Hamilelik Döneminde Kullanılması Gereken Vitamin ve Mineral Takviyeleri!
Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük Budak konu hakkında bilgiler verdi.
Hamile kadınların vitamin ve mineral gereksinimi %20-100 kadar artmaktadır. Bu dönemde anne adayının herhangi bir sağlık sorunu olmasa dahi artan besin ihtiyacını karşılamak, gebelik döneminde oluşacak riskleri azaltmak ve bebeğin gelişimini desteklemek amacıyla bazı vitamin ve mineral destekleri kullanılmalıdır. Peki hamilelik döneminde hangi besin takviyeleri kullanılmalıdır? İşte detaylar…
FOLİK ASİT (FOLAT)
Bebeğin büyümesi, rahmin genişlemesi, plasentanın gelişimi için gereklidir. Gebelik süresince folat ihtiyacı %50 artmaktadır. Vücutta depolanamadığı için takviye edilmesi gereken bir vitamindir. Folik asit takviyesinin bebeği gelişim geriliğinden koruduğu, düşük riskini azalttığı, nöral tüp defektini engelleyici etki gösterdiği bilinmektedir. Hamile kalınmadan önce 400 mcg/gün folik asit takviyesine başlanması ve gebeliğin ilk üç ayı boyunca da bu desteğin devam ettirilmesi önerilmektedir. Planlanmış gebelikler bu anlamda önem taşımaktadır. Ayrıca folatın besinsel kaynakları olan; yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllar ve kurubaklagiller diyette bolca bulundurulmalıdır.
D VİTAMİNİ
Hamilelik döneminde yeterli miktarda D vitamini alınması düşük doğum ağırlığı, preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) ve gestasyonel diyabete karşı koruyucu etki göstermektedir. Gerekli olan D vitamininin yaklaşık %90’ı güneş ışınlarından, %10’u ise besinlerden karşılanır. D vitamini yağlı balıklarda, karaciğerde, yumurta sarısında, mantarda, az miktarda da olsa kırmızı et ve peynirde doğal olarak bulunur. Ülkemizde D vitamini eksikliği yaygın olarak görülen bir sağlık sorunu olduğu için; gebelik öncesi dönemde başlanarak doğum sonrası da devam edilecek şekilde günlük 1200 IU (dokuz damla) D vitamini desteği önerilmektedir.
OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ
Beynin kuru ağırlığının %60’ını omega-3 yağ asitleri oluşturduğu için hamilelik döneminde omega-3 alımının yetersizliği bebeğin beyin gelişimini doğrudan etkileyebilmektedir. Omega-3 yağ asitleri vücutta üretilemeyen ve mutlaka dışarıdan alınması gereken bir besin maddesidir. Haftada 2 porsiyon (340 gram) balık tüketerek yeterli miktarda omega-3 alınabilmektedir. Fakat günümüzde deniz ürünleri bebekler için toksik etki oluşturabilecek civa gibi ağır metalleri içerebilmektedir.
Bu tehlikeden korunmak için sardalye, hamsi gibi küçük deniz balıklarını tercih etmek veya balık tüketilmemesi durumunda günlük 200-300 mg DHA içeren bir omega-3 takviyesi kullanılması önem taşır. Yapılan araştırmalara göre gebelik döneminde omega-3 takviyesinin kullanılması erken doğum riskini %42 oranında azaltmaktadır.
İYOT
Hamilelik döneminde tiroid hormonlarının artmasına bağlı olarak iyot gereksinimi artmaktadır. Gebelikte iyot eksikliğinin düşük doğum ağırlıklı bebeklere, artmış bebek ölüm oranlarına, işitme bozukluğuna ve bozulmuş motor becerilere yol açtığı belirtilmektedir. İyotlu tuzlar ve iyot içeren besinler yeterli miktarda tüketilse dahi günlük iyot ihtiyacını karşılayamaz. Bu nedenle hamilelere günlük 200 µg/gün iyot desteği verilmesi önerilmektedir.
DEMİR
Gebelikte kan hacminin ve plasenta gereksinimlerin artması nedeniyle demir ihtiyacı da artar. Bu dönemde demir eksikliği bebekte büyüme ve gelişme geriliği gibi sorunlara sebep olabilir. Eksikliğin görülmemesi için gebeliğin dördüncü ayından başlanarak doğum sonrası üç aya kadar günlük 40-60 mg elementer demir takviyesi önerilmektedir. Anne adayının beslenmesinde her zaman kırmızı et, kümes hayvanları, kuru meyveler, kuru baklagiller ve zenginleştirilmiş tahıl ürünleri gibi demirden zengin besinler bulundurulmalıdır. Yemeklerle birlikte meyvelerin, taze meyve sularının ve salataların tüketilmesi demirin vücut tarafından kullanımı artırır.