Hıdrellez Kültür Bayramı
Hıdırellez kelamıdır bu rüzgâr Bu gül kokusu bu menevşe Bu raşe Bu renk Gelişinin müjdesidir baharın…   Hıdrellez Bayramı Türk dünyasında kutlana
Hıdırellez kelamıdır bu rüzgâr Bu gül kokusu bu menevşe Bu raşe Bu renk Gelişinin müjdesidir baharın… Hıdrellez Bayramı Türk dünyasında kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır Aleyhisselam ile İlyas Peygamberin yeryüzünde buluştukları gün olması savıyla kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas (a.s)'ın her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan milâdi 6 Mayıs'a rastlayan güne verilen isim. Söz konusu günde Hızır ve İlyas (a.s)'ın buluşarak sohbet ederler ve bu günlerde vakitlerini Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulurlardı. Hızır (a.s)'ın Allah'ın lütfu ile dolaştığı yerde yeşillikler çıkar ve çorak yerler çiçeklere bezenirdi. İşte bu olaya dayanarak, halk zamanla bu günlerde buluşup Hızır ve İlyas (a.s) ın geleneğini sürdürmek amacıyla özel anda ve dua günleri tertib eder olmuşlar böylece Hızır ile İlyas sözcükleri birleştirilerek “Hıdrellez” şeklini almıştır.Hızır’ın hüviyeti ve zamanı belli değildir. Baharla gelen taze hayatın sembolüdür. Hıdrellez günü; Miladi takvime göre 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıylayaz mevsimini,8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığını gösteriyor. Anadolu’da ve Anadolu dışındaki Türk toplumlarında halk arasında Hıdırellez’le ilgili olarak birtakım inançlar oluşmuştur. Bunlardan ilk sırayı sağlıkla ilgili dilekler alır. Hıdrellez günü birtakım bahar çiçeklerinin toplanarak, kaynatılıp içilmesi; tamamen şifa inancı ile ilgilidir. Hıdrellez gecesi Hızır’ın yeryüzünde gezindiği ve dokunduğu yerlere bereket saçacağına dair olan halk inancı sonucu birtakım geleneklerin sergilenmesine vesile teşkil etmektedir. Mesela yiyecek ve içecek kapları ile zahire ambarlarının kapakları açık bırakılır. Cüzdan veya para keselerinin ağızları kapatılmaz. Hızır bir kişiye verilen addan çok aslında bir doğasal durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini imgeler. Halk arasında Hızır’dan beklenen şeyler ise darda kalanlara, sıkıntıda olanlara yardım etmesi, insanlara bolluk-bereket bahşetmesi gibi hususlardır. Türkler ‘deki bazı deyim veya atasözleri bunu güzel bir biçimde aksettirmektedir: Kul daralmayınca Hızır yetişmez. /Az bilirim, uz bilirim, hıdırellezden sonra yaz bilirim./Hıdırellez yaz kapısı, yedi gün sürer tipisi/ Hıdırellez’e kadar bir tutam Hıdırellez’den sonra tutam tutamgibihalk arasında Hızır'a atfedilen bu fonksiyonlar, yüzyıllardır sözlü ve yazılı ürünlerde (efsane, destan, masal, şiir, atasözüv.b.) karşımıza çıkar. Hızır'ın sahip olduğu vasıflar insanlara şifa, sağlık, uğur getirdiği tabiattaki diriliş, uyanış ve canlılığın insana yansıması şeklinde tezahür eder. Hıdrellez kutlamalarının yapıldığı yerler genellikle günün anlamına uygun sulak, yeşillik bölgelerdir. Geleneğe uygun olarak Anadolu’nun birçok bölgesinde “Hıdırlık” denilen mesire yerleri mevcuttur. Bütün hazırlıklar bittikten sonra en yakın bol ağaçlı, pınarı olan, mesire yerlerine giden halk, Hıdrellez günü çeşitli oyunlar, eğlenceler ile o günü mutlu bir şekilde geçirmeye çalışırlar. Türk dünyasında Hıdırellez etrafında oluşturulan gelenekler, inançlar, törenler bir bakıma Nevruz ve diğer baharı karşılama gelenek ve törenleri ile karıştırılmıştır. Daha açık bir ifade ile Türkler ’deki bahar törenleri bir veya bir kaç önemli gün üzerinde yoğunlaşmış ve yapılan törenler o günün etrafında toplanmıştır. Bu bakımdan Nevruz, Hıdırellez veya diğer bahar törenlerinin tamamını herhangi birinin kutlanması sırasında görmek mümkündür. Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdrellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Hıdrellez Bayramı’nı ve Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı doğasal döngüler için sevinç duyulduğu görülmektedir. Sonuç olarak, Anadolu’da hâlâ kutlanan Hıdrellez Bayramı insanlık tarihinde çok eski zamanlardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında kutlansa da Hıdrellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkündür. Baharın gelişi ve tabiatın canlanması insanlar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak algılanmış ve böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez evrensel bir nitelik kazanmıştır. Hakan GÜLLÜOĞLU Folklor Araştırmacısı