İLİŞKİ İLİŞKİLİ OLMALI

Bu hayat bir tek sana verilmedi.Senden başka ne kadar yaratılan varsa hepsine aittir.Yer yüzünde,yer altında ,hatta gökyüzü ve uzayda milyonlar ,belki milyarlarca yaratıktan sadece birisin.Kimden ne üstün yanın var ki kendini ayrıcalıklı sanıyorsun ? Bir

Bu hayat bir tek sana verilmedi.Senden başka ne kadar yaratılan varsa hepsine aittir.Yer yüzünde,yer altında ,hatta gökyüzü ve uzayda milyonlar ,belki milyarlarca yaratıktan sadece birisin.Kimden ne üstün yanın var ki kendini ayrıcalıklı sanıyorsun ? Bir insanı diğer canlılardan üstün kılan en büyük meziyet,kişiliktir.Kişiliğin ne kadar gelişmişse o kadar insansın. Bulunduğun ortamda eğer seni tanıyanlar arasında birkaç kişi senden emin değillerse kendini hiç adam sınıfına sokma.Adam olsan insanlar sana güvenir,samimi olmaya çalışır,istifade ederler.Ama bilginden,ama ilminden ,ama kişiliğinden ,ama cebinden.Bir şekilde birilerinin işine yaramalısın.Kimse için yaratılmadım deme hakkına da sahipsin,ama hiç kimse de senin için yaratılmadı.Bunun bilincine vararak hayata bakmalı.Aynı mahallede oturduğun insanlar,aynı apartmanı paylaştığın insanlar senin kara kaşına,kara gözüne hevesli değil,sen de onlara hevesli değilsin.Ancak hayat böyle değil işte.Kiminle hangi ortamdaysan o ortamı onunla eşit şartlarda paylaşmayı bilmelisin.Kaldırımda yürürken ne kadar yer işgal edebiliyorsan o kadarlık kısmı sana aittir.Yani ayak bastığın yer kadar hakkın var.Cürmün bu kadar işte.Kaldırımın tamamını işgal etmeye hakkın yok,karşıdan gelen biri kenara çekilmek üzereyken sen onun üzerine üzerine gidersen,o da aynı reaksiyonu gösterdiğinde dik dik bakma hakkın yok.Sen de kenara çekilmek üzere hamle yaparsan,karşılıklı bakışlar tebessüm içerir ve kısa bir baş selamı kaçınılmaz olur.Belki bir başka gün ya aynı yol güzergahında ya da bir başka yerde karşılaştığınızda yüzler aşina geldiğinden  bir merhaba ile devam eden selamlaşmaya dönüşebilir ve insanlığın gereği yerine gelir.Tersi bir durumda durduk yerde sen bir hasım kazanırken karşındakine de hasım oluyorsun. Biz ne zaman benlikten sıyrılıp bizliğin postuna bürünürsek bu hayatın ne kadar güzel olduğunu anlarız.Başka türlü çekilmiyor zaten.Bu dünyada yaşıyorsak,hayat devam ediyorsa yaşadığımız ortamda her kim varsa onunla paylaşmak zorunda olduğumuz zamanlar anlar,yer ve mekanlar olacaktır.Önemli olan bu ortamı olması gerektiği gibi yaşamak ve yaşatmaktır. Etrafına dönüp bir bak, tanıdığın insanlardan kaç işi senin gibi düşünüyor,kaç kişi içinden geçenleri biliyor sen anlatmadıktan sonra.Hem kim nereden bilecek hangi takımı tuttuğunu,hangi siyasi görüşe mensup olduğunu,hangi yemekleri sevdiğini,çayı açık mı demli mi içtiğini.Bunları birilerinin bilmesi için onunla hasbihal etmen,bazı şeyleri paylaşman gerek.Zamanla insanlar birbirlerini tanımıyorlar,karşılıklı ilişkilerdir insanları birbirlerine tanıtan.Sevdiren ya da nefret ettiren zaman değil,ilişkilerdir.Hayatında seninle hiçbir diyaloğa girmeyen biri ne yapsın seni.Onun umurunda mı senin neyi sevdiğin ya da sevmediğin ? Arkadaşların,ailen,çevren seninle ilgilenir.Sen de zaten onlar için kendini ifade etmek durumundasın, bir başkasına ne diye kendini anlatacaksın ki ? Öyle değil mi ? Madem hal böyle, madem tanıdıklarımızdan mes’ulüz,ya da onlar bizden mes’ul,o halde biz de etrafımızdakilerin halet-i ruhiyelerini iyi analiz etmek zorundayız.Biz etrafımızdaki insanların kişisel hak ve özgürlüklerini tanıdığımız sürece ,onlarla ilişkilerimizi ilişkileştirirsek birlikte geçirilen zamanın tadına doyum olmaz. O zaman bize güvenen,bizden emin olan,komşuluklarımızdan hoşnut olan insanlar çoğalır.Bir başkası seninle iyi geçinmeye bilir.Senin düşüncelerine saygılı olmayabilir.göbeği seninle kesilmedi ya,yol ver gitsin.Hem it seni ısırdı diye senin de iti ısırman gerekmiyor.

Bakmadan Geçme