Kamu Yönetimi ve Kalkınma Kongresi

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Dünya Ekonomik Forumu iş birliğiyle 4. Sanayi Devrimi Merkezi'ni Türkiye'ye kazandırdıklarını belirterek,

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Kamu Yönetimi ve Kalkınma Kongresi

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Dünya Ekonomik Forumu iş birliğiyle 4. Sanayi Devrimi Merkezi'ni Türkiye'ye kazandırdıklarını belirterek, “Ülkemizi biyoteknoloji, kuantum hesaplama, hızlandırıcılar ve yeni nesil nükleer reaktörler gibi çığır açıcı kritik teknolojilerde öncü ülkelerden biri yapmak istiyoruz.” dedi.

 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Teşvik ve desteklerimizden 1,7 milyon iş yerimiz ve 11 milyon sigortalı çalışanımız yararlanıyor. 2002'den bu yana uyguladığımız teşvik ve desteklerle istihdamı desteklemek için 216 milyar lira kaynak kullandık.” diye konuştu.

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) ile OSTİM Teknik Üniversitesi’nin düzenlediği Kamu Yönetimi ve Kalkınma Kongresi’ne video konferans yöntemiyle katıldı. Kalkınma politikalarının uygulanmasının, Bakanlığının en temel görev alanlarından birisi olduğunu belirten Bakan Varank, konuşmasında şunları kaydetti:

 

KRİTİK ROL: Türkiye’nin topyekun kalkınmasında; kamu, özel sektör ve akademinin birlikte hareket etmesi çok kritik bir rol oynuyor. İçinde yaşadığınız toplumun; eğitimi, kültürü, gelişmişlik seviyesi, iş yapma biçimi ister istemez davranış kalıplarınızı belirler. Bir noktadan sonra aslında paranın geçer akçe olmadığını anlamaya başlarsınız. Dolayısıyla, kalkınma kavramı sadece ekonomik yönüyle değil; sosyolojik, kültürel, hatta ve hatta psikolojik alanları da içine alan bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmalı.

 

AYNI ÇATI ALTINDA: Sürdürülebilir kalkınma hedefleri; kapsayıcı ekonomik büyümeden, hukukun üstünlüğüne, bilgi toplumundan çevrenin korunmasına kadar pek çok alanı aynı çatı altında birleştiriyor. Bu geniş perspektif, beraberinde kalkınma paydaşlarının çeşitliliğini de getiriyor. Kamu kurumları kadar; özel sektör, üniversiteler ve STK’lar da kalkınma çabasının temel paydaşları konumunda. Paydaşları doğru yönlendirme görevi ise, elbette kamu otoritesinin sorumluluğu altında. İstikrarlı, şeffaf ve sonuç-odaklı bir kamu yönetimi anlayışı, kalkınma süreçlerini de hızlandırır.

 

SANAYİ VE TEKNOLOJİ POLİTİKALARI: Türkiye emsalleriyle karşılaştırıldığında önemli avantajlara sahip. Bu avantajları maksimum ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürmek için, iddialı bir kalkınma vizyonuyla hareket ediyoruz. Bakanlık olarak Milli Teknoloji Hamlesini odağımıza aldık. Kısa ve orta vadede uygulayacağımız sanayi ve teknoloji politikalarımız çok net. Bir taraftan sanayimizdeki kabiliyet setini geliştirirken, diğer taraftan ara malı ithalatı açısından yapısal kırılganlığımızı minimuma indirmeye odaklanıyoruz.

 

KALICI DÖNÜŞÜM: Ülkemizin ihtiyaç duyduğu kritik ürünlerin, yerli imkânlarla üretilmesini sağlayacak fikirden ürüne kadar uçtan uca bir destek mekanizması olan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programını hayata geçirdik. Makine sektörü çağrılarımızı tamamladık. Önümüzdeki günlerde, diğer öncelikli sektörlerde çağrılar açarak, üretimde katma değer öncülüğünde kalıcı bir dönüşümün temellerini atacağız.

 

ÇIĞIR AÇICI KRİTİK TEKNOLOJİLER: Dünya Ekonomik Forumu ile iş birliği halinde 4. Sanayi Devrimi Merkezini ülkemize kazandırdık. Ülkemizi biyoteknoloji, kuantum hesaplama, hızlandırıcılar ve yeni nesil nükleer reaktörler gibi çığır açıcı kritik teknolojilerde öncü ülkelerden biri yapmak istiyoruz.

 

TERSİNE BEYİN GÖÇÜ: Kalkınmada insan kaynağının ve girişimciliğin üstlendiği dönüştürücü rolün fazlasıyla farkındayız. Bu noktada, tersine beyin göçünü teşvik eden politikalar uyguluyor, gençlerdeki teknoloji geliştirme farkındalığını erken yaşlarda ortaya çıkarmayı teşvik ediyor ve sanayide doktoralı istihdamını destekliyoruz.

 

15,7 MİLYAR LİRALIK YATIRIM HACMİ: Kalkınma ajansları ve bölge kalkınma idareleriyle, şehirlerimizin kabiliyetlerini açığa çıkarıyoruz. Kalkınma ajansları bugüne kadar 22 bin projeye cari fiyatlarla 9,2 milyar lira mali destek sağlayıp, 15,7 milyar liralık yatırım hacmi oluşturdu. Bu projeler, bulundukları ilin altyapısını, tedarikçi profilini, insan kaynağını ve hepsinden önemlisi ekonomik gücünü bir üst seviyeye taşıdı.

 

“SOSYAL KALKINMA”

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kalkınmanın uzun yıllar boyunca somut ve maddi anlamda büyümeyle yani ekonomik kalkınmayla özdeşleştirildiğini belirterek, ancak ekonomik kalkınmanın tek başına yeterli olmadığı ve tek başına bir hedef olmaması gerektiğinin zaman içinde anlaşıldığını söyledi. Ekonomik kalkınmanın ancak sosyal kalkınmayla mümkün olabileceğini dile getiren Selçuk, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın İnsani Gelişme Endeksi'nin de bu anlayışla ortaya çıktığını vurguladı.

 

“VATANDAŞA HİZMET ODAKLI ANLAYIŞ”

Kamu idaresinin tüm kademesinde vatandaşa hizmet odaklı bir anlayışı etkin kıldıklarını ifade eden Selçuk, “Stratejik yönetim ve stratejik planlama anlayışını getirdik. Her kamu kurumu ve kuruluşunun sunduğu her hizmet için hizmet standartlarını tanımladık. 2002'de 2,5 milyon kamu personeli mevcut iken, bugün 4 milyon kamu personeliyle vatandaşımıza hizmet sunuyoruz. Sadece niceliksel olarak değil, niteliksel olarak da kamu personel sistemimizi geliştirmeyi hedefledik.” ifadelerini kullandı.

 

“TEŞVİK VE DESTEKLER”

Kamu yönetiminin ekonomik kalkınmaya vereceği en büyük desteğin ekonomik büyümeyi ve istihdamı artıracak teşvik ve destekleri sunmak ve programlar yürütmek olduğunu vurgulayan Selçuk, “Biz de istihdamı arttırmak üzere SGK olarak halen 19 ayrı teşvik ve destek programını yürütüyoruz. Teşvik ve desteklerimizden 1,7 milyon iş yerimiz ve 11 milyon sigortalı çalışanımız yararlanıyor. 2002'den bu yana uyguladığımız teşvik ve desteklerle istihdamı desteklemek için 216 milyar lira kaynak kullandık.” dedi.

 

“VERİ YÖNETİMİ”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz, kalkınmanın bir veri yönetimi meselesi haline geldiği yeni bir çağın içinde bulunulduğunu söyledi. Gelecek dönemde şirketlerin her tür ihtiyaca kişiye özel cevaplar üreteceğini söyleyen Yavuz, “Böyle bir dönüşüm için verinin derlenmesi, işlenmesi, korunması, kullanılmasıyla ilgili düzenlemeler de son derece önemli olacak. Bundan böyle sadece kalkınma politikası değil sanayi politikası da artık bir veri yönetimi hadisesi halini alacak.” dedi.

 

“DÜNYAYLA REKABET”

OSTİM Organize Sanayi Bölgesi ve OSTİM Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Aydın, firmaların dünyayla rekabet etmek için tek başlarına yaptıkları çalışma ve çabaların yeterli olmadığını belirterek, “Bunun için tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi üniversitelerimizin, meslek yüksek okullarımızın, araştırma merkezlerimizin bizimle hareket etmesi kaçınılmaz oluyor. Bunu yapabildiğimiz zaman bir kademe daha çabalarımızı bir araya getirme imkanımız oluyor.” şeklinde konuştu.

 

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, çalışma hayatında iş birliğinin önemine işaret ederek, güçlü kamu görevlisi hedefine ulaşılmasının Türkiye’nin kalkınması için son derece önemli olduğunu kaydetti.

Bakmadan Geçme