Kadını, Çocuğu ve Aileyi Korumak Bizim Asli Görevimizdir
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Jandarma Genel Komutanlığı Eşref Bitlis Toplantı Salonu'nda düzenlenen Aile İçi Şiddet ve Çocuk Suçlarıyla Mücadele Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Jandarma Genel Komutanlığı Eşref Bitlis Toplantı Salonu'nda düzenlenen Aile İçi Şiddet ve Çocuk Suçlarıyla Mücadele Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada,
Allah'ın insanı iki farklı cinsiyette yarattığını ancak hak kavramı temelinde birini birine üstün tutmadığını, birinin yaşama hakkını birinden fazla görmediğini belirtti.
Anadolu medeniyetinin hem kendi kültür birikimiyle hem de inancıyla insanı ve özellikle aileyi de doğru anladığını ifade eden Sn. Soylu, Toplum, kadını ailenin direği olarak konumlandırmıştır ve bu yapıdan bir sonuç elde etmiştir. Elde ettiği sonuç, dünyanın bu en zor coğrafyasında binlerce yıldır ayakta kalabilmek, 2 bin 200 yıllık devlet geleneğine sahip olabilmek, vicdanın ve merhametin son kalesi olarak ayakta kalabilmektir.
Bakanımız Sn. Süleyman Soylu, göç yönetiminin, terörle mücadelenin, İdlib, Afganistan ve Arakan'da insaniyet namına yapılanların temelinde aile ve kadını merkeze alan toplum yapılarının olduğunu vurguladı.
PKK, Aileyi Hedef Alıyor
Bugün bir yandan ailenin hedef alındığını, bir yandan da ailenin temelindeki kadının örselenmeye, ailenin içinden çıkarılmaya veya yalnızlaştırılmaya çalışıldığına dikkati çekti.
Benzer şekilde terör örgütü PKK da, aileyi hedef alıyor. Özellikle kadınlar üzerinden yürüttüğü propagandasıyla, bizatihi kültürel terörizm yoluyla kendine eleman teminini kolaylaştıracak şekilde birbirinden kopuk, aile bağları zayıf, gelenekleri ve inançları olmayan, bir toplumu hedefliyor. İşte bu sebeple hem PKK hem diğer mahfiller, bu aziz milletin temel gücünü oluşturan aile ve onun temelindeki kadına yönelik yalnızlaştırıcı bir hayat anlayışının savunuculuğunu yapmaktadır. Aile içi ve kadına yönelik şiddet meselesi son yıllarda dikkatle takip ettiğimiz, tedbir aldığımız, saha araştırmaları yaptığımız ve sıfır rakamına ulaşmak için neredeyse her gün bir adım attığımız önemli bir konudur.
Elektronik Kelepçe
Kadına yönelik şiddeti önleme konusunda mesafe almak için ilgili bakanlıklar ve kurumlarla bir araya geliniyor Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planları oluşturuluyor.
Bakanımız; Buradaki tüm görevlerimizi yerine getirdik, bazılarının süreçleri de devam ediyor. Somut tedbirler aldık. 1000 elektronik kelepçeyi takip edecek bir izleme merkezi hazırlıyoruz. Ocak ayında 1000 elektronik kelepçe kapasiteli izleme merkezini yürürlüğe koyacağız. Elektronik kelepçeye çok kıymet veriyorum. Elektronik kelepçenin, izleme mekanizmasıyla en önemli önleyici unsur olduğunu düşünüyorum.
Kadın Destek Uygulaması (KADES) ile ve önleyici tedbirlerle birçok kadının şiddete maruz kalmasını ve ailelerin travma yaşamasını engelliyor.
Hedefimiz Kadına Şiddeti Sıfıra İndirmek
Şu ana kadar KADES'e 52 bin 709 ihbar geldi. Demek ki işlevselliği var. Görevli arkadaşlarımız bunların hepsine koştu. Bu hafta 628 bin olan KADES uygulaması indirme sayısı 828 bin 377 oldu. Hedefimiz bu yıl sonu itibarıyla 1 milyondu. Demek ki yapabiliyoruz. Bütün jandarma mensuplarımıza bir hedef veriyorum. Bugünden itibaren 3 gün içinde her kadın mensubumuz 10 adet uygulama indirtecek. Bunu el birliği ile yapacağız.
2015 yılında 81 il merkezinde kurulan Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirliklerini ilçe düzeyinde genişledi, 81 olan sayıyı 1086'ya çıkarıldı.
Önleyici Tedbir Kararlarında %70 Artış Yaşandı
Geçen yılın ilk 10 ayına göre aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarında bu yıl önemli bir artış görüldü. Bazıları bunu farklı yorumluyor ancak meselenin temelinde ihbar imkanların artışı dolayısıyla insanların şikayet yapabilmesi yatmaktadır. Türkiye'nin her tarafına yayıldık. Geçen yılın 10 aylık dönemine göre bu yılın 10 aylık döneminde, alınan tedbir karar sayılarında, ihbarlar sebebiyle %46'lık bir artış yaşandı. Şiddeti uygulayan şüpheliye dönük olarak alınan önleyici tedbir kararlarında geçen yılın 10 ayına göre %70 oranında artış yaşandı. Geçen yılın ilk 10 ay 20 günlük periyodunda kadın cinayetlerinde can kaybı 308 idi. Bu yıl ise sayı %24 azalışla 234 oldu. Biz neyi kafaya takarsak netice alırız. Terörde ve uyuşturucu ile mücadelede netice aldık, almaya devam ediyoruz.
Bu yıl 210 terör örgütü mensubu ikna yoluyla teslim oldu.
Uyuşturucu Meselesini Kafaya Taktık
2015'te yıllık 7 bin 530 olan trafik kazalarındaki can kaybı sayısı, 2019'da 5 bin 473'e geriledi. 2019 Kasım-2020 Kasım arasında kaza yeri ve hastane ölümlerinin toplamı 4 bin 930 seviyesinin altına indi. Uyuşturucu meselesini kafaya taktık. Can kaybı sayısı 2017'de 941'e yükselmişti. Teşkilatlarımızın ve paydaş kuruluşların özverili çalışması sayesinde Cumhuriyet tarihinin en büyük yakalama rekorlarını gerçekleştirdik. Yıllık can kaybı sayısı 941'den geçen yıl 342'ye, bu yıl da 10 aylık verilerle 143'e düştü.
Kadına şiddet meselesini sadece siyasi ve ideolojik olarak görenler, sadece yanılgı içinde değil tarihsel bir saplantı içindeler
Onların asıl yapmak istediği bizi bu meseleden uzak tutmaktır, bu meseleye sahip çıkmamızı engellemek ve onun üzerinden ideolojik bir yarık oluşturmaktır. Aile içi ve kadına yönelik şiddet meselesini kendi propaganda tekelleri haline getirebilmektir. Buna müsaade etmeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Hanımefendinin bu konuda attığı adım, Türkiye'de devrim niteliğindedir. Kendilerine minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Burası birtakım ideolojik tertiplerin propaganda sahası değildir. Bu ciddi bir iştir ve bizim bu konuyu çözmek için sadece söylem değil yukarıda saydığım ve daha anlatamadığım pek çok adımımız var. İnsanların farkındalığını arttırmak zorundayız. Kadını, çocuğu ve aileyi korumak, hem şiddetten hem de başka mağduriyetlerden korumak bizim asli görevlerimizdendir, boş bırakamayacağımız bir alandır.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI