 2segment yakınlarda artçı şokların ve yakın kırık segmenterinde transfer sonucu gerilmiş/tetiklemiş atımların, yer ayarlamalarının 1.0/6.8 Mw değerlere kadar deprem üretebileceğini göz ardı etmemeliyiz.Özellikle Adana.Antakya,Kahramanmaraş,Adıyaman,Malatya ve Gaziantep de yaşayan vatandaşlarımızın bu hususta dikkatli olması gerekmekdir. Ayrıca Palu-Bingöl arasında kalan kesimi ise başka bir sismik boşluk olarak varsayabiliriz.Doğuda Varto ve Karlıova fay zonları,güneyde Bitlis Zagros kenet kuşağı ve Lice segmenti,kuzeyde Yedisu sismik boşluğu ve ılıca fayları ,yani KAFZ ve DAFZ düzlemleri arasında kalan ortalama 20000 km kare alanda yaklaşık 200 yılda oluşacak gerilim 9 saatte birikmiştir.
6 şubat depremlerinin kuzey güney yönlü coulomb gerilim transferi hesaplarımıza göre ortama 2 bar gibi bir transfer yaptığı görünmektedir. Bu gerilim transferinin 6. Mwüzeri deprem üretmesi sonucu, deprem odağının 150 km Ø alanda ağır hasar meydana getireceği kesindir. Yukarıda belirttiğim fay ve segmentlerin bulunduğu il sınırları içinde yaşayan vatandaşlarımızın tedbirli olmasında fayda vardır.
Türkiye’de seferberlik başlatılması gereklidir. Deprem zararlarını azaltmanın ve depreme hazır olmanın en önemli unsuru yapıların depreme hazır olmasıdır. Katil kolonların kurbanı olmamak için İl ve İlçelerde kesik kolon avına çıkılıp tespitler yapılmalı ve acil önlem alınmadır.
Mevcut yapıların, yapı bazında tek tek deprem dayanımlarının belirlenmesi, bir deprem öncesi hazırlık için gerekir; yani bunun amacı deprem öncesi hazırlıktır. Deprem olduktan sonra yüzde kaçının yıkılacağını bilmenin, somut önlem alınmadığı sürece bir anlamı yoktur.
Yani ;
“şu büyüklükte bir depremde, sonuç olarak gaziemir’in şu mahallesindeki, şu adadaki bu yapı, böyle bir hasar görebilir” diyebilmemiz gerekiyor ki; bir sonuca varabilelim. Oradaki, o yapıda belirlediğimiz hasar riski, eğer kabul edilebilir bir risk seviyesinin üzerinde ise, o yapıya müdahale edebiliriz. Amaç, hasar riskinin kabul edilebilir seviyeye indirilebilmesidir. Eğer yapının hasar görme riski çok yüksekse riskinin azaltılması mümkün değilse, en kolay yöntem bu yapıyı imha etmektir. Birçok yapı, aslında depreme dayanıklı hale getirilmeye değecek ekonomik değerde de değildir. Bunu da kabul etmemiz lazım; ama terk edip de gidemeyiz; çünkü böyle bir yapı stoku içerisinde yaşıyoruz.
Paramızda yok ki evi terk edip yeni daha güvenli bir yere taşınalım. Sevgili övgün hocamın dediği gibi DEPREM FAKİRLERİ ÖLDÜRÜR.
Okul ve işyerlerinde eğitim seferberliği başlatılmalıdır. Kentsel alanlarda hasar görebilirliği azaltmak için alınması gereken önlemler hakkında halka yönelik etkin bilgilendirme ve eğitim programları uygulanmalıdır. Ailenizle sık sık tatbikat yapın kimin yaşam üçgenlerini belirleyin, depremgece gerçekleşirse elektrik kesintisi olacaktır ve kiminnerede olduğunu bilmeniz çok önemlidir. Umarız olmaz ama bu durumun bir avantajı daha şudur; bina yıkıldığında aile fertlerinin yerini yerini bilmeniz kurtarma çalışmalarında çok önemli faktördür., işyerinizde tatbikatların yapılması için baskıda bulunun çünkü deprem sadece gece ve siz evdeyken değil, işte, yolda ,sinemada vesaire her zaman olabilir.
Devletin bu tatbikatlarımicro ölçekte muhtarlık ve belediye yardımı ile uygulaması daha faydalıolacaktır.
Deprem nedeniyle ülkemizde yaşanan acıların tekrarlanmaması için bulunduğumuz coğrafya itibariyle karşı karşıya kaldığımız doğa ve teknoloji kaynaklı afet risklerine karşı farkındalık ve tatbikat çalışmaları sıklıkla yapılmalıdır. Kurtarma tatbikatı değil, deprem öncesi, anı ve sonrası tatbikatlarına okul, iş yeri ve mahalle bazlı mikro bölgelendirmeler ile halk’ın sürekli farkındalıklı ve duyarlı halde kalması sağlanmalıdır.
Unutmayın! Deprem unutulunca öldürür…
SERKAN İÇELLİ
Maden Tek.ve Yer Bilimleri Uzm.